Kadim Dostum Gönlümle muhabbet ettik ve bana dedi ki;Keçi can derdindeyken, yağ peşinde koşturan kasaplar, insanlık tarihiyle birlikte varlar!Bu kurnazlar, her döneme ve dönemin kültürüne göre, dönemin yönetim şekline göre adlandırılırlar!Bunlara, en eski söylemle "Saray Soytarıları" denir.Bunlar, gönüllü soytarıdırlar! Bunların işi, profesyonel maskaralık, gönüllü kaşmerliktir!TDK Sözlüğüne göre; "Söz ve davranışlarıyla halkı güldürüp eğlendiren kimse, maskara" diye tarif edilse de bu soytarılar, sarayda sultanları güldürürken halkı öfkelendirirler!Halkı öfkelendirmelerine rağmen, sultanı ne kadar güldürebiliyorlarsa o kadar para kazanır, o kadar zenginleşirler!İtibarları, soytarılıkları kadardır! Dünyalıkları, kaşmerlikleriyle düz orantılıdır!Bunlar saray ile sokağın varsıl delikanlıları arasında muhabbet tellallığına da meyillidirler!Saray ile sokak arasındaki ulaklıklarını da çift bedelli yaparlar! Hem saraydan gizli mektup gönderenden, hem de sokakta saraydan mektup alan varsıl delikanlılardan işlerinin bedelini alırlar. Sonra da "Bilgisiz İlgililer"ce, harıl-harıl sarayda böcek aranır!Tarihte iz bırakmış kötülerin tamamının soytarıları da kendileriyle birlikte anılır ve milletin küfrettiği kötülerin yanında sövgülerden de paylarını alırlar!Günümüzde saray mı, soytarı mı kaldı? Sorularını, umarım soran olmaz!Soran çıkarsa; ateşli taraftarlardır, fanatik soytarıların soytarılarıdır!Günümüzdeki İmage Maker'lerin, Anketörlerin, Kamuoyu Araştırmacılarının, hatta Müşavirlerin yani danışmanların ne iş yaptıklarını zannediyorsunuz?Meşhur Jöleli'nin, soyadıyla davranışları sürekli tezat oluşturan saray soytarılığının en soylu temsilcisinin, yine adıyla ve soyadıyla oluşturduğu zıtlık kadar saraydan itibar gören hem mümtaz, hem er, hem de Türk'ün ne iş yaptığını zannediyordunuz?Kaç-AK Saray ve Saray Müştemilatı'na dönüştürülen Konut'ta attıkları taklalar, yaptıkları yorumlar, verdikleri müşavirlik hizmetleriyle Sultan ve Vüzerâsını güldürürken milleti öfkelendirip sövdürenlerin, ne iş yaptığını zannediyorsunuz?Söyledikleri, tahminleri doğru çıkan Kamuoyu Araştırmacısı bir firma biliyor musunuz?Bunların, güya kehânet yaparken Sultan'ın duymak istediklerini, gizemli bir üslûpla söyleyip, çuvalla para almaktan başka bir işleri mi var?Toplum önüne değil, soytarılıkla kazandıkları çuval dolusu paralarla kurdurulan TV ekranlarına çıkacakları zaman, -güya- İmage Maker'larının önerilerine göre giyinen; TV ekranından okuyacakları konuşma metnini başkalarına yazdıran, "Ben okumam! Okur özetini getiriler" diye övünen, kafasını bozan gerçeklerdense anketörlerin söylediği duymak istedikleriyle yetinen ve övünen bilgisiz ilgililerin halleri ise ayrı bir yürek yarası! Bunlar, terziye ölçü vermeden elbise, hiç denemeden ayakkabı siparişi verirler! Bu siparişlerini de saray soytarıları vasıtasıyla verirler! Onlar da soytarılıklarına yakışır kaşmerlikle ayakkabı alır, kutusunu da başka bir işte kullanırlar!Ekranların en ünlü ekonomi yorucularına (yorumcuları değil) sayma makinesiyle saydırdıkları euro ve dolarlarını istifletirler!Danışmanların, İmage Maker'ların, Kamuoyu Araştırmacılarının bilmesini istemediklerini ise birinci dereceden yakınlarına "sıfırla" tırlar!Bu yüzden de bu İleri Demokrat Sultan; dün söylediklerini bugün, demin söylediklerini şimdi yalanladığının farkında bile olmaz!Çünkü taşıma suyla değirmen ancak bu kadar döner, el atıyla süvarilik ancak bu kadar olur, taşıma akılla devlet ancak bu kadar yönetilir!Kıyafetini İmage-Maker'ların seçtiği; nutuk metinlerini Danışmanlarının yazdığı, halini bakmadığı aynası değil Kamuoyu Araştırmacılarının gösterdiği, yüksek kanaat sahibi kişilerin yönettiği bir ülkeyiz maalesef!Bu yüzden de; herkesle sövüşen-dövüşen İleri Demokrat bir Sultan'a ve Köroğlu'nu bilmediği için Robin Hood'u örnekleyen özet çıkaranlara; bu yüzden konuşması gereken yer ve zamanlarda susan, konuşmaması gereken yerlerde bağırıp çağıran Asrın Bilgeleri'ne mecburuz!Bu kadar çok bilenin, her aklına estikçe oynaması yüzünden kevgire dönen bir Anayasa ile bağlı kalacağına namusu ve şerefi üzerine and içip sonra; "Ben Anayasa'yı tanımam" diyen Dahiliye Nazırı ile hiç dayak yemediği için sayı saymaya gerek duymamış kişilerin ana-muhalefetiyle ve en önemlisi "Taşıma akıl" la yapılan siyasetle de ancak bu kadar acayip bir ülke meydana çıkarabiliyoruz!Biliriz söz dinlemeyenin sözü dinlenmez! Ama yine biliriz ki; el atıyla sefere çıkılmaz, taşıma suyla değirmen dönmez, taşıma akılla ülke yönetilmez!"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017