Sayın Erdoğan, partisinin gurup toplantısında: "Milliyetçi Hareket Partisi ile omuz omuza yürüyoruz. Oynanan oyunun farkındayız. Gerek Sayın Devlet Bahçeli gerekse şahsım yapılan fitne saldırılarını ve karanlık odaları net bir biçimde görüyoruz" dedi.
İlk aklıma gelen, keşke birazda devlet ve milletimize karşı yapılan saldırıları görseniz, şeklinde oldu.
İki hafta önce emperyalistler, İsviçre'de bizzat başlattıkları Rusya-Ukrayna savaşı için sözde Ukrayna Barış Konferansı düzenlediler.
Birçok ülke bu konferansa katıldı. Ülkemizden ise Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan katıldı.
Ülkemizden bir kişinin daha bu konferansa katıldığını medyadan öğrendik. Kimdi o? İstanbul Fener Rum Patriği Bartholomeos.
Bu şahıs, konferans sonrası ortaya konulan uluslararası anlaşmaya da imza atmış. Hem de 'Ekümenik Patriklik' sıfatı ile.
Ekümenik, nedir sorusuna bin cevap verilir, tarihi süreci anlatılır. Geçin hepsini! Vatikan Devletinde Papa ne ise Patrik için ekünemik sıfatı da odur. Daha Türkçesi ise devlet içinde devlettir.
Tabi medyanın çok az bir kesimi bu konuyu gündem etti. Gündem ve iddialar arasında Fener Rum Patrik'inin İsviçre'de, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'la görüştüğü, iddiası vardı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Ukrayna Barış Zirvesi marjında Rum Patriği Bartholomeos ile resmi bir görüşme yaptığı yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını açıkladı.
Laubaliliğe bakar mısın? Kimse, resmi olarak görüştüler demedi ki!
Ardından 'Ekümenik Patriklik' ifadesi gündeme gelince yine Dışişlerinden İsviçre'den 'izahat' istedik ve İsviçre, 'Ekümenik Patriklik' imzası metne sonradan eklenmiş, cevabını verdi, açıklaması geldi.
Sayın Erdoğan ne diyor? 'MHP ile omuz omuza yürüyoruz'. Yürüyün…
Erdoğan ve Bahçeli'den tık yok!
Düne kadar Rum Patriğinin bu sıfatı kullanmasını 'egemenliğimizin ihlali' olduğunu vurgulayan ve nice cümleler kuran Sayın Bahçeli ve partisi şimdi sus, pus. Neden?
Sayın Erdoğan'a ise ayar ta, 2004 yılında verişmişti. Arşivleri açın bakın. 2004'te ABD'nin Ankara Büyükelçiliği, Patrik Bartholomeos onuruna "ekümenik" unvanıyla resepsiyon verdiğinde; Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı tepki olarak yetkililerimizin bu resepsiyona katılmaması için genelge yayınlamıştı.
ABD ise hükümetin bu tavrını 'not ettiklerini' açıklamıştı.
İşte o günden bugüne Erdoğan bu sıfattan hiç rahatsız olmadığı gibi her istediklerini de verdi.
2010 yılında Sayın Erdoğan, Yunanistan'a gitmişti. Yunan Başbakanı Papandreu, Bartholomeos için "ekümenik" demişti.
Gazeteciler, Sayın Erdoğan'a bu ifadeden rahatsızlık duyup duymadığını sorunca Sayın Erdoğan; "Hayır. Ecdadımızı rahatsız etmemiş, beni de rahatsız etmiyor" cevabını vermişti.
Yine Sayın Erdoğan 2017'de; "Mesela Patrik yurt dışına çıkmak istese Lozan'a göre, Fatih Kaymakamlığı'nın müsaadesiyle çıkabilirdi. Ama biz bunu bile bir kenara koyduk, 'Patriklik makamı farklıdır' dedik, önünü açtık." sözleriyle Lozan'ı deldiğini de itiraf etmişti.
2019 yılında ise AKP ve MHP'nin, İBB adayı Binali Yıldırım; İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği ve İstanbul Başpiskoposu Patrik Bartholomeos'un isim gününü kutluyor, sağlıklı ve uzun bir ömür diliyorum' mesajını yayınlamış sonra silmişti.
2020'de ise Patrik Bartholomeos hakkında yazılan bir kitapta; 26 Kasım 2020 tarihli davetiye mektubunda kendisine "Sayın Ekümenik Patrik I. Bartholomeos, Rum Ortodoksları Patriği" diye hitap edildiği, o davette masada bulunan isim kartlığında da "Ekümenik Patrik" ifadesinin yer aldığı ortaya çıkmıştı.
2022'de ise Trabzon'da nesebi açıklanmayan bir şahıs, Başpapaz Bartholomeos'a, sırtında "Ekümenik Patrik" yazan bir forma hediye etmişti. MHP ise bu kez kızmıştı.
Bakın!
Fener Rum Patriği bile bu ülkede kimin ne kadar İslamcı, kimin ne kadar milliyetçi, kimin ne kadar Atatürkçü olduğunu test edip, cevapları ortaya koydu ama milletimiz hala anlamamakta ısrar ediyor.
1453'ten bugüne Patrikhane
İstanbul'un fethiyle beraber Türklerin kontrolüne giren Patrikhane, kendi inanç ve ibadetlerine hiçbir şekilde müdahale edilmediği halde o gündem bu güne gerek Osmanlı ve gerekse Türkiye Cumhuriyeti aleyhine her zaman karşı hareketler, ihanet içinde olmuştur.
Balkan savaşları, 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Harbi sırasında Patrikhane, kiliseleri ve Rum okullarını bir silah deposu olarak kullandığı tarihi belgelidir.
Bu gerçeği çok iyi bilen M. Kemal Atatürk, burayı (Patrikhane'yi) 'fitne ve ihanet yuvası' olarak tariflendirmiş ve 1925'teki mübadele de fitne ve ihanetin başlarından bir olan Fener Kilisesi'nin Papazı 6. Konstantin'i, Yunanistan'a sürmüştü.
İşte M. Kemal'in, 'hain' diyerek İstanbul'dan sürdüğü o papazın kemiklerini, AKP hükümeti 86 yıl sonra İstanbul'a getirilmesine izin verdi.
Ne var bunda, derseniz, tarih akışını sembol ve simgeler değiştirir. Bunlar adeta kıvılcım gibidir. Her taraf benzin olsa da kıvılcım olmadan yangın çıkaramazsınız.
Evet, AKP'den önce çok sızlansa da Fener Patrikleri T.C. yasaları çerçevesinde mahalli idare açısından Fatih savcılığına ve İstanbul Valiliği'ne bağlıdır ve resmi olarak bu kurumlarla muhataptır.
AKP'den sonra ise ekünemiklik, ilan ettiler. Yani devlet başkanı. Hangi devlet? Doğu Roma'mı?
2010 yılında ABD'ye giden Patrik Bartholomeos'un yaptığı açıklamalar, CBS televizyonunda yayınlandı.
Patrik şöyle diyordu; 'Azınlık olmak suç değil ama 2. sınıf vatandaş muamelesi görüyoruz. Haklarımızı, Türk vatandaşları gibi kullanabildiğimizi düşünmüyoruz. Zor şartlarda yaşıyoruz ama Türkiye'den asla ayrılmayacağız.
Patrikhanenin yok olmasını istiyorlar ama bu gerçekleşmeyecek. Burası bizim için en az Kudüs kadar kutsaldır, ayakta kalacağız.
Bu ülkede çarmıha geriliyoruz. Fakat çarmıha gerilsek de, ölmeyeceğiz, yