Dünya her taraftan gelen küçülme haberleriyle çalkalanıyor. Avrupa Ekonomisi yüzyılın daralmasını yaşadığını ilan ettiği sıralarda Fransa, Almanya ve İngiltere mevcut durumun en çok etkilendiği ülkelerin başında geliyor. IMF, sanki bu haberlere nazire yaparcasına, "dibi gördük 2010 yılının ilk çeyreğinde toparlanacağız" diyor."Dibini gördük" söz dizisi bundan birkaç yıl sonra bilmecelerde soru olarak çıkarsa şaşırmam doğrusu. Dünyanın dört bir tarafından yükselen bu söz dizisi artık milletimize de mal oldu denebilir. Milletimiz ödeyemediği borçlar yüzünden bankalara da başvuramadığı için tefecilerin kapısında kuyruk oldular. Elimizde Emniyet'in hazırladığı faaliyet raporu var. Rapora göre bu yıl neredeye 600 tefeci tutuklanmış. Yani milletimiz de çektiği çilenin dibini görmüş durumda.Ekonomik veriler sosyal hayatın tam içini yansıtır. Öyle ki Milli Ekonomi Modeli'nin hemen ardından yine Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden çıkan Sosyal Devlet Milli Devlet tezi işte bu anlayışı ortaya koyuyor. Ortaya konacak ekonomik sistem tefeciler için değil millet için düzenlenir. Tarihte ilk defa bir ekonomi modelinin tamamlayıcısı olarak sunulan böyle bir sistemin eşi benzeri olmadığı da ayrı bir gerçektir.En ideal olarak dünyaya sunulan sistemin getirisi olarak tefecilik hem resmi hem de gayrı resmi yollardan ülkemizi sarmış durumda. İki esnaftan biri banka kredi batağında iken bir diğeri ise tefecinin elinde kan kusuyor. Yakın zamanda ne yazıktır ki bu durum sosyal çöküşün hızlanmasına sebep olacaktır. Bankaların el koyduğu mal ve mülk bir yana tefecilerin insanların canlarına kast edebilecek kadar ileri gittiklerini unutmamamız gerekiyor. Bu çok vahim bir tablo olarak önümüzdedir. Hükümetin böyle bir sosyal yaraya ilişkin zerre kadar hazırlığı olmadığını da ayrıca bilmemiz gerekiyor. Yakın zamanlar yıllardır yaşanan ekonomik krizin sosyal faturası olarak önümüze çıkacak. 2001 Yılında elindeki kasayı başbakanlık önünde fırlatan esnaf şimdi o günleri arıyor. 2001 krizinde yaşanmayan ne varsa kat be kat ağırını görürken birileri durmadan ne olacak canım biz neler gördük dirençliyiz diyor. Birileri siz dayanırsınız bu acılara diyerek tefecilerin kucağına atıyor milletimizi. Bir taraftan tefeciler, bir taraftan bölücülerle uğraşırken milletimizin boynunu eğdirmek için yedi düvel bir olmuş çabalıyor. Bölücüler milli devletin bütünlüğünü, tefeciler merkezi idarenin hukukunu çiğnerken çıkış yolu gelip ekonomik bağımsızlıkta kilitleniyor. Bakıyoruz ki bu kilidi çözecek eller yok ortada. Kilit üstüne kilit vuruyorlar hatta. Gerek doğuda gerekse batıda tek çözüm bağımsız bir iradenin yönetiminde bağımsız bir ekonomidir. Bu bağımsızlık mücadelesi en az Kurtuluş Savaşı kadar mühimdir. Birinde yedi düvelin silahına karşı koyan milletimiz, şimdi yedi düvelin işçisi konumundan kurtularak yine kendi toprağının efendiliğini yaşamayı hak ediyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Cüneyt Sezer / diğer yazıları
- Durun demek zor mu efendiler? / 29.07.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009
- Fark var, yola devam martavalı / 23.07.2009
- Demek ki neymiş? / 22.07.2009
- Bilen var bilmeyen var / 16.07.2009
- Gana ile Türkiye arasındaki / 14.07.2009
- TÜSİAD, abisinin emrine uydu / 20.06.2009
- Hisarcıklıoğlu'ndan sanatsal yaklaşımlar / 18.06.2009
- Hırsıza ikram adet olmuş / 16.06.2009
- Başbakan'ın dilinden anlayan var mı? / 13.06.2009
- Magazin ekonomisi / 06.06.2009