Hazine üstünde oturan dilenci

Başbakan Erdoğan “bizim petrol yataklarımız” yok dedi ancak bu açıklamadan sadece 1 gün sonra Batman’da köy meydanından petrol çıktı.
Batman’ın kozluk ilçesinde bir köyde sondaj ve arama çalışmaları yapan ABD’li firma köy meydanında açtığı 4 kuyuda da kaliteli petrol buldu. Bunun üzerine firma buradaki kuyu sayısını 20’den 60’a çıkardı.
Topraklarında petrol çıkan köylüler ise ABD’li firmanın köylerine çocuk parkı yapmasını beklediklerini söylemiş.
Güler misin ağlar mısın?
Milletimizin elinden zenginliğini almak çok kolay, bir çocuk parkına zenginliklerini satabiliyorlar.
Petrolümüz yok diyen Başbakan Erdoğan çok haklı! Doğru söylüyor, O’na sonuna kadar katılıyorum.
Neden Haklı?
Çünkü var olan petrollerimiz artık bizim değil...
Bu noktada Sayın Başbakan yalan söylemiyor.
İşte petrol çıkıyor ama bizim mi?
Hayır, bizim değil.
Kimin peki?
Yabancı şirketlerin…
AKP hükümeti döneminde çıkarılan petrol yasasıyla birlikte ülkemizin sahip olduğu petrol bizim olmaktan çıktı. Çıkarılan petrolün yüzde 2’si gibi komik bir payı Türkiye’nin oluyor, geriye kalan aslan payı petrolümüzü çıkaran yabancı şirketin oluyor.
Dolayısıyla Türkiye’nin petrolü yok, altını yok, doğalgazı yok, toryumu yok bunların tamamını yabancılara vermiş durumdayız.
Bundan dolayı Türkiye’de yeni bulunan petrolden dolayı sevinemiyorum. Çünkü o petrolü her ne kadar TPAO buluyor olsa da ortağı yabancı şirket oluyor.     
Millete faydası olmayacaksa bu petrolü çıkarmamak daha iyi değil mi?
Winston Churchill 1936 yılında şunu söylüyor: “Bundan sonra bir damla petrol bir damla kandan daha kıymetlidir.”
Petrolün kıymetini anlayan Batılı ülkeler kaynaklarına sahip olabilmek için Ortadoğu’yu kan gölüne çevirdiler.
Ortadoğu’da Irak’ta, Suriye’de, İran’da çok kaliteli petrol çıkıyor. Hazar bölgesinde Azerbaycan’da ve Türkmenistan’da çok kaliteli petrol çıkarılıyor. Türkiye’nin çevresindeki hemen hemen bütün ülkeler çok kaliteli petrol çıkarırken Türkiye’ye gelince bizim petrolümüz yok dendi yıllarca.
Oysa Türkiye’yi iyi bilen yabancılar Türkiye’nin petrol denizi üzerinde yüzdüğünü dile getiriyorlar.
Amerikalı petrol şirketi RETOG 2006’da bir rapor yayınladı. Bu rapora göre Türkiye, Suriye ve Irak sınır bölgesi petrol ve gaz rezervleri açısından dünyanın en zengin coğrafyası.
Bakın bugün bütün olaylar Türkiye, Suriye ve Irak sınır bölgesinde yaşanıyor. Arap Baharı bu coğrafyayı yeniden planlamak istiyor. Bu kaynakları İslam ülkelerine yedirmemek için Arap Baharı bu bölgeye kilitlendi.
Dolayısıyla Türkiye’de çok zengin kaynaklarımız var. Ama o kaynakları millet yararına değerlendiremedikten sonra hiçbir anlamı yok.
Batılı ülkelerde bir bölgede petrol bulunduğunda çok kısa zaman içerisinde orası kalkınır. Oradan çıkan petrolden devlet de o bölgenin halkı da istifade eder. Bizim ülkemize gelince durum değişiyor. Ülkemizde çıkan petrolden ne devlet ne de vatandaş istifade edemiyor.
Bizim köylümüz bir tane çocuk parkı yapılsın yeter diyorsa, o halka çocuk parkından daha fazlasını asla vermezler.
Bundan dolayı o petrolün sahibi sensin yahu...
Niye sen çocuk parkınla yetiniyorsun?
O petrole adam gibi sahip ol, çocuk parkını kendi paranla yap. Amerikan şirketinden dilenmek zorunda kalma.
O petrol sana ait, tapusu sende. Bu ülkenin kaynakları sana ait.
Ama bu kaynakları doğru düzgün değerlendirilecek, kaynaklarını halkı için değerlendirilecek liderlerle bir ve beraber olunmazsa işte Amerikan şirketine böyle dilenci olursun.
Biz kendi zenginliklerimizi değerlendirirsek her şeyimizi kendimiz yapar, kimseden bir kuruş dilenmek zorunda kalmayız.
Ama gel gör ki yanlış kararlar bir milleti böyle kötü durumlara düşürebiliyor.