Siyasetin gündemi ‘Öcalan’, milletin gündemi ‘geçim’

İktidar ve muhalefet partileri, Bahçeli'nin "Öcalan" çağrısından sonra başlatılan yeni sürecin bir parçası olmak için sıraya girmiş vaziyetteler.

Çağrı hükümet ortağından gelince, hükümet ve muhalefet de desteklerini açıklayınca, talepte bulunulan Öcalan ve DEM Partililer taleplerini bir bir sıralamaya başladılar. Öyle ya, terörist başı Öcalan eğer PKK'ya "Silah bırak" çağrısı yapacaksa, elbette ki bunu karşılıksız yapmayacak!

Görünürde Öcalan'a umut hakkı, cezasının ev hapsine çevrilmesi, evlendirilmesi gibi konular gözükse de, elbette ki talepler bunlarla sınırlı kalmayacak.

Kim bilir belki de, ana dilde eğitim, Türk milleti tanımı, özerklik, imtiyazlar gibi konular da gündeme gelebilir. Elbette ki asıl konuşulanları pratik uygulamalarla, sonra göreceğiz.

DEM Parti cenahında "başarısız" olarak kabul edilen birinci demokratik açılım sürecinde Habur açılımlarını, çadır mahkemelerini gördük, bakalım "başarılı" olabileceği iddia edilen bu yeni süreçte nelerle karşılaşacağız.

İktidar ve muhalefet bugünlerde milletin gerçek gündeminden uzak bu tarz gündemlerle meşgul olurken, vatandaşlar geçim derdine düşmüş vaziyetteler.

Asgari ücretliler mevcut enflasyonun altında belirlenen yüzde 30'luk zamla, 22 bin 104 liralık bir maaşla ayın sonunu nasıl getireceklerini kara kara düşünüyor.

Emekliler, özellikle asgari ücret açıklandıktan sonra büyük endişeye kapıldılar. Kök aylıklarına TÜİK'in 6 aylık enflasyon oranı kadar yüzde 15,75 zam aldılar. Sonra da en düşük emekli maaşı 14 bin 469 liraya çıkartıldı. 

Ama Türk-İş'in Aralık 2024 verilerine göre 21 bin liranın üstüne çıkan açlık sınırının altında bir maaşa talim etmeye devam edecekler.

Memurlar ve memur emeklileri ise yüzde 11,54'lük bir zamla şok yaşadılar, memurlar 13 Ocak'ta iş bırakma eylemi yapacaklar.

İşçisi, emeklisi, memuru, işsizi topyekûn millet karnını doyuramıyor, kirasını ödeyemiyor, en temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor ama iktidarıyla muhalefetiyle siyasetin gündemi "Öcalan" ve yeni anayasa.

Hatta öyle ki, yeni anayasayı referandumla milletin önüne getirmekten çekiniyorlar. Çünkü milletin karnı açken, hiç gündeminde olmayan bir anayasa konusuna nasıl bir tepki vereceği belli değil. Ve milletin ekserisi iktidarın ve muhalefetin kol kola yürüttükleri "Öcalan" sürecine de oldukça kızgın.

Böyle kritik bir süreçte de, "kral çıplak" diyen ve doğruları, gerçekleri bir bir sıralayan bir lider var, BTP lideri Hüseyin Baş, ona da hiçbir suç fiili göstermeden yurt dışına çıkış yasağı ve adli kontrol şartı getirilerek muhalefet etmesini engellemeye çalışıyorlar.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın, BTP Ankara İl Kongresi'nde yaptığı konuşmasından bazı tespitleri yeniden hatırlatalım:

"Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak (Sezai Karakoç). Hani sinema, diziler başladığında, 'Bu dizide geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür' diye uyarı verir ya şiir tamamen boşluğa okunmuştur bilginiz olsun, kimseyi kastetmedik."

"Ebedi liderimiz merhum Prof. Dr. Haydar Baş eşine rastlanmayacak, nadide, müthiş insanlardan biriydi. O ilim, bilim ve siyaset dünyasının bir yıldızıydı. Kendisi az önce izlediğimiz kısa kesitlerde bahsediyor, 'Kapıma gelirler beni de bulamazlar' diyor ama bu kadro Türkiye'nin bütün meselelerini çözebilecek kadrodur. Dolayısıyla ben buradan Türk siyasetine sesleniyorum; O'nu kaybettiniz, bu kadroyu da kaybetmeyin."

"Aklı olan bu vatanperver kadroyu kaybetmez, bu yetişmiş kadroyu kaybetmez. Aklı olan vatanı için burada canını dahi vermeye hazır olan, samimiyetle dimdik vatanı için ayakta duran bu insanları, bu siyasi hareketi susturmak değil Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde konuşturmak ister."

"Bu vatanı savunmak günahsa en büyük günahkar ben olmaya razıyım."

"Yakın zamanda gündemimize bir anayasa değişikliği getirilecektir. Şimdi soruyoruz;  bu kadar değişmiş anayasanın bu dakikadan sonra neyini değişmek istiyorsunuz?"

"Sürekli ağızlarda bir laf var; sivil anayasa yapacağız! Ne demek sivil anayasa? Özgürlükçü anayasa yapacağız diyorlar. Peki, mevcut anayasada bizim özgürlüğümüzü kısıtlayan ne, var mı bildiğiniz herhangi bir şey? Benim insani olarak şu hakkım var ama anayasa beni burada kısıtlıyor dediğiniz herhangi madde biliyor musunuz? Neyi değişip daha özgür bir ortam oluşacak, hepimiz merak ediyoruz biz de merak ediyoruz."

"Bu anayasa konusunda da burnuma kötü kötü kokular geliyor. Bu konuda bize düşen mümkünse mevcut iktidara anayasa değişikliği yaptırtmamak. Yarın bir referandum olursa ki görünen işin enteresan tarafı belki de bir referanduma bile gerek duyulmadan bu yapılacak. Bu anayasa değişikliği ülkemizin birliği ve beraberliği için pek hayırlı sonuçlar doğurmayacak diye düşünüyorum."