Geçen hafta konuk olduğum Mesaj TV’nin Perspektif programında bir gerçeğin altını çizmiştim:
Başbakan R. T. Erdoğan, birkaç kere, kendini Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olarak takdim etmiş ve bu proje kapsamında birçok icraata ortaklık yapmış ise de, söz konusu küresel şeflerin hazmedemediği bir tarafı var.
Erdoğan’ın “Karadenizlilik damarı”, ayrıntı gibi görünen çok önemli bir yönüdür. “Yerli”liği oradan beslenir.
Bu damarı kabardıkça BOP’a aykırı çıkışlar yapar, yerli duruş gösterir, hatta Rusya ile yaptığı doğalgaz boru hattı anlaşması gibi sürpriz icraatlara imza atar.
Amerikan şefleri ve onların AKP hükümeti, devlet bürokrasisi ve parti teşkilatı içindeki distribütörleri mesabesindeki F tipi grup, Erdoğan’ın zaman zaman dışa vuran bu “yerli”liğinden kendi hesapları adına rahatsızlık duyuyorlar.
Erdoğan’ın nüfuz alanlarının tamamında, kendi “ofis boy”larının boy göstermesini istiyorlar.
Dolayısıyla her ne kadar hükümetin imkan ve fırsatlarından, hiç kimseniin istifade etmediği kadar azami istifade etseler de, Erdoğan’ın ikinci, üçüncü yedeklerini de elleri altında tutar, semirtirler.
Zaman zaman boy gösterisi yaptırırlar.
Nitekim Erdoğan’ın hastalık süreci, bu el altındaki F tipi “lider taslakları”nın ani bir refleksle kafalarını kaldırdıkları “anlayan için çok önemli anlar” olmuştur.
Erdoğan’ın henüz hastalığının ilk safhasında kendisine adeta kefen biçip siyasi mevta haline getirmeye kalkışanlar, fenersiz yakalanmışlardır.
Kamuoyunun gözlemlediği bu kısa süreli geçit merasimini elbette Erdoğan’da görmüş, fark etmiştir.
Aynı süreçte Amerika ve onların içerideki maşası konumundaki F tipi grup, Erdoğan’ın etrafında dolanan bazılarının ellerine inci koyup boyunlarına da altın lale takarak “teslimiyet yarışı”na sokmuştur.
Bu vaziyete paralel olarak, kamunun içine çöreklenmiş özel F tipi kadro ise, Erdoğan’ı siyasi olarak zayıf ve çelişkili durumlara düşürecek operasyonların startını almışlar…
Şike davasının beklenmedik vaziyete sürüklenişi, Uludere faciası ve etrafında oluşan siyasi zafiyet kasırgası, Erdoğan’ın mesai arkadaşı olan Başbuğ’un tutuklanması serencamı, Dolmabahçe görüşmesine dair iddiaların sürpriz biçimde servis edilmesi, Erdoğan’a bağlı MİT’e yönelik operasyon ve bu operasyona karşı görevden alma ve yasal düzenlemeye gitme tarzındaki gardın “kişisel hukuk düzenlemesi” diye seslendirilmesi… vs.
F tipi imaj ve algı mühendisleri işbaşındalar!
Bunu görmek için yazı ve konuşmalarının satır aralarını okumak yeterli.
10-15 yıl önce milletin önüne koydukları “karizmatik Erdoğan”ı siyasi mevta haline getirip yorgun, bitkin ve eli zayıf bir Erdoğan üretmeye çalışıyorlar.
Bir yandan iç siyasette bunu yapanlar, öte yandan da aynı Erdoğan’ı dış politikada Suriye’nin üzerine salarak, kendisini hem bölgemizde tecrit etmek, hem de “Suriye ateşi”ne sürüklemek suretiyle köşeye sıkıştırarak BOP eksenli yeni bir teslimiyet sınavı daha yaşatmak istiyorlar.
Bu noktada Erdoğan, sağlam durmalı, etrafına ve “kamu”ya çöreklenerek Amerika adına iş gören F tipi elemanların bileğini bükmelerine geçit vermemelidir. Tam bir temizlik yapmalıdır. Karadenizlilik damarı dediğim yerli tarafı, kendisine bu kudreti sağlayacak kırattadır. Erdoğan, on yıllık süreçte ABD ve onların içteki F tipi maşalarına kolunu ve hatta bir kısım devlet çarkını kaptırmış olabilir; ama bugün asla “baş”ını kaptırmamalıdır. Böyle bir süreçte başını kaptırmış bir Erdoğan, yok demektir. Kendisini ve dolayısıyla Türkiye’yi bu “yakın tehdit”ten korumalıdır.
