Erdoğan'ın Çanakkale istismarı

Pazar günü Kuvay-ı Milliye'nin Ankara'sındaydık.
Yeni Mesaj gazetemizin Milli Kahramanlar programı Yeni Mahalle Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ndeydi.
Salon tıkım tıklımdı, dolup taşmıştı. Ben diyeyim 5 bini aşkın Ankaralı vatansever, siz deyin 6-7 bin…
Çanakkale zaferinin ve Ankara'nın başkent oluşunun seney-i devriyesinde eli bayraklı on binler çok yakıştı Ankara'ya.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, her zaman olduğu gibi programın onur konuğuydu… Türk milletine ve devlet erkanına hayati hatırlatmalarda bulundu.
Onun tarihi uyarı ve hayati tespitlerini Yeni Mesaj gazetemizden Meltem TV ekranlarından takip etmenizi tavsiye ediyorum.
Her anı heyecan, her anı duygu, her kelimesi fikir ve proje yüklü 10 saati aşkın bir program… Programı organize eden Dr. Abdullah Terzi bey başta olmak üzere tüm Yeni Mesaj ailemize ve Ankaralı dostlarımıza gönül dolusu şükranlarımı sunuyorum.
Bizim Ankara'da olduğumuz saatlerde Başbakan R. T. Erdoğan, Çanakkale'deydi.
Erdoğan'ın Çanakkale konuşması ile AKP'nin icraatlarını mukayese edebilenler, istismarın bu kadarına pes doğrusu demekten kendinizi alamadılar.
Konuşmasını haberlerden takip eden herkesin dikkatini şu çekti: Çanakkale'deki konuşmasında bile, artık Türk milleti diyemeyen bir Erdoğan var!
On yıldan beri, Çanakkale'deki mezar taşlarında görülen kardeşliği yaşatmaya çalışıyoruz, diyor Erdoğan.
Erdoğan, aynaya bakmıyor herhalde…
Çanakkale'deki mezar taşlarına, Haçlı dünyasına karşı tek yürek-tek bilek duran Türk milletinin ve Muhammed ümmetinin Tevhid ruhu nakşedilmiştir.
Haçlı dünyası Türk milletini, onun şahsında İslam'ı ve topyekün İslam medeniyetini hedef almıştır Çanakkale'de.
Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Arap, Acem hangi etnik kimlikten olursa olsun topyekün Türk milleti yazar o mezar taşlarında, Türk milleti yatar orada… Haçlı'ya karşı duran!
Lozan antlaşmasında da işte o adı kayda geçirtti M. Kemal Atatürk: Türk milleti!
Çanakkale, Türk milletinin Haçlı'ya karşı iman destanıdır.
Gelelim, Erdoğan'ın bu işin neresinde olduğuna…
Erdoğan, Türk milliyetçiliğinin yanısıra dinsel milliyetçilik ayaklarımın altındadır, çıkışı ile Çanakkale ruhunu ayakları altına almıştır, yüreklere ve mezar taşlarına nakşedilmiş Türk milleti kavramını ortadan kaldırmıştır.
İşgalci Amerika'nın BOP eş başkanlığını ve Haçlı Avrupa'sının bölge jandarmalığını sürdürerek, Çanakkale şehitlerinin safında ne kadar yer alınıyorsa; Erdoğan, o kadar Çanakkale şühedasının ve Türk milletinin safındadır!
Erdoğan, çok yanlış saflarda dolanmaktadır…
2005'ten bu yana Türk milletine adeta etnik operasyon uygulamakta, başkanlık ve yarı başkanlık hevesleriyle ülkemizi sanki etnik parselasyona tabi tutmaktadır.
Erdoğan, sadece şu terörist başı Apo ile olan müzakerelerinin nerelere varacağını kestirirse; Türkiye'yi, kafatasçıların bile tevessül edemediği bir yasal mikro milliyetçilik ve bölünme sürecine soktuğunu fark edecektir.
Erdoğan, Çanakkale istismarıyla bu büyük günahına şal örtemez.
Çanakkale'de, Suriye bağlamında da tam bir istismar ve demagoji örneği sergiliyor Erdoğan.
''98 yıl önce onlar nasıl bizim zor zamanımızda Çanakkale'ye koştuysa, elbette biz de zor zamanlarında onların yanında olacağız. Çünkü Çanakkale'de Şamlı, Hamalı, Humuslu şehitler var" çıkışı yapıyor.
98 sene önce Şamlı, Hamalı, Humuslu kardeşlerimiz, vatanımıza musallat olan Haçlıların, İngilizlerin ve Fransızların safında yer almamışlardı Çanakkale'de…
Erdoğan ve AKP hükümeti ise, Suriye meselesinde oraları yutmak isteyen işgalci Amerika ve Haçlının safında yer alıyor. Haçlı dünyasının ve Amerika'nın BOP aklıyla Suriye'de kardeşi kardeşe, Müslümanı Müslümana kırdırıyor, iç savaşa taşeronluk yapıyor… İşgalcilere ve onların içerideki piyonlarına karşı vatanlarını müdafaa eden Suriyeli Müslümanların yanında yer almıyor Erdoğan... Erdoğan nerede, Çanakkale'deki Suriyeli şehitler nerede!
Erdoğan ve AKP'nin pozisyonu, Çanakkale mahşerinde Haçlı işgaline karşı yanımızda yer alarak bizimle can veren Suriyeli Müslümanların hali değildir... Olsa olsa, Kuzey Afrika'dan, Sudan'dan, Senegal'den, Fas'tan parayla getirilerek Çanakkale'de karşımıza çıkarılan İngiliz ve Fransızların emrindeki Müslüman kisveli avcıların ve Yeni Zelandalı, Avustralyalı, Anzak lejyonerlerinin pozisyonudur.
Erdoğan ve AKP hükümeti, işgalci Amerika'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin, Haçlının emrinde ve safında hizmet veriyor.
Böyle bir zillet, Çanakkale'de Türk milletinin yanında Haçlı işgalcilerine karşı şehit düşen Suriyelilerin onurlu ve izzetli duruşlarına nasıl benzetilebilir?!
Böyle bir istismar, yüzü kızaran için ayıptır, zerre kadar iz'anı ve imanı olan için günahtır, vebaldir.
Böylesi istismarlar, şühedanın kemiklerini sızlatır, gayretullaha dokunur. Bakmışsınız ki, şüheda, şamarını işletmiş. Onların şamarı ise, Allah'ın şamarıdır; çok ağırdır. Adamı götürür.
Türk milleti, hem kendisini, hem de AKP ve Erdoğan'ı böylesi büyük yanlış ve veballerden kurtarmak için, acilen bunları sandığa gömmelidir.