BTP lideri Hüseyin Baş Türk milletinin sesidir

Medya basın organlarında, Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın, partisinin Trabzon İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada söyledikleri ile alakalı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın re'sen soruşturma başlattığı haberleri bir anda gündeme oturdu. BTP lideri Baş, yıllardır birçok programda ve kongrede konuşuyor, çok önemli tespitler yapıyor, tarihi çözümler sunuyor, bir satır bile olumlu ya da olumsuz haber yapmayanlar, kendisine soruşturma başlatıldığında mal bulmuş mağribi gibi gündeme taşıyorlar.

Cuma akşamı gerçekleşen kongreyi canlı olarak izlemiştim, bu haberler çıkınca tekrar izleyeyim dedim. Baktım ki tespitler mükemmel, gayet güzel değerlendirmelerde bulunmuş.

2001 yılında kurulan BTP, Türkiye'de 23 yıldır siyaset sahnesinde bulunan bir muhalefet partisi. Kurulduğundan bu yana da gerek Prof. Dr. Haydar Baş döneminde, gerekse 2020 yılında genel başkan olan Hüseyin Baş döneminde "muhalefet" görevini en güzel bir şekilde, hakkını vererek yapan bir parti, hatta tek parti.

Hükümetin yanlış politikalarını millet adına eleştiriyor ve sunduğu çözümlerle de yol gösteriyor. Yani sadece eleştiren bir parti değil, aynı zamanda neler yapılması gerektiğinin yol haritasını da ortaya koyuyor.

Hatta ülkemizin Cumhurbaşkanına ya da bakanlarına yurt dışından bir yaptırım kararı alındığında, hakaret edildiğinde, o mevkide olanlar devletimizi ve milletimizi temsil ettiği için o yaptırım uygulayan, hakaret eden yabancı iradelere en üst perdeden tepkilerini gösteriyor. Kol kırılır yen içinde kalır mantığıyla.

BTP'nin bir özelliği de, eğer Türk milleti bir iktidar fırsatı verirse, iktidar olarak ne yapacağını çok iyi bilen bir parti. Ekonomi için Milli Ekonomi Modeli var, millete hizmet açısından hükümet olarak hangi yol haritasının uygulanacağı ile ilgili de Sosyal Devlet Milli Devlet tezi var. BTP, daha parti olmadan önce çözümlerini ortaya koymuş dünyadaki tek siyasi partidir. Ve bu noktada dünyada örnektir.

Gelelim soruşturma olayına; eğer Türkiye'yi yöneten siyaset olarak "Suriye'ye demokrasi getirdik" iddiasında bulunuyorsak, önce kendi ülkemizde bu demokrasiyi doya doya yaşatmamız lazım.

BTP lideri Hüseyin Baş, diğer parti liderleri gibi bir muhalefet partisi lideridir. Ve bu makam ona hükümetin politikalarını eleştirme yetkisini vermektedir. 

Zaten demokrasinin, çok partili sistemin ve muhalefet partisi lideri olmanın gereği de bu değil midir? İktidar sahipleri eğer muhalefetin eleştirilerine tahammül gösteremiyorsa, bu eleştirileri hazmedemiyorsa, orada demokrasinin varlığından bahsedebilir miyiz? Lütfen kendimize gelelim.

BTP lideri Hüseyin Baş eğer iktidarın yaptığı yanlışları millet adına eleştirmiyorsa o zaman görevini yapmıyordur.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, her zaman cumhurbaşkanı, başbakan ya da iktidar partisinin genel başkanı değildi; muhalefet partisinin bir yetkilisi olarak da değişik görevlerde bulundu. Erdoğan'ın o günkü iktidarı eleştiren konuşmalarının videolarını izleyin, dönemin iktidarına çok daha sert eleştiriler göreceksiniz.

Yargı sopasıyla muhalefet liderlerini susturmaya ve sindirmeye çalışmak, demokrasinin ve dolayısıyla muhalefete eleştirme yetkisi veren yasaların ihlali değil midir?

Esasen en büyük problemlerden birisi de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemidir. Eskiden cumhurbaşkanı tarafsızdı, siyaset üstüydü ve devleti temsil ediyordu. Partili cumhurbaşkanlığı sistemiyle, cumhurbaşkanına yürütme yetkisi de verildi ve aynı zamanda bir partinin genel başkanı da olma kapısı açıldı.

Bu sistemde cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı olarak adım atıyor, icraat ortaya koyuyor, ama bir muhalefet partisi ya da basın mensubu bu icraatlardan dolayı kendisini eleştirdiği zaman "Ben cumhurbaşkanıyım" duruşunu sergiliyor. Halbuki, muhalefet partisi liderleri cumhurbaşkanını eleştirdiği zaman cumhurbaşkanı olduğu için değil, yürütme yetkisine sahip bir parti genel başkanı olduğu için eleştiriyor. Demokrasinin yeniden tesisi için bu sistemden acilen dönülmesi gerekiyor.

BTP lideri Hüseyin Baş hakkında açılan soruşturmaya dair BTP Genel Başkan Yardımcısı Avukat Lütfullah Önder açıklamalarda bulundu, bir kısmını önemine binaen sizlere aktaralım:

"Sayın Hüseyin Baş BTP Genel Başkanı olduğu günden bugüne çok ciddi bir performans ortaya koyuyor ve herkes tarafından da ciddi takdir görüyor. Olayı bam telinden yakalıyor, eleştirisi çok sağlam temeller üzerine oturuyor, çözüm getiriyor."

"Yılların siyasetçileri, 30-40 yıl siyaset yapan 20-25 yıl milletvekilliği yapan, defalarca seçilmiş olan partilere, vekillere dönüp bakıyorsunuz ama onlardan maalesef milletimiz muhalefet göremiyor."

"İşte böyle bir ortamda Sayın Hüseyin Baş millet adına ciddi bir mücadele veriyor. Kendisi hiç kimsenin dile getirmediği hususları dile getiriyor. Bu tabii ki belli kesimleri korkutuyor, belli kesimleri rahatsız ediyor."

"Bunların en büyük gücü, medyayı avuçlarının içerisine aldılar, trollerle sosyal medyayı yönetiyorlar, organize ediyorlar. Karanlık adeta her tarafı sarmış gibi, bir ışık hüzmesi hiçbir yerde yok. İnsanımız çaresiz, ümitsiz bir şekilde bunlara mahkumuz, bunlara mecburuz duygusu içerisinde siyasetçileri izliyor ve oy veriyor."

"Sayın Hüseyin Baş gençliğiyle, ferasetiyle, duruşuyla toplumda ümit ışığı olan bir siyasetçi. Bu nedenle kendisini sindirmek istiyorlar, önüne geçmek istiyorlar, muhalefetini sınırlamak istiyorlar."

"Bizim hukuksuz hiçbir işimiz olmaz. Bizim değil Cumhurbaşkanına hakaret, başka kimseye de hakaret etmemiz söz konusu değil. Sayın Genel Başkanımızın kimseye hakaret etmesi söz konusu değil ama siyasi eleştirimizi de, milletin hakkını aramayı da sonuna kadar sürdüreceğiz, devam ettireceğiz. Bu bizim yürüyüşümüze engel olmaz, Genel Başkanımızın hızını kesmez. Genel Başkanımızı ve bizleri de hukuk dışına da itmez."