Göz göre göre Türkiye'yi batıramayız

Küresel, bölgesel ve yerel ölçekli gelişmeler bağlamında Türk siyaset ve aydın takımının vaziyetini "körlük" olarak nitelemek gerçekten hafif kalır.Göz göre göre görmemek körlük değildir.İktidar sahibi siyasetçiler, havuz medyasına kümelenmiş yazar-çizer esnafı, hatta havuzun dışında kulaç atan aydın takımı, Türkiye ve dünyadaki gelişmeleri okuyamıyor değil, görmüyor.Türkiye tablosu ve bu tabloda etkili ve yetkili figüranların ahvali, Gazi M. Kemal Atatürk'ün şu ifadelerinde adeta tam karşılık buluyor:"Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir."Türkiye adalette, demokraside, temel hak ve hürriyetlerde çuvallıyor.Türkiye, devlet geleneğini yitirmiş, sosyal dokusunu ve aile yapısını dağıtmış gidiyor.Ekonomide battıkça batıyor.Müflis dış politika, Türkiye'ye, bölgede selam verecek komşu, dünyada işbirliği yapacak partner bırakmadı.Küresel ölçekte ise, Amerika ve Avrupa dünyalarının geçirdiği buhranlara, yaşadıkları ekonomik iflaslara dünya şahit oluyor. ABD ve Avrupa kendi buhran ve streslerini, Rusya'nın buradan yükselen bir yıldız olması münasebetiyle özellikle bölgemize savaş, işgal ve kaos olarak ithal ediyor.ABD ve Avrupa, baş aşağı giderken; 2005'ten itibaren BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli, Sosyal Devlet tezi ve sosyal barış projeleriyle tanışan Rusya, toparlandı, şahlanmaya başladı.Rusya, hem ekonomik buhranını atlattı, hem de yerel, bölgesel ve küresel ölçekte barışı temin eden güç halini aldı.Bu güne kadar iktidar ve ikbal uğruna Amerika ve Avrupa'ya jandarmalık ve kapı kulluğu yapan kimi Türk siyasetçileri ve aydın takımı, son bir-iki senedir kapıdan geri çevrilmenin telaşıyla, nereye koşacaklarının farkında değiller? One minute numaralarıyla milletin gözünü boyayan İslamcı takım, adeta İsrail'in himmetiyle Amerikan lobilerinde "deliğe süpürülmeden korunma" ve yeniden hüsnü kabul görme arayışına girmiştir."İktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler."Ancak görünen şu ki, bunlar pastırma yazı türünden şeylerdir.Siyasetçilerimiz pastırma yazına aldanarak vakit kaybediyorlar.Dolayısıyla acil görmemiz ve yapmamız gereken, devlet geleneğimize uygun, ayakları yere basan ve ekonomik kalkınmamızı sağlayacak çözümlere yönelmektir. Prof. Dr. Baş ve çözümleri, Türkiye için tek çıkar yoldur.Elimizi vicdanımıza koyalım, başka bir somut, reel ve yerli bir çözüm varsa; buyursun, beri gelsin?Rusya örneği ve uygulaması, her bakımdan Türkiye için de çok önemli bir tecrübedir.Bölgemizden başlayarak küresel ölçekte genişleyen yepyeni bir barış kuşağı oluşuyor, dünya yeniden karılıyor. Türk siyasetçisi ve aydın takımı, bu gerçeğe sırtını döner, göz göre göre görmezliğe devam ederse, buna ne cehalet denir, ne dalalet? Atatürk'ün dediği gibi dense dense hıyanet denir. Bu hıyaneti ortadan kaldıracak olan da Türk milletinin azmi ve kararıdır.