Hangi bölgede olursa olsun, hangi kültüre sahip olursa olsun, kız ya da erkek fark etmeksizin, herkesin eğitilmesi şarttır. Eğitim denince aklımıza ilk gelen kurum, okul oluyor. Bunun yanı sıra, aile, çevre, arkadaş ve kişilik özellikleri de eğitime etki eden etmenlerdir.Şöyle bir etrafıma baktığımda görüyorum ki; ülkemizdeki gençlerin büyük bir çoğunluğu, cinsiyet fark etmeksizin, en az lise mezunu olmuş durumdadır. Eskiden kızların okula gitmeleri ve eğitim almaları daha zor ve kıtken şimdi durum farklı. Yani artık kızlarda çok rahat bir şekilde okul hayatında ilerleyebiliyor.Böyle bir durumda olması gereken sonuç, daha bilinçli bir nesil ve daha rahat bir hayat tarzı olmalıdır. Fakat gerçek şu ki; durum hiç de böyle değil!Liseyi bitirip, sınav engeline takılan daha 18'lik gençlerin çoğu 500 liraya tezgâhtarlık yapıyor. Ben tezgâhtarlığı eleştirmiyorum ama mademki kızlar okula gitsin diye bu kadar kampanyalar başlatılıyor, o zaman bunun sonucu da iyi olmalı. 500 lira maaş için mi yapılıyor bu kampanyalar?Kızların okula gitmesindeki maksat ekonomik özgürlük ve bilinçli bir nesil ise, şartların bu olmaması gerekir. Bu şartlar kızları eğitip, özgürleştirmiyor, aksine sisteme daha fazla bağımlı hale getirerek köleleştiriyor. Bu insanlar evde huzursuz hale gelerek, aile içi çatışmaların başlamasına sebep oluyor. Üniversite hayali kurup, edinmek istediği meslek için çabalarken, bir de bakıyor ki, istediği okulu kazanamamış, meslek edinememiş. Ona ekonomik özgürlük diye aşılanan bilinçle, her ne olursa olsun çalışmalıyım, mantığına bürünüyor ve hem duyguları, hem bedeni, hem de zihni daha çok yıpranıyor. Okuyarak daha rahat olması gerekirken, daha çok yoruluyor.Ben böyle bir özgürlüğü kabul etmiyorum! Bu benim toplum içindeki kabul görürlüğüm değil, emeğimin ucuz görülmesidir. Bu nasıl bir mantık? Sizi işe alanlar, yaşınıza bakıyor, giyim tarzınıza ve görünüşünüze bakıyor, yetmiyor bir de en azından lise mezunu olmanız gerekiyor, tüm bu şartlara karşı verdiği para 500 lira?Benim dünyamdaki genç kız modelinin, emeği de, hayatı da, hayali de bu kadar ucuz değil! Ve böylesine bir çalışma şartının adı da ekonomik özgürlük değil! Gençler devletin evladıdır. Devlet, baba gibi evladını sarıp, sarmalamalıdır. Bir genç kızı bu şekilde çalışmaya mecbur bırakanlar, öz evlatlarında bu durumu kabul etmeyen bencil insanlardır. İşte bu sebeple, sonuna kadar savunduğum model "Milli Ekonomi Modeli"dir. Çünkü bu modelde gençler, istedikleri bölümde okuyup, istedikleri eğitimi alacaklalar ve istedikleri meslekte çalışacaklardır. Hem de emeğinin karşılığını alarak. İşte demokrasinin de özgürlüğün de bağımsızlığında adı budur.Bilinçli, eğitimli, rahat ve huzurlu bir nesil böylelikle yetişecektir.
Behiye İnekçioğlu / diğer yazıları
- Bir olma vakti / 17.01.2018
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014
- Görmeyene göstermek / 03.10.2014
- Yaparak ve yaşayarak öğrenme süreci / 21.09.2014
- İçimizde kalsın! / 15.09.2014
- Bir parmağı eksik olanlar! / 08.09.2014
- Davaya ram olabilmek / 29.08.2014
- Bu inancın adı nedir? / 24.08.2014
- Haydi, kızlar okula! / 11.08.2014
- İhanet, esaret, asalet ve vicdan / 31.07.2014
- Hoş geldin ya şehr-i Ramazan! / 30.06.2014