Ya Ali, müminin nişanesi üçtür
Ya Ali, müminin nişanesi üçtür: Oruç tutmak, namaz kılmak ve zekât vermek
07.01.2025 08:30:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi
Ya Ali, müminin nişanesi üçtür: Oruç tutmak, namaz kılmak ve zekât vermek.
Zahirde kendisini ehil gösteren kimsenin de nişanesi üçtür: İnsanın yüzüne karşı dalkavukluk yapar; arkasından gıybet eder ve musibete uğradığında da sevinir.
Zalimin de üç nişanesi var: Eli altında bulunanlara zorbalık yapar; kendisinden üstlere isyan eder ve zalimlerle işbirliği yapar.
Riyakârın da üç nişanesi var: Halkın yanında gayretli ve hareketli olur; yalnızlıkta üşenir ve bütün işlerde övülmesini sever.
Münafığın da nişanesi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler; kendisine güvenildiğinde hıyanet eder ve verdiği sözün üzerinde durmaz.
Tembelin de alâmeti üçtür: Tefrite düşünceye kadar gevşeklik yapar; zayi edinceye dek tefrit eder ve günaha düşünceye kadar zayi eder.
Akıllı kimseye, ancak üç şey için yolculuğa gitmek yakışır: Geçimini temin etmek, ahiretine yönelik bir adım ve helâl bir zevk.
Ya Ali, cahillikten daha şiddetli bir fakirlik, akıldan daha faydalı bir servet, kendini beğenmişlikten daha korkunç bir yalnızlık yoktur ve hiçbir amel tedbir almak, hiçbir takva günahtan sakınmak ve hiçbir soy sop da iyi ahlâklılık gibi olamaz.
Konuşmanın afeti yalan, ilmin afeti unutmak ve bağışta bulunmanın afeti de minnettir…
Ya Ali, dört haslet bedbahtlıktır (nişanesi): Gözyaşının kuruması, katı kalpli olmak, uzun arzu ve dünya sevgisi…
Ya Ali, çocuğun olduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet oku. Bu takdirde Şeytan ona asla zarar vermez.
Ya Ali, halkın en kötüsünü sana tanıtayım mı? "Evet ya Resulullah" dedim; buyurdular ki: Halkın en kötüsü, günahları affetmeyen ve hatalardan geçmeyen kimsedir. Onlardan daha kötüsünü de sana tanıtayım mı? "Evet ya Resulullah" dedim, buyurdular ki: Onlardan daha kötüsü şerrinden korunulmayan ve hayrı umulmayan kimsedir…
Ya Ali, peştamalsız hamama girmekten sakın. Çünkü hem peştamalsız (çıplak) olarak hamama giren kimse melundur ve hem de ona bakan.
Ya Ali, Allah kendi kulunun; "Allah'ım günahlarımı affet; çünkü Senden başka günahları affedecek bir kimse yoktur" demesini beğenir.
Kul böyle dediği zaman Allah da, meleklerine şöyle hitap eder: "Ey meleklerim, bu kulum benden başka günahları affedecek birisinin bulunmadığını bilmiştir; şahit olun ki, ben onu bağışladım."
Ya Ali, yalan konuşmaktan sakın. Çünkü yalan konuşmak yüzü karartır ve sonra da o şahıs Allah katında kezzap (çok yalan konuşan) olarak yazılır.
Doğru konuşmak da yüzü ağartır ve böyle birisi de Allah indinde sadık (doğru konuşan) olarak yazılır. Doğruluğun bereket kaynağı ve yalancılığın ise uğursuzluk olduğunu bil.
Ya Ali, gıybet etmekten (başkalarının arkasından konuşmaktan) ve söz taşımaktan kaçın. Çünkü gıybet etmek orucu bozar (sevabını yok eder) ve söz taşımak da kabir azabına sebep olur.
Ya Ali, ister yalan yere olsun, ister doğru zaruret olmaksızın Allah'a yemin etme. Allah-u Teâla'yı kendi yeminine vesile kılma. Çünkü Allah-u Teâla, yalan yere O'na yemin eden bir kimseye acımadığı gibi onu gözetmez de.
Ya Ali, yarının rızkı için gam yeme. Çünkü her günün rızkı, gelip ulaşır.
Ya Ali, inat etmekten sakın. Çünkü inatçılığın evveli cahillik, sonu ise pişmanlıktır.
Ya Ali, misvak kullan. Çünkü misvak ağzın temizliğine, Allah'ın rızasına ve gözün ışıklanmasına sebep olur. Dişleri kürdanla temizlemek de seni meleklere sevdirir. Yemekten sonra dişlerini kürdanla temizlemeyen kimsenin ağız kokusundan melekler rahatsız olur.
Ya Ali, sinirlenme; sinirlendiğin zaman otur ve Allah'ın kullara karşı olan kudret ve hilmini düşün ve sinirlendiğin vakit sana: "Allah'tan kork" dendiğinde sinirini atıp, hilmine ve sabrına dön.
Ya Ali, kendi malından başkalarına harcadığın şeyi, Allah'ın rızası için harca ki, Allah katında onu biriktirilmiş olarak bulasın.
Ya Ali, ailen, komşun, muaşeret ettiğin ve dost olduğun herkese iyi davran ki, Allah katında yüce derecelere ulaşasın.
Ya Ali, kendin için sevmediğin şeyi, başkası için de sevme. Kendin için sevdiğin şeyi, kardeşin için de sev. Böyle olursan hükmünde (diğerleri hakkında hüküm vermede) adil ve adaletinde insaflı olursun; gök ve yeryüzü ehlinin yanında da sevilirsin. Vasiyetimi korumaya çalış, inşâllah." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)
Zahirde kendisini ehil gösteren kimsenin de nişanesi üçtür: İnsanın yüzüne karşı dalkavukluk yapar; arkasından gıybet eder ve musibete uğradığında da sevinir.
Zalimin de üç nişanesi var: Eli altında bulunanlara zorbalık yapar; kendisinden üstlere isyan eder ve zalimlerle işbirliği yapar.
Riyakârın da üç nişanesi var: Halkın yanında gayretli ve hareketli olur; yalnızlıkta üşenir ve bütün işlerde övülmesini sever.
Münafığın da nişanesi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler; kendisine güvenildiğinde hıyanet eder ve verdiği sözün üzerinde durmaz.
Tembelin de alâmeti üçtür: Tefrite düşünceye kadar gevşeklik yapar; zayi edinceye dek tefrit eder ve günaha düşünceye kadar zayi eder.
Akıllı kimseye, ancak üç şey için yolculuğa gitmek yakışır: Geçimini temin etmek, ahiretine yönelik bir adım ve helâl bir zevk.
Ya Ali, cahillikten daha şiddetli bir fakirlik, akıldan daha faydalı bir servet, kendini beğenmişlikten daha korkunç bir yalnızlık yoktur ve hiçbir amel tedbir almak, hiçbir takva günahtan sakınmak ve hiçbir soy sop da iyi ahlâklılık gibi olamaz.
Konuşmanın afeti yalan, ilmin afeti unutmak ve bağışta bulunmanın afeti de minnettir…
Ya Ali, dört haslet bedbahtlıktır (nişanesi): Gözyaşının kuruması, katı kalpli olmak, uzun arzu ve dünya sevgisi…
Ya Ali, çocuğun olduğunda sağ kulağına ezan, sol kulağına da ikamet oku. Bu takdirde Şeytan ona asla zarar vermez.
Ya Ali, halkın en kötüsünü sana tanıtayım mı? "Evet ya Resulullah" dedim; buyurdular ki: Halkın en kötüsü, günahları affetmeyen ve hatalardan geçmeyen kimsedir. Onlardan daha kötüsünü de sana tanıtayım mı? "Evet ya Resulullah" dedim, buyurdular ki: Onlardan daha kötüsü şerrinden korunulmayan ve hayrı umulmayan kimsedir…
Ya Ali, peştamalsız hamama girmekten sakın. Çünkü hem peştamalsız (çıplak) olarak hamama giren kimse melundur ve hem de ona bakan.
Ya Ali, Allah kendi kulunun; "Allah'ım günahlarımı affet; çünkü Senden başka günahları affedecek bir kimse yoktur" demesini beğenir.
Kul böyle dediği zaman Allah da, meleklerine şöyle hitap eder: "Ey meleklerim, bu kulum benden başka günahları affedecek birisinin bulunmadığını bilmiştir; şahit olun ki, ben onu bağışladım."
Ya Ali, yalan konuşmaktan sakın. Çünkü yalan konuşmak yüzü karartır ve sonra da o şahıs Allah katında kezzap (çok yalan konuşan) olarak yazılır.
Doğru konuşmak da yüzü ağartır ve böyle birisi de Allah indinde sadık (doğru konuşan) olarak yazılır. Doğruluğun bereket kaynağı ve yalancılığın ise uğursuzluk olduğunu bil.
Ya Ali, gıybet etmekten (başkalarının arkasından konuşmaktan) ve söz taşımaktan kaçın. Çünkü gıybet etmek orucu bozar (sevabını yok eder) ve söz taşımak da kabir azabına sebep olur.
Ya Ali, ister yalan yere olsun, ister doğru zaruret olmaksızın Allah'a yemin etme. Allah-u Teâla'yı kendi yeminine vesile kılma. Çünkü Allah-u Teâla, yalan yere O'na yemin eden bir kimseye acımadığı gibi onu gözetmez de.
Ya Ali, yarının rızkı için gam yeme. Çünkü her günün rızkı, gelip ulaşır.
Ya Ali, inat etmekten sakın. Çünkü inatçılığın evveli cahillik, sonu ise pişmanlıktır.
Ya Ali, misvak kullan. Çünkü misvak ağzın temizliğine, Allah'ın rızasına ve gözün ışıklanmasına sebep olur. Dişleri kürdanla temizlemek de seni meleklere sevdirir. Yemekten sonra dişlerini kürdanla temizlemeyen kimsenin ağız kokusundan melekler rahatsız olur.
Ya Ali, sinirlenme; sinirlendiğin zaman otur ve Allah'ın kullara karşı olan kudret ve hilmini düşün ve sinirlendiğin vakit sana: "Allah'tan kork" dendiğinde sinirini atıp, hilmine ve sabrına dön.
Ya Ali, kendi malından başkalarına harcadığın şeyi, Allah'ın rızası için harca ki, Allah katında onu biriktirilmiş olarak bulasın.
Ya Ali, ailen, komşun, muaşeret ettiğin ve dost olduğun herkese iyi davran ki, Allah katında yüce derecelere ulaşasın.
Ya Ali, kendin için sevmediğin şeyi, başkası için de sevme. Kendin için sevdiğin şeyi, kardeşin için de sev. Böyle olursan hükmünde (diğerleri hakkında hüküm vermede) adil ve adaletinde insaflı olursun; gök ve yeryüzü ehlinin yanında da sevilirsin. Vasiyetimi korumaya çalış, inşâllah." (Hasan b. Ali el-Harrani, Tuhefu'l Ukul eserinden)