logo
11 NİSAN 2025

Güçlü aile güçlü millet

07.09.2016 00:00:00
Aylardır, hatta yıllardır davûdî sesli, Ehl-i Beyt nefesli, "Türkoğlu Türk'üm" diyen bir müezzin; günün her saatinde ve dünyanın her yerinde insanlığı salâha/düzelmeye ve felâha/kurtuluşa çağırıyor.
Dünyanın her yerinde bu davûdî ses duyuldu!
Dünyanın çoğu yerinde bu çağrıya icabet edildi ve bu çağrıya kulak verip uyanlar felâha erdiler. İnşallah salâh-ı hâle erenler de çok olur.
Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'dan ve Rusya'yı 5-6 senede asgari ücretini 10 dolardan 2.000 dolara çıkaracak refaha erdiren Milli Ekonomi Modeli'nden bahsediyorum elbette.
Şükürler olsun; körler, sağırların birbirini ağırladığı ülkemizde de bu Türkçe Dâvûdî sesi duyanların sayısı hissedilir derecede artmaktadır.
Bu duyarlı kardeşlerimizden biri, bana bir makale göndermişler, keyifle okudum.
Kendilerine "Ulusal" diye iftira eden yaygın basın ve medyanın görmezden geldiği bu Kardeşimizin sesini duyurmayı vicdani bir görev saydım ki, bu Kardeşimiz, profesyonel bir yönetmen ve okuduğunuzda görüleceği gibi çağı çağıl çağıldayan bir Türk kalem..
Alıntılar yaparak kısaltmayı düşündüm ama kıyamadım ve dokunamadım.
Sözü uzatmadan buyurun Şener DANYILDIZ Kardeşimizi okumaya:
"GÜÇLÜ AİLE, GÜÇLÜ MİLLET
İnsanı insan yapan davranışlar, değer yargıları, olması gereken alışkanlıklar ve manevî değerler vardır. Bu değerler, bizim milletimizin yapı taşlarıdır. 
Biz güçsüzümüze, düşkünümüze yardım eden; küçüğümüzü koruyan, büyüğümüze saygı duyan, manevî değerlerimize sıkı sıkıya bağlı olan; üzüntüde ve sevinçte paylaşmayı bilen bir milletiz. Ama ne yazık ki son yıllarda, bu değerlerimizi hayatın içinde görememekte ve bunun üzüntüsünü yaşamaktayız.
Bu değerlerimizi yeterince koruyamıyor olmak, sadece gönüllerimize üzüntü olarak yansımakla kalmıyor; aynı zamanda, bizleri yanlışlara sürüklüyor. Bu durumda, geçmişine sahip çıkmayan, geleceğine umutla bakamayan ya da millî değerlerinden yoksun, yozlaşmış bir toplum olma riski ortaya çıkıyor. 
Aslında çok zor değil, bu değerleri, toplum hayatında görünür hâle getirmek. Bu konuda herkes üzerine düşeni yapsın yeter. Neler yapmamız gerektiğine gelince, şunları sıralayabiliriz:
1. Çok basit gibi görünen ama aslında çok büyük önem taşıyan; yoksula yardım etmek, paylaşmayı bilmek, büyüğümüzü saymak, küçüğümüzü sevmek gibi insanî değerlerimizi hatırlamak ve hatırlatmak.
2. Gelenekselleşmiş alışkanlıklarımızı sadece söylemekle kalmamak, bunları hayatın içinde uygulamak. Asker uğurlama, sünnet ve evlilik gibi törenlerde bir arada olmak, komşuluk ilişkilerine önem vermek.
3. Mutlu aileler kurabilmek için karşılıklı sevgi, saygı ve fedakârlık göstermek. Yakınlarımızdan, eşimizden, dostumuzdan her kim yuva kuracaksa onlara bu değerler üzerine yuvalarını inşa etmelerini öğütlemek.
4. İnsanımızı tehlikeli alışkanlıklardan, bağımlılıklardan ve bize yakışmayan hayat tarzından uzak tutmak.
Saydığımız değerlerin hepsi aslında, bizim insanımızda var. Ama ne yazık ki bunları göstermez, uygulamaz olduk. Toplum yapısını koruyan bu değerlerin önemini unutmamak daha da önemlisi nesilden nesile aktarmanın bir görev olduğunu hiç bir zaman hatırdan çıkarmamak gerekir.
Mutlu aileler, mutlu toplumları oluşturur. Mutlu toplumlar ise topyekûn güçlü bir milleti, güçlü bir devleti meydana getirir.
Bir devleti yıkacaksan, önce aile yapısını bozacaksın, derler. Bu doğru bir tespittir. Çok şükür biz, toplum olarak henüz vahim bir durumda değiliz. Ama yapmamız gerekenlerin de yeterince bilincinde olduğumuzu da söyleyemeyiz.
