7 Ekim 2023 tarihinden bu yana İsrail'in Gazze'deki soykırımı devam ediyor ve hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 47 bine yaklaşıyor. İsrail, katliamlarını tüm vahşetiyle sürdürürken, aylardır ateşkes tiyatrosu oynanmaya devam ediyor.
"Ateşkes tiyatrosu", çünkü bugün İsrail'e ateşkesi dayatan ülkeler, gerçekten isteseler çok önceden bu katliamı bitirebilirlerdi; dolayısıyla asla istemediler.
Önceki akşam tüm dünya basınında ateşkese varıldığına dair haberler yayımlandı. Bu haberlere sevinen sadece Gazze'deki Filistinliler, İslam ülkelerinin halkları değildi elbette; İsrail, ABD ve diğer Batılı ülkelerde de sevinç gösterileri yapıldı. Ama maalesef bu sevinç fazla sürmedi.
İsrail, her türlü katliamına bahane olarak ileri sürdüğü Hamas'ı yine bahane ederek ateşkes anlaşmasını onaylamayı erteledi. İsrail Başbakanı Netanyahu, Hamas'ın ateşkesin bazı maddelerine uymadığını iddia etti. Netanyahu, arabulucuların Hamas'ın anlaşmanın tüm unsurlarını kabul ettiğini İsrail'e bildirene kadar İsrail kabinesinin toplanmayacağını söyledi.
Halbuki Hamas, anlaşmanın tüm şartlarını kabul ettiğini açıklamıştı, İsrail'in erteleme kararından sonra da Reuters'a konuşan bir Hamas yetkilisi, Filistinli grubun arabulucular tarafından açıklanan ateşkes anlaşmasına bağlı olduğunu tekrar bildirdi.
İsrail her ne kadar Hamas'ı bahane olarak gösterse de, asıl sebep Hamas değil şüphesiz. İsrail hükümetinin ortağı olan aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich liderliğindeki Dindar Siyonist Parti, rehine anlaşmasını görüşmek ve anlaşmayı onaylaması halinde hükümetten ayrılıp ayrılmayacağına karar vermek üzere Kudüs'teki maliye bakanlığında bir araya geldi.
Smotrich önceki gece yaptığı açıklamada "Hükümette kalmamızın açık bir koşulu, Hamas'ın yok edilmesi ve tüm rehinelerin evlerine dönmesi öncülüğünde tüm bileşenleriyle tam zafere ulaşılana kadar büyük bir güçle, tam kapasiteyle ve yeni bir tarzda savaşa geri dönüleceğinin kesin olmasıdır" demişti. Açıklamada Smotrich'in Netanyahu ile yaptığı görüşmede talep ettiği güvenceleri alamadığı belirtildi.
Millli Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, "İsrail için korkunç bir anlaşma" olarak tasvir ettikleri rehine takası ve ateşkes anlaşmasının yürürlüğe geçmesi halinde görevden ayrılacaklarını ve hükümetin düşmesini sağlayacaklarını belirtti.
Görünen o ki, Netanyahu, hükümet ortağı aşırı sağcılarla, 20 Ocak tarihine kadar ateşkes isteyen Trump arasında kalmış durumda.
Trump, "ateşkesin yemin törenine kadar sağlanmaması halinde sorumlulara cehennemi yaşatacağını" söylemişti. Trump'ın ateşkesi kabul etmesi için Netanyahu'yla da özel olarak telefon görüşmesi yaptığı ABD basınına yansımıştı.
Ayrıca, Trump'ın ülkenin Orta Doğu Özel Temsilcisi olarak atayacağını duyurduğu Steve Witkoff'un Netanyahu ile görüşmesinde Trump'ın 20 Ocak'ta göreve başlamasına kadar esir takası anlaşmasının sağlanması için baskı yaptığı öne sürülmüştü. The Times of Israel'in haberinde, Witkoff'un, Netanyahu ile 11 Ocak'taki görüşmesinin "gergin" geçtiği belirtilmişti.
Netanyahu için mesele sadece hükümetin dağılması değil elbette.
İsrail aşırı sağı ve özellikle Golan Tepeleri gibi İsrail'in işgal ettiği bölgelere kurulan yerleşimciler tarafından büyük destek alan Ben Gvir ve Smotrich gibi bakanların istifası, İsrail'i bir erken seçime zorlayabilir.
Böyle bir durumda resmi görev süresini bitiren ve yolsuzluk soruşturmalarını "İsrail'in savaştaki güvenliği" kisvesiyle atlatan Netanyahu, zor bir duruma düşebilir.
Ancak, İsrail muhalefeti böyle bir durumda hareket etmeye hazır olduğunu belirtti. Ateşkesin imzalanması ve sağcı bakanların görevden ayrılması halinde, İsrail muhalefetinin Netanyahu'nun Likud Partisi'yle koalisyona girmesi gündemde.
İsrail muhalefet lideri Yair Lapid "Netanyahu'nun bahanesi yok. Ateşkes sağlanmalı ve rehine takası olmalı" açıklamasını yaptı.
Peki, bundan sonraki süreçte ne olabilir?
ABD'nin yeniden seçilen başkanı Trump, verdiği sözü yerine getirmeye çalışacaktır. Yani eninde sonunda bir ateşkes anlaşması uygulanacak. Bu durumda eğer İsrail kabinesi dağılırsa, yine ABD'nin desteğiyle İsrail muhalefeti devreye sokularak Netanyahu hükümeti yeniden oluşturulabilir. Ama Trump'ın Netanyahu'ya yönelik hakaretlerine bakılırsa, Trump onunla yürümek istemiyor. Bu durumda Netanyahu düşürülebilir ve Gazze soykırımının suçu tamamen onun sırtına yıkılabilir.
Şunu da gayet iyi bilmemiz gerekiyor, Gazze'de bir ateşkesin yapılması, İsrail saldırılarının tamamen duracağı, İsrail'in yayılmacı politikalarının biteceği anlamına gelmiyor. Trump'ın açıklamalarına bakılırsa, bu dönemde süreç Abraham Anlaşmaları ile yürütülecek. Unutmayalım ki, Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu ilan eden ve Golan Tepelerinin İsrail'e ait olduğunu savunan ABD Başkanı Trump'tır.
- Bugün yaşanan süreci 10 yıl önceden öngördü / 15.01.2025
- Birliğimiz ve üniter yapımız tehlikede! / 14.01.2025
- ‘Kevser’, Hz. Fatıma’dır / 11.01.2025
- Suriye’de tuzak kokusu var, aman dikkat! / 10.01.2025
- Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’ / 08.01.2025
- İktidarı ‘millet rotası’nda tutan muhalefettir / 07.01.2025
- ‘Biz anayasanın bize tanımladığı siyasetimizi yapıyoruz’ / 04.01.2025
- Atatürk: Camileri yenilemek görevimizdir / 03.01.2025
- 2024’e bakarak 2025’ten umutlanabiliyor muyuz? / 01.01.2025