Haydar Baş Hoca'nın yönlendirici ferâsetine dikkat çekerek yazıma başlamadan önce, ferâsetin anlamını paylaşmak istedim.T.D.K. Sözlüğü'nde ferâset: Anlayış, seziş, sezgi, zekâ;Osmanlıca-Türkçe Lügat'te ise ferâset: Anlayışlılık, çabuk seziş.. Olarak açıklanmış.Genel kabûlde ise ferâset; dağın ötesini görmek, yıllar sonrasını tahmîn edebilmek diye tanımlanır. Dağın arkasını görüp göremeyeceğini bilemem ama yıllar sonrasını öngörerek; 35 yıldan fazladır Türk Milletini ayıktırmaya çalıştığını, 2002'den beri dinledim, okudum. Son iki yılda da bizzat tanıklık ediyorum, gururla...Son "Diyalog Özel Programı"nda Prof. Dr. Haydar Baş; AKP'nin kavga-dövüş çıkarmaya çalıştığı "İç Güvenlik Yasası" hakkında; "Hedef terör ise zaten teröristle anlaştın! O zaman bu iç güvenlik yasalarına ne gerek var? Demek ki direkt milleti kontrol ve baskı altında tutmak için çıkarılıyor" diyerek müthîş bir öngörüde bulundular!Haydar Baş Hoca'nın bu tesbîti ile eşzamanlı olarak, daha yasa çıkmadan İzmir Valiliği'nden bir dizi "Yasak Kararları", kamuoyuna duyuruldu!T.C. İzmir Valiliği Hukuk İşleri Müdürlüğü'nün, 95035699-498.99-6932 sayılı ve 04/03/2015 günlü "VALİLİK KARARI"na resmi sitesinden baktım:"MADDE-1: AMAÇ: Bu karar, Anayasanın 25, 26 ve 34. Maddeleri ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin; "Düşünceyi ve kanaatleri açıklama ve yayma hürriyeti" kapsamında İzmir İl sınırları içerisinde gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılacak basın açıklamaları ile benzeri (stant vb.) faaliyetlerin kamu güvenliği ve genel asayiş yönünden düzenlenmesini amaçlar" diye başlıyor.Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere bütün demokratik anayasalardan ve gerektiğinde de kanunla sınırlandırılabilecek ilkelerden bahsedildikten sonra;"1- Kamuoyu oluşturmak, düşünceyi açıklamak ve yaymak amacıyla; şiddet içermeyen, kamu düzeni bozmayan, gürültü ve çevre kirliliğine yol açmayan, yaya ve araç trafiğine engel olmayacak sayıda katılımla gerçekleştirilen ve makul sürede tamamlanan sözlü ve yazılı açıklamalar basın açıklaması olarak değerlendirilecektir.2- Siyasi partiler, sendikalar, dernekler ve sivil toplum örgütleri başka bir siyasi parti, sendika, dernek ve sivil toplum örgütüne ait bina önünde basın açıklaması yapamazlar. (Protesto adresi olarak genel kabul görmüş AKP İl Binası, yasal korunmaya alınıyor! M.A.)3- Basın açıklaması yapmak amacıyla herhangi bir yer ve noktadan başka bir yere kamu düzenini bozacak şekilde gösteri amaçlı toplu yürüyüş yapılamaz.4- Basın açıklaması esnasında el il taşınabilir megafon vb. cihazlar haricinde ses yükselten cihazlar kullanılamaz, bu amaçla sabit platform kurulamaz.5- a) Valilik ve Kaymakamlık binaları, Adliye binaları, İl/İlçe Emniyet Müdürlüğü binaları, Polis Merkezi Amirlikleri, Askeri bina ve tesisleri ile Ceza İnfaz Kurumlarının içerisi, önü ve çevresinde,b) Eğitim-öğretim kurumları, hastane ve sağlık kuruluşları ile ibadethanelerin içerisinde ve çevresinde eğitimi, sağlık hizmetlerini ve kişilerin ibadetlerini engelleyecek şekilde,c) Diğer kamu kurum ve kuruluşlarının içerisinde,d) Genel yollar, şehirlerarası karayolları ile cadde ve sokaklar üzerinde yaya ve araç trafiğini engelleyecek şekilde,e) Halkın günlük yaşamını zorlaştıran ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılamasını engelleyici nitelikte basın açıklamaları yapılamaz." diye yasaklar ve uygulanacak cezalar duyuruldu!Yani, Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'nın öngördüğü gibi; "Demek ki direkt milleti kontrol ve baskı altında tutmak için çıkarılıyor." Daha yasa çıkmadan İzmir'in "Hedef Bölge" olduğu açık! Bu da şahsen, İzmir'i daha çok sevmeme sebep!Kısa Adam; "Sık sık İzmir'de Kabineyi toplayacağım" demişti ama Uzun Adam'ın ikide bir Kabineyi Kaç-AK Saray'da toplayacağına, zorbaca yetkilerinden vazgeçmeyeceğine ihtimal vermemişti!Kısa Adam'ın bu açıklaması üzerine; Uzun Adam'ın Hükümete monte ettiği Yalçın Akdoğan ve Efgan Ala'dan peşpeşe salvolar ve "Sır küpü" Hakan Fidan'dan önce istifa, sonra istifayı geri çekme, sonra da yeniden MİT Müsteşarı olması operasyonları ile gündem üstüne gündem sağanağı başladı! Çünkü Uzun Adam'ın, Başbakan'ken bir bakanı tekme-tokat dövdüğü söylentileri, aylardır akıllarda! "Dünya nezdindeki yalnızlığı umursamıyorum!" diyen Uzun Adam'dan sonra, İçişleri Bakanı; "Anayasa'yı tanımıyorum!" dedi!Kandil'den beyanat veren Silahlı Demokrat Kürtçü; "Öcalan kongreye gelmeden silah bırakmayız!" Dedi!Kısa Adam, günü kotarmak için ABD'ye günah çıkarmaya gitti!Dolar, aldı başını gitti! Milletin aklı başından gitti!Neticede; "İş, başa düştü" bir kere daha! Uyduruk ve içi asla doldurulamayan "Yeni Türkiye" sloganına karşı; tamamen millî ve Muhteşem Türk Atatürk'le aynı üslupla; "BAĞIMSIZ TÜRKİYE" inancıyla ve "GELECEĞİN TÜRKİYESİ" sloganıyla yollara düşmek, İkinci Kuvay-ı Milliyeciler'e düştü."Akıl Tutulması Hastalığı" teşhîsini, Prof. Dr. Haydar Baş'ın koyduğu Türk Milleti'nin tedavisi için tek reçetenin; "Milli Ekonomi Modeli" olduğunu, anlatmak; tek tek bütün millet fertlerine aşılamak, BTP'nin fedakâr kadrolarına düştü! Allah yardımcımız olsun."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017