Gün geçmiyor ki şehit haberi gelmesin.
Analarının kızalı kuzuları şehit olduktan sonra “şöyle olsaydı böyle olsaydı” demek aslında kolay olan şey.
Zor olan şey ise kınalı kuzuları emanet aldıkları gibi analarına sağ salim teslim edebilmek.
AKP hükümeti bunu beceremiyor.
Her zamanki gibi son şehitlerimiz de hain bir pusu sonucu şahadet şerbetini içtiler.
Bindikleri araç zırhlı değildi.
Belki zırhlı olsaydı kurtulacaklardı.
Ama hükümetin Mehmetçiklerimize zırhlı araç almaya harcamaktan daha önemli harcayacak yerleri olmalı ki, vatan evlatları zırhı olmayan araçlara biniyorlar.
Merak ettim hükümetin nerelere harcadığını küçük bir araştırma yaptım.
Türkiye’de barındırılan ve sayıları 100 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacılara hükümet şu ana kadar yaklaşık 1 milyar lira harcadı.
Türkiye’nin Suriye’deki isyancılara ayırdığı kaynağın tutarı ise tam olarak bilinmiyor.
Türkiye, AKP hükümetiyle birlikte savunma harcamalarında büyük oranlarda kesintiye gitti.
Hükümet milyonlarca dolar ödeyip satın aldıkları VİP uçaklara yapılan harcamayı gerekli görüyor, ama askerlerimizin bugün savunmasız olmasının önüne geçecek harcamaları yapmayı ise gereksiz görüyordu.
Oysa askerlerimizin çatışma sırasında değil de bir yerden bir yere taşınırken kurulan hain pusulardan can kaybı vermeden kurtulmasını sağlayacak zırhlı araçlardan alınabilirdi.
Bu zırhlı araçların bir tanesinin fiyatı 700-800 bin lira.
Yani hükümet, Suriyeli sığınmacılara harcadığı parayı askerimize zırhlı araç almaya harcasaydı en az 1250 tane zırhlı araç alabilirdi. Her bir askeri birliğe bu zırhlı araçlardan birkaç tane verilebilirdi.
Süper lüks uçakları kullanmak yerine tarifeli uçakları kullanmaya razı olsalardı siyasiler, kızalı kuzular sıradan otobüslerle değil, satın alınan helikopterlerle gidecekleri yere ulaştırılabilirdi.
Ama bunlar yapılmadı.
Çünkü siyasilerin gözünde, milletin evlatları Suriyeli sığınmacılar kadar bile kıymetli değil maalesef.
Birleşmiş Milletler gözlemcileri gelip Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı kamplarını görünce “biz dünyanın hiçbir yerinde böyle imkânlar sağlanan kamplar görmedik” diyorlar.
Batılılardan aferin almak için dünyanın en iyi mülteci kamplarını hazırlayan Türkiye, kendi askerlerinin savunmasız bir şekilde teröristlerin hain pusularına düşmesine göz yumuyor.
Milletimiz şunu hiç unutmasın kendi oylarıyla seçtikleri siyasiler, rahat rahat zırhlı araçlar, lüks uçaklar içinde yan gelip yatarken, evlatları 5’er 10’ar şehit olmaktadır.
Bu şehitlerin en büyük sorumluluğu siyasilerin omuzlarında, onlar kadar olmasa da büyük bir sorumluluk da bu siyasileri iktidar edenlerin omuzlarındadır.
Analarının kızalı kuzuları şehit olduktan sonra “şöyle olsaydı böyle olsaydı” demek aslında kolay olan şey.
Zor olan şey ise kınalı kuzuları emanet aldıkları gibi analarına sağ salim teslim edebilmek.
AKP hükümeti bunu beceremiyor.
Her zamanki gibi son şehitlerimiz de hain bir pusu sonucu şahadet şerbetini içtiler.
Bindikleri araç zırhlı değildi.
Belki zırhlı olsaydı kurtulacaklardı.
Ama hükümetin Mehmetçiklerimize zırhlı araç almaya harcamaktan daha önemli harcayacak yerleri olmalı ki, vatan evlatları zırhı olmayan araçlara biniyorlar.
Merak ettim hükümetin nerelere harcadığını küçük bir araştırma yaptım.
Türkiye’de barındırılan ve sayıları 100 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacılara hükümet şu ana kadar yaklaşık 1 milyar lira harcadı.
Türkiye’nin Suriye’deki isyancılara ayırdığı kaynağın tutarı ise tam olarak bilinmiyor.
Türkiye, AKP hükümetiyle birlikte savunma harcamalarında büyük oranlarda kesintiye gitti.
Hükümet milyonlarca dolar ödeyip satın aldıkları VİP uçaklara yapılan harcamayı gerekli görüyor, ama askerlerimizin bugün savunmasız olmasının önüne geçecek harcamaları yapmayı ise gereksiz görüyordu.
Oysa askerlerimizin çatışma sırasında değil de bir yerden bir yere taşınırken kurulan hain pusulardan can kaybı vermeden kurtulmasını sağlayacak zırhlı araçlardan alınabilirdi.
Bu zırhlı araçların bir tanesinin fiyatı 700-800 bin lira.
Yani hükümet, Suriyeli sığınmacılara harcadığı parayı askerimize zırhlı araç almaya harcasaydı en az 1250 tane zırhlı araç alabilirdi. Her bir askeri birliğe bu zırhlı araçlardan birkaç tane verilebilirdi.
Süper lüks uçakları kullanmak yerine tarifeli uçakları kullanmaya razı olsalardı siyasiler, kızalı kuzular sıradan otobüslerle değil, satın alınan helikopterlerle gidecekleri yere ulaştırılabilirdi.
Ama bunlar yapılmadı.
Çünkü siyasilerin gözünde, milletin evlatları Suriyeli sığınmacılar kadar bile kıymetli değil maalesef.
Birleşmiş Milletler gözlemcileri gelip Türkiye’deki Suriyeli sığınmacı kamplarını görünce “biz dünyanın hiçbir yerinde böyle imkânlar sağlanan kamplar görmedik” diyorlar.
Batılılardan aferin almak için dünyanın en iyi mülteci kamplarını hazırlayan Türkiye, kendi askerlerinin savunmasız bir şekilde teröristlerin hain pusularına düşmesine göz yumuyor.
Milletimiz şunu hiç unutmasın kendi oylarıyla seçtikleri siyasiler, rahat rahat zırhlı araçlar, lüks uçaklar içinde yan gelip yatarken, evlatları 5’er 10’ar şehit olmaktadır.
Bu şehitlerin en büyük sorumluluğu siyasilerin omuzlarında, onlar kadar olmasa da büyük bir sorumluluk da bu siyasileri iktidar edenlerin omuzlarındadır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Orhan Dede / diğer yazıları
- Çağdaş Nemrutların ateşinden hiç korkmadı! / 13.04.2025
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024