Karadenizliler, 1991 seçimlerindeki Ekim ayını çok iyi hatırlarlar.Hani, Süleyman Demirel, "Hamsi kavağa çıkar mı?" demişti; bir hafta sonra ise Mesut Yılmaz "Hamsi kavağa çıktı" diye karşılık vererek Başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Başbakan R. T. Erdoğan, "daha ziyade Kasımpaşalı" olması münasebetiyle, Karadeniz'in cefakâr ve fedakâr insanının "şamarı"nı ya bilmiyor, ya da önümüzdeki seçimlere girmeyi düşünmüyor. Bilseydi, bölgenin yegâne geçim kaynağı olan çay, fındık, tütün ve sair tarım ürünleri üzerine bu derece "IMF'ye teslim olmuş Kasımpaşalı" edası takınamazdı.4 sene önce Kasımpaşa kahvelerinde sandalye üstünde konuşurken "çayın fiyatı en az 750 bin lira olmalı" diye nutuk atan Erdoğan, kendisinin açıklamaya cesaret edemediği 600 liralık çay fiyatını bakanının ağzında halka "kara haber" olarak veriyor.Benzer tavrı fındıkta, tahılda, incirde takınıyor? Yetinmiyor, köylüye, çiftçiye fırçayı basıyor.Erdoğan, doğudan batıya, kuzeyden güneye M. Kemal'in "milletin efendisi" diye taltif ettiği ne kadar "elleri nasırlı" çiftçi ve müstahsil varsa hepsini haşlıyor.Erzurum'da buğday çiftçisine "Bu millet yatıp kalkıp size mi çalışacak" diye çıkışıyor. Batman'ın "Öldük bittik" pankartlarını taşıyan tütün müstahsilini, "Zarar ediyorsan ekme, ekerken bana mı sordun" diye haşlıyor. Mersin'li narenciye üreticisine "Haydi ananı al da git" şamarını basıyor. Giresun ve Ordu'da "fırça piyangosu"ndan mağdur fındık üreticisi nasipleniyor.Üretici karşısında aslan kesilen Erdoğan, IMF karşısında "gelene ağam- gidene paşam" çekiyor.Karadenizliler başta olmak üzere tüm Türk çiftçisi, hamsiyi, fındık ağacına, çay "tamli"sine, tütün fidesine çıkartmaya; Erdoğan'ı da sandığa gömmeye hazırlanıyor. Erdoğan, herhalde "genel seçim"lere girmeyi düşünmüyor olmalı. Bu sebeple nasıl yapar ederim de Çankaya'ya kapak atarım telaşıyla, millet nezdinde kaybettiği desteği "hariçte" arıyor; IMF'nin aklıyla milletin ensesinde boza pişiriyor.Karadenizde çay, fındık, tütün ve sebzecilik bitti. Çukurova ve Ege'de pamuk can çekişiyor. Trakya'da ayçiçeği "mezarını arzulayan ölü" gibi başını güneşe değil yere çevirmiş vaziyette. Narenciye dalında çürüyor. Tahıl, buğday sizlere ömür? Kayısı, incir, üzüm dibe vurmak üzere. Ordu'da vatandaşın "fındığa gel, fındığa?" çıkışı, Başbakan'a hakaret olsun diye değildir; yüreğinin yangını ifade etmektir, halini arz etmektir, hükümete vazifesini hatırlatmaktır.5-6 milyar dolarlık "altın" gibi bir fındık pazarından bahsediyoruz. 8 milyon insanı ilgilendiren fındıktan konuşuyoruz. 7 lira diye fiyatı açıklanan fındığın fiyatı, en son Erdoğan'ın Giresun konuşmasıyla birlikte 2 lira 10 kuruşlara düştü.Bu vaziyet, fındık fiyatını, 7 milyondan 2 milyonlara kimlerin düşürdüğünü gösterdi herhalde?FİSKOBİRLİK Başkanı Salih Erdem, "Başbakan'ın Giresun'daki konuşmasından sonra Fiskobirlik'in elindeki fındık 102 milyon YTL değer kaybetti" diyor.Fındıkta bir şey yapmıyorsunuz, bari konuşup fiyatını dibe vurmayın sayın Erdoğan?! Zarar üstüne