Son zamanlarda adeta bir el tarafından düğmeye basılmışçasına BTP'nin merhum lideri Prof. Dr. Haydar Baş Bey ve onunla adeta bir bütün olmuş kutlu davasına saldırılar başladı. Hem de ne saldırı, her türden insan sıfatında varlıklar peş peşe sahneye çıkmaya başladı. Önce malum bir internet sitesi üzerinden servis edilen bir fotoğrafla Haydar Hoca Milli Görüşçü gösterilmeye çalışılırken diğer yandan Ehl-i Beyt düşmanları neredeyse 1400 yıllık kinlerini ilk günkü çirkinlikleriyle kusmaya başladı. Bu süreci yanlış okuyan bir grup uşak, ormanı aslansız kaldı zannedip çakallık yapmaya başladı. Yok, öyle yağma.
BTP liderinin ve onun yetiştirdiği kadronun hayatları boyunca savundukları ve savunacakları duruşun ortak paydası vatan sevgisidir. Bu sevgi peygamberî bir sevgidir, bu kadro için vatan sevgisi imandandır. Çünkü vatan, Haydar hocanın ifadesiyle imanın yaşandığı yerdir.
Hz. İbrahim'i ateşe atmaya kalkan irade bir insanı öldürmekten çok daha fazlasını planladı. Oyun, tevhit inancını ortadan kaldırmak adına sahnelenmek istendi. Ateş yakıldı, mancınık kuruldu, tüm ahalinin gözü önünde bir peygamber ateşe atılacak ve belki de ondan sonra bu emsal üzerinden tüm peygamberlere ve varislerine gözdağı verilecek ve toplumla aralarına bir set çekilecekti. Ama ne İbrahim ateşe atılmaktan korktu ne de ateş İbrahim'e dokunabildi. Cenab-ı Allah tüm oyunları öyle bir bozdu ki, İbrahim'i yakmayan ateş tüm inananlar için emsal oldu. Artık biliyorduk ki, hakkın davasına hiçbir Nemrut ne el ne de dil uzatabilirdi. Uzatmaya kalkan da rezil rüsva olur.
Haydar Baş ismi bu ülkede vatan sevgisi, birlik ve beraberlikle özdeşleşmiş ve her fırsatta dillendirdiği Ehl-i Beyt aşkıyla bütünleşmiş bir yüce şahsiyetin adıdır. Bu nedenledir ki, bu kavramlarla derdi olanlar her fırsatta bu ismi hedef almış ama akıbetleri hep hüsran olmuştur, olmalıdır da. Öyle ya Allah (c.c.) dostuna buğz edene harp ilan diyor.
BTP'nin madenler meselesini dillendirmesiyle birlikte birden bire türeyen "Lozan'da gizli maddeler var bu nedenle maden çıkaramayız" fitnesini bir cümleyle yok eden Hoca Atatürk, Lozan karşıtlarının arka planını da deşifre etti. Bir de gördük ki, Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş mücadelesini kimlere karşı verdiyse Hoca Atatürk'e de o dünyanın uzantıları ve torunları karşı çıkıyor. Aslında tüm bu çatışma kökü binlerce sene öncesine giden bir mücadelenin isim ve vücut değiştirerek tekrar tekrar sahneye çıkan yeni versiyonundan başka bir şey değil. Hz. İbrahim'i ateşe atmaya çalışan, İmam Hüseyin'i Kerbela'da şehit eden, Mustafa Kemal Atatürk'e kurtuluş mücadelesinde karşı gelip sonrasında keşke Yunan galip gelseydi diyen ve bu gün Allah'ın Haydar'ı vefat etti meydan bize kaldı diyenlerin derdi hep üzerinde yaşadığımız vatan ve o vatanı sevmeyi bize emreden imanımız olmuştur.
Haydar Baş bey'in kadrosu İbrahim'in ateşe atıldığını görüp de kendini o ateşe bir an bile tereddüt etmeden atan bülbül gibidir. Vatan sevgisi bu kadronun imanındandır. Bu nedenle BTP kadroları Genel Başkan Hüseyin Baş beyefendinin etrafında sımsıkı kenetlenerek bu vatanın teminatı olmaya devam ediyor. Bu devamlılığı görenler bu birliğin bereketinden Türk milletini uzak tutmak adına görevlerini ifa etmeye başladı. Onlara küçük bir tavsiye; en çok, göremediğiniz aslandan korkun.
- Tavuk döner ekonomisi / 08.01.2022
- Göremediğiniz aslandan korkun / 15.05.2020
- Bir ömre sığmayan hayat / 24.04.2020
- Amerika Korona’nın ilacını buldu / 28.03.2020
- TRT’den skandal dizi / 18.03.2020
- Sen nasıl bir senesin 2020 / 17.03.2020
- Kapitalizmin elindeki kırbaç, teknoloji / 27.02.2020
- Farkında olmadan halk Budist oluyor! / 20.02.2020
- Kore’nin ‘parazit’ başarısı / 11.02.2020