Başbakan R. T. Erdoğan, birkaç kere, kendini Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanı olarak takdim etmiş ve bu proje kapsamında birçok icraata ortaklık yapmış ise de, söz konusu küresel şeflerin hazmedemediği bir tarafı var.
Erdoğan’ın “Karadenizlilik damarı”, ayrıntı gibi görünen çok önemli bir yönüdür. “Yerli”liği oradan beslenir.
Bu damarı kabardıkça BOP’a aykırı çıkışlar yapar, yerli duruş gösterir, hatta Rusya ile yaptığı doğalgaz boru hattı anlaşması gibi sürpriz icraatlara imza atar.
Amerikan şefleri ve onların AKP hükümeti, devlet bürokrasisi ve parti teşkilatı içindeki distribütörleri mesabesindeki F tipi grup, Erdoğan’ın zaman zaman dışa vuran bu “yerli”liğinden kendi hesapları adına rahatsızlık duyuyorlar.
Erdoğan’ın nüfuz alanlarının tamamında, kendi “ofis boy”larının boy göstermesini istiyorlar.
Dolayısıyla her ne kadar hükümetin imkan ve fırsatlarından, hiç kimseniin istifade etmediği kadar azami istifade etseler de, Erdoğan’ın ikinci, üçüncü yedeklerini de elleri altında tutar, semirtirler.
Zaman zaman boy gösterisi yaptırırlar.
Nitekim Erdoğan’ın hastalık süreci, bu el altındaki F tipi “lider taslakları”nın ani bir refleksle kafalarını kaldırdıkları “anlayan için çok önemli anlar” olmuştur.
Erdoğan’ın henüz hastalığının ilk safhasında kendisine adeta kefen biçip siyasi mevta haline getirmeye kalkışanlar, fenersiz yakalanmışlardır.
Kamuoyunun gözlemlediği bu kısa süreli geçit merasimini elbette Erdoğan’da görmüş, fark etmiştir.
Aynı süreçte Amerika ve onların içerideki maşası konumundaki F tipi grup, Erdoğan’ın etrafında dolanan bazılarının ellerine inci koyup boyunlarına da altın lale takarak “teslimiyet yarışı”na sokmuştur.
Bu vaziyete paralel olarak, kamunun içine çöreklenmiş özel F tipi kadro ise, Erdoğan’ı siyasi olarak zayıf ve çelişkili durumlara düşürecek operasyonların startını almışlar…
Şike davasının beklenmedik vaziyete sürüklenişi, Uludere faciası ve etrafında oluşan siyasi zafiyet kasırgası, Erdoğan’ın mesai arkadaşı olan Başbuğ’un tutuklanması serencamı, Dolmabahçe görüşmesine dair iddiaların sürpriz biçimde servis edilmesi, Erdoğan’a bağlı MİT’e yönelik operasyon ve bu operasyona karşı görevden alma ve yasal düzenlemeye gitme tarzındaki gardın “kişisel hukuk düzenlemesi” diye seslendirilmesi… vs.
F tipi imaj ve algı mühendisleri işbaşındalar!
Bunu görmek için yazı ve konuşmalarının satır aralarını okumak yeterli.
10-15 yıl önce milletin önüne koydukları “karizmatik Erdoğan”ı siyasi mevta haline getirip yorgun, bitkin ve eli zayıf bir Erdoğan üretmeye çalışıyorlar.
Bir yandan iç siyasette bunu yapanlar, öte yandan da aynı Erdoğan’ı dış politikada Suriye’nin üzerine salarak, kendisini hem bölgemizde tecrit etmek, hem de “Suriye ateşi”ne sürüklemek suretiyle köşeye sıkıştırarak BOP eksenli yeni bir teslimiyet sınavı daha yaşatmak istiyorlar.
Bu noktada Erdoğan, sağlam durmalı, etrafına ve “kamu”ya çöreklenerek Amerika adına iş gören F tipi elemanların bileğini bükmelerine geçit vermemelidir. Tam bir temizlik yapmalıdır. Karadenizlilik damarı dediğim yerli tarafı, kendisine bu kudreti sağlayacak kırattadır. Erdoğan, on yıllık süreçte ABD ve onların içteki F tipi maşalarına kolunu ve hatta bir kısım devlet çarkını kaptırmış olabilir; ama bugün asla “baş”ını kaptırmamalıdır. Böyle bir süreçte başını kaptırmış bir Erdoğan, yok demektir. Kendisini ve dolayısıyla Türkiye’yi bu “yakın tehdit”ten korumalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019