zarar vermeyin! Bu zararı kim telafi edecek?Erdoğan, fındık müstahsili karşısında, "FİSKOBİRLİK'in borcunu sildik, yapacağımızı yaptık, gidin paranızı onlardan alın, onlar da İş Bankası'ndan kredi bulsun" diye konuşuyor.Sadece FİSKOBİRLİK'in mi borcu silindi? Hayır.Gülbirlik, Marmarabirlik, tariş İncir Birliği, Tariş Pamuk Birliği, Tariş, Zeytinyağı Birliği, Tiftikbirlik, Trakyabirlik, Antbirlik? borçları silinenler arasında.Ama onlara kredi var, FİSKOBİRLİK'e yok? FİSKOBİRLİK üvey evlat mı; yoksa başka bir bityeniği siyaseti mi sözkonusu?Başkan Erdem, "Devletin birliklerden 700 milyon YTL alacağı vardı. Yeniden yapılandırma kapsamında sadece anaparasını ödeyen birliğe yeniden kredi kullandırılacaktı. Sadece biz anaparamızı, 190 trilyon lira ödedik ama yine de bize yeni kaynak kullandırılmadı. Diğer birlikler sadece faiz ödediği halde onlara yeni kaynak verildi. En stratejik ürün olan fındığa kaynak verilmedi. Hakkımız olan 100 milyon YTL bize verilseydi, bugün yaşananlar yaşanmayacaktı. Fındık fiyatları bu kadar düşmeyecekti. Bazıları bundan zevk alıyor herhalde..." diyor.Önceki gün Fındık zirvesinden "güya 9 maddelik öneri" çıktı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun başkanlığında Fındık Zirvesi toplanıyor; "çözüm" diye bir şey yok. 9 maddelik temenni ve tavsiye dışında somut bir çare yok. Niye? Çünkü AKP, IMF'nin gölgesi altında?BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tüm Türk çiftçisine Nobel ödülüne aday gösterilen "Milli Ekonomi Modeli" ile çözüm sunuyor, proje getiriyor, kaynak üretiyor.Tohum toprağa atılmadan 6 ay önce ürünün yüzde 50'sinin parası "avans" olarak, ürün teslimatında da geri kalan bakiye "peşin" olarak ödenecek. Devlet ürün alım garantisi verecek, vatandaş dilediği kadar üretecek. Ürünün fiyatını müstahsili temsilcileri belirleyecek. Ürün, her türlü afete ve zarara karşı "ücretsiz" sigortalanacak; üretici "ücretsiz" sigortalanarak, her türlü "sosyal güvenlik" haklarından istifade edecek.Devletin vazifesi "vatandaşın ürünü"ne karşılık TL basmaktır, emisyonu genişletmek, senyoraj hakkını kullanmaktır. TL, ürün karşılığı basılacağı için "hiçbir enflasyon riski" dahi yoktur.20-25 yıldan beri Türkiye'ye faizli para satan "küresel tefeciler"in ev IMF'nin aklıyla Türkiye'de para basılmıyor. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, işte bu sömürü çarkını değiştirecek "milli proje" ile geliyor. Hamsiyi, kavağa, fındık ağacına ve "çay tamlisi"ne çıkartacak model işte bu? Türk çiftçisi, bu milli modelin sahibi BTP iktidarında, "IMF'ci şımarıkların fırçaları"nda kurtularak "milletin efendisi" olmanın onurunu yaşayacaktır.Üretilen fındığın karşılığında TL basmak vazifesi FİSKOBİRLİK'in değildir; bu vazife hükümetindir. FİSKOBİRLİK para basarsa, kalpazanlık yapmış olur; hükümet ise, en doğal senyoraj hakkını kullanarak çiftçinin ürünü karşılığında TL basmakla mükelleftir.Dolayısıyla vazifesini yapmayan hükümettir, AKP'dir. Gerisi hikâye?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019