İş işten geçmeden her birimiz aile bağları, komşuluk, akraba ve toplum ilişkilerimizi gözden geçirmeliyiz. Çocuklarımızı, bu değerler ile yetiştirmeliyiz. En iyi ders anlatılarak değil, örnek olunarak verilen derstir. Bu sebeple biz yaşayacağız ki çocuklarımız da bizden görsün, bir anlamda bizi taklit etsinler.
Dinî bayramlarımızda eş, dost ve akraba ziyaretleri yapıp, onların hayır duasını almanın önemini çocuklarımıza anlatalım.
Düğünlerimizde, neşeli günlerimizde hep beraber sevinmeyi, üzüntülü ve yas günlerimizde ise hep beraber üzülmeyi bilelim.
Mutlu aile ve mutlu toplum olabilmek için bazı durumlar vardır ki, bunları kişinin kendisinin değil, bir toplumun sorunu olarak görelim.
Buna örnek vermek gerekirse; kadına şiddet en başta gelir. Şiddet gören kadınlara destek verirken, şiddeti uygulayana dur diyebilelim. Ona yaptığının hata, günah ve çok ağır bir suç olduğunu hatırlatalım.
Diğer bir örnek de madde bağımlılığı olabilir. Çevremizde bu illete tutulmuş kişiler özellikle gençler varsa bunlara kendi çocuklarımız gibi sahip çıkalım. İlletin batağında olanları, kendi canımızmış kabul ederek, kurtulması için elimizden geleni yapalım. Daha da önemlisi o illete bulaşmayı engellemek için gerekenleri yapalım.
Güzel alışkanlıkların, manevî ve kültürel değerlerin birçoğu bize atalarımızdan miras kaldılar. Biz, atalarımızın kemiklerini sızlatmama adına değerlerimize sahip çıkalım, gelenek ve göreneklerimizi yaşayalım ve yaşatalım. Unutmayalım ki millet olmak yüzlerce yıllık dinî ve millî muhteva ile şekillenmiş değerler bütününün, kuşaktan kuşağa aktarılması ile gerçekleşir.
Şener DANYILDIZ"
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Mustafa Aslan / diğer yazıları
Serbest bırakıldılar
Yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Nifak ve haset
Okullar tatil
Ankara'da kar ve fırtına beklentisi
Tutuklama talebi
Murat Ağırel ve Timur Soykan adliyede
'Mustafa Kemal örnektir'
Endonezya lideri TBMM'de konuştu
Hüseyin Baş’tan gözaltılara tepki
‘Gözaltı değil özgür basına gözdağı’
Erdoğan - DEM Parti görüşmesi gerçekleşti
Beklenen görüşme 13.30'da başladı
Hedef Kıbrıs'taki Türk varlığı
Rumlardan Türklere karşı yeni terör örgütü
Mısır, Avrupa'dan destek istiyor
9 milyondan fazla mülteci var
Trump, Karelina'yı Putin'den aldı
12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı
Avrupa, Trump'ın kararından memnun
Leyen misilleme konusunda renk vermedi
Cumhurbaşkanlığı kurullarına yeni atamalar
140 isim Resmi Gazete'de
Ahmet Minguzzi'nin kabri tahrip edildi
Cinayet davasında ilk duruşma başladı
1 ay önce özelleştirilen madende göçük
İşçiler özelleştirmeye karşı çıkıyordu
Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı
Tehdit ve şantaj iddiası var
Serbest bırakıldılar
Yurt dışı yasağı ve adli kontrol şartı
Atatürk’ün hazırlattığı hutbeler
Nifak ve haset
Okullar tatil
Ankara'da kar ve fırtına beklentisi
Tutuklama talebi
Murat Ağırel ve Timur Soykan adliyede
'Mustafa Kemal örnektir'
Endonezya lideri TBMM'de konuştu
Hüseyin Baş’tan gözaltılara tepki
‘Gözaltı değil özgür basına gözdağı’
Erdoğan - DEM Parti görüşmesi gerçekleşti
Beklenen görüşme 13.30'da başladı
Hedef Kıbrıs'taki Türk varlığı
Rumlardan Türklere karşı yeni terör örgütü
Mısır, Avrupa'dan destek istiyor
9 milyondan fazla mülteci var
Trump, Karelina'yı Putin'den aldı
12 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı
Avrupa, Trump'ın kararından memnun
Leyen misilleme konusunda renk vermedi
Cumhurbaşkanlığı kurullarına yeni atamalar
140 isim Resmi Gazete'de
Ahmet Minguzzi'nin kabri tahrip edildi
Cinayet davasında ilk duruşma başladı
1 ay önce özelleştirilen madende göçük
İşçiler özelleştirmeye karşı çıkıyordu
Murat Ağırel ve Timur Soykan gözaltına alındı
Tehdit ve şantaj iddiası var
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.