Ermeniler, hem suçlu hem güçlü
Şimdi Ermeniler hem suçlu hem güçlü duruma gelmek istemektedir. Kendi yaptıklarını arkaya koyup sadece kendilerine yapılanları büyüterek Osmanlı'yı suçlamaya çalışmaktadırlar. Fakat tüm ithamlar çok zalimce ve gelişigüzel yapılmakta, akıl ve mantıktan çok uzak kalmaktadır. Osmanlı'yı - Türkleri soykırımı ile itham etmektedirler. Kısacası kendi yaptıklarını başkasına yüklemek istemektedirler.
Diğer taraftan, Balkanlar'da, Kırım'da ve dünyanın diğer bölgelerinde Türklere karşı yapılan hakiki soykırımlardan kimse bahsetmemektedir. Bunun yanında o zamanki katliamlar da sanki yetmemiş oldu. Yakın tarihimizde 1970-1980 yılları arasında da dış ülkelerde bulunan büyükelçilik ve konsolosluk temsilcilerimize de saldırlar uygulandı. Böylece 70 kadar değeri temsilcimiz, Ermeni gizli örgütleri tarafından canavarca öldürüldü.
Ermenistan'da ekonomik
durum çok kötü
Ermenistan Merkez Bankası Başkanı Tigran Sarkisyan Ermenistan ekonomisinin aslında çok kötü durumda olduğunu itiraf etti. Şu anda dışarıdaki Ermenilerin gönderdiği paralarla ekonomimiz ayakta durabilmektedir dedi. Şu anda Türk düşmanlığı üzerine kurulan Ermeni politikası aslında hatalıdır. Aslında bunu bir değil, dışarıdaki sahte diaspora yürütmektedir, dedi. Yurt dışındaki Ermenilerin ailelerine gönderdikleri para oranı yıllık Ermenistan bütçesinin yaklaşık iki katına ulaşmaktadır. Son 10 yılda istikrarsızlık ve yolsuzluklar sebebiyle ülkeden yaklaşık olarak 3.000.000 Ermeni başka ülkelere göç etmiş bulunmaktadır. Hatta bazı gazetelerin yazdıklarına göre Türkiye'de bile şu anda on binlerce kaçak Ermeni'nin bulunduğu iddia edilmektedir.
Ermenistan'da şu anda kişi başına (KBMH) gelirin sadece 500-700 $ civarında olduğu bildirilmektedir. Sovyetlerin çöküşünden sonra serbest kalan Ermenistan büyük ümitlerle batı ülkelerine bağlanmıştı. Şimdi ise onun acısını çekmektedir. Dışarıdaki Ermeni nüfusu ise, ülkedeki Ermeni nüfusun yaklaşık 2 katından fazladır. Şu anda ülkedeki Ermenilerin yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında bulunmaktadır. Bu nedenle devamlı olarak ülkeden dışa kaçanlar çoğalmaktadır. 24 Nisan 1915 gününü resmen "soykırım günü" ilan eden diaspora bu yıl 90. yılını anacaktır. Bu diaspora Türkiye'yi tüm dünyada soykırımı dolaysıyla suçlamaya ve küçük düşürmeye çalışmaktadır. Tüm yaptığı işlemler ise buna dönük olmaktadır. Şu andaki ABD'de diaspora üyeleri bu yıl kongreye bu tasarıyı tekrar sunmakta ve Mr. Bush'un buna razı edilmesiyle uğraşmaktadırlar.
Osmanlı da dünyada yalnızdı,
Türkiye'de aynı durumda
ABD güya müttefikimizdir. Ama en ufak bir fedakarlığa ve bize dönük davranışlara gelince hemen usta bir manevra yaparak konuyu değiştirmektedir. Yapacağı herhangi bir jeste karşı adeta kat kat fazlasıyla bizden karşılıklı fedakarlık istemektedir. Bunun yanında biz de yaklaşık olarak 85 yıldan beri gevşek davranıyoruz ve adeta büyük bir gaflet içinde daima saldırıların son dönemlerine kadar sessiz kalıyoruz. Mesela olmayan bir soykırımı yapılmış gibi gösteren Ermeni temsilcileri, bu çalışmalarıyla dünyayı adeta devamlı olarak zehirliyorlar. Kendi yaptıkları isyanları, hıyanetleri, düşmanla işbirliğini ve saldırıları ve katliamları bizlere yüklemek istemektedirler. Onun da ötesinde, Ermenistan'a bizden topak istemekte ve Büyük Ermenistan hayallerini kurmaktadırlar.
Aslında zalim olan onlar mazlum ve de mağdur olan ise bizler olmamıza rağmen biz kendimizi daima son anlarda müdafaa etmek zorunda kalmaktayız! Hatta tarihteki olaylara bakınca şu husus açık olarak izlenmektedir: "Osmanlı Devleti her şeye rağmen, kendilerine karşı alicenap bir davranışla onları tehcirle katliamlarda bulundukları bu tehlikeli bölgelerden uzaklaştırdı ve daha verimli topraklara götürdü. Fakat onların arasında öyle katiller vardı ki onların ellerinde Türk kanı vardı. Çünkü onların saldırılarından 1915-1918 yılına kadar yaklaşık olarak 2 milyon Türk vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Onun için aralarındaki bu katiller öldürülmeyi çoktan hak etmişlerdi ama Osmanlı yine onları bir nevi korumuş oldu. Aslında yerlerinde kalsalardı belki de zulmettikleri Türklerden daha büyük kayıplar vereceklerdi. Tehcirle - Osmanlı bunu önlemiş oldu. Türkiye'nin en sonunda bu Ermeni çekişmesini halletmek üzere dünyanın tüm büyük tarihçilerinin Ermenistan ve Türkiye dahil, bir kurum oluşturmalarını ve dünyadaki tüm arşivlerden yararlanarak bu konunun temize çıkarılmasını önerdi. Bu şekilde Ermeniler kendi yaptıklarıyla da kolayca yüzleşeceklerdir. Tüm hakikatlerin meydana çıkması her iki taraf için olduğu gibi dünya için de tam açıklanmış olacaktır. Üstelik sadece bizimle ilgili soykırımları değil dünyada yapılmış olan gelmiş geçmiş tüm Soykırımlarla ilgili araştırmaların bu komisyonlar tarafından araştırma yapılması istenecektir! Vicdanları temiz olanlar çıksın ortaya!
Şimdi Ermeniler hem suçlu hem güçlü duruma gelmek istemektedir. Kendi yaptıklarını arkaya koyup sadece kendilerine yapılanları büyüterek Osmanlı'yı suçlamaya çalışmaktadırlar. Fakat tüm ithamlar çok zalimce ve gelişigüzel yapılmakta, akıl ve mantıktan çok uzak kalmaktadır. Osmanlı'yı - Türkleri soykırımı ile itham etmektedirler. Kısacası kendi yaptıklarını başkasına yüklemek istemektedirler.
Diğer taraftan, Balkanlar'da, Kırım'da ve dünyanın diğer bölgelerinde Türklere karşı yapılan hakiki soykırımlardan kimse bahsetmemektedir. Bunun yanında o zamanki katliamlar da sanki yetmemiş oldu. Yakın tarihimizde 1970-1980 yılları arasında da dış ülkelerde bulunan büyükelçilik ve konsolosluk temsilcilerimize de saldırlar uygulandı. Böylece 70 kadar değeri temsilcimiz, Ermeni gizli örgütleri tarafından canavarca öldürüldü.
Ermenistan'da ekonomik
durum çok kötü
Ermenistan Merkez Bankası Başkanı Tigran Sarkisyan Ermenistan ekonomisinin aslında çok kötü durumda olduğunu itiraf etti. Şu anda dışarıdaki Ermenilerin gönderdiği paralarla ekonomimiz ayakta durabilmektedir dedi. Şu anda Türk düşmanlığı üzerine kurulan Ermeni politikası aslında hatalıdır. Aslında bunu bir değil, dışarıdaki sahte diaspora yürütmektedir, dedi. Yurt dışındaki Ermenilerin ailelerine gönderdikleri para oranı yıllık Ermenistan bütçesinin yaklaşık iki katına ulaşmaktadır. Son 10 yılda istikrarsızlık ve yolsuzluklar sebebiyle ülkeden yaklaşık olarak 3.000.000 Ermeni başka ülkelere göç etmiş bulunmaktadır. Hatta bazı gazetelerin yazdıklarına göre Türkiye'de bile şu anda on binlerce kaçak Ermeni'nin bulunduğu iddia edilmektedir.
Ermenistan'da şu anda kişi başına (KBMH) gelirin sadece 500-700 $ civarında olduğu bildirilmektedir. Sovyetlerin çöküşünden sonra serbest kalan Ermenistan büyük ümitlerle batı ülkelerine bağlanmıştı. Şimdi ise onun acısını çekmektedir. Dışarıdaki Ermeni nüfusu ise, ülkedeki Ermeni nüfusun yaklaşık 2 katından fazladır. Şu anda ülkedeki Ermenilerin yarısından fazlası yoksulluk sınırının altında bulunmaktadır. Bu nedenle devamlı olarak ülkeden dışa kaçanlar çoğalmaktadır. 24 Nisan 1915 gününü resmen "soykırım günü" ilan eden diaspora bu yıl 90. yılını anacaktır. Bu diaspora Türkiye'yi tüm dünyada soykırımı dolaysıyla suçlamaya ve küçük düşürmeye çalışmaktadır. Tüm yaptığı işlemler ise buna dönük olmaktadır. Şu andaki ABD'de diaspora üyeleri bu yıl kongreye bu tasarıyı tekrar sunmakta ve Mr. Bush'un buna razı edilmesiyle uğraşmaktadırlar.
Osmanlı da dünyada yalnızdı,
Türkiye'de aynı durumda
ABD güya müttefikimizdir. Ama en ufak bir fedakarlığa ve bize dönük davranışlara gelince hemen usta bir manevra yaparak konuyu değiştirmektedir. Yapacağı herhangi bir jeste karşı adeta kat kat fazlasıyla bizden karşılıklı fedakarlık istemektedir. Bunun yanında biz de yaklaşık olarak 85 yıldan beri gevşek davranıyoruz ve adeta büyük bir gaflet içinde daima saldırıların son dönemlerine kadar sessiz kalıyoruz. Mesela olmayan bir soykırımı yapılmış gibi gösteren Ermeni temsilcileri, bu çalışmalarıyla dünyayı adeta devamlı olarak zehirliyorlar. Kendi yaptıkları isyanları, hıyanetleri, düşmanla işbirliğini ve saldırıları ve katliamları bizlere yüklemek istemektedirler. Onun da ötesinde, Ermenistan'a bizden topak istemekte ve Büyük Ermenistan hayallerini kurmaktadırlar.
Aslında zalim olan onlar mazlum ve de mağdur olan ise bizler olmamıza rağmen biz kendimizi daima son anlarda müdafaa etmek zorunda kalmaktayız! Hatta tarihteki olaylara bakınca şu husus açık olarak izlenmektedir: "Osmanlı Devleti her şeye rağmen, kendilerine karşı alicenap bir davranışla onları tehcirle katliamlarda bulundukları bu tehlikeli bölgelerden uzaklaştırdı ve daha verimli topraklara götürdü. Fakat onların arasında öyle katiller vardı ki onların ellerinde Türk kanı vardı. Çünkü onların saldırılarından 1915-1918 yılına kadar yaklaşık olarak 2 milyon Türk vatandaşımız hayatını kaybetmişti. Onun için aralarındaki bu katiller öldürülmeyi çoktan hak etmişlerdi ama Osmanlı yine onları bir nevi korumuş oldu. Aslında yerlerinde kalsalardı belki de zulmettikleri Türklerden daha büyük kayıplar vereceklerdi. Tehcirle - Osmanlı bunu önlemiş oldu. Türkiye'nin en sonunda bu Ermeni çekişmesini halletmek üzere dünyanın tüm büyük tarihçilerinin Ermenistan ve Türkiye dahil, bir kurum oluşturmalarını ve dünyadaki tüm arşivlerden yararlanarak bu konunun temize çıkarılmasını önerdi. Bu şekilde Ermeniler kendi yaptıklarıyla da kolayca yüzleşeceklerdir. Tüm hakikatlerin meydana çıkması her iki taraf için olduğu gibi dünya için de tam açıklanmış olacaktır. Üstelik sadece bizimle ilgili soykırımları değil dünyada yapılmış olan gelmiş geçmiş tüm Soykırımlarla ilgili araştırmaların bu komisyonlar tarafından araştırma yapılması istenecektir! Vicdanları temiz olanlar çıksın ortaya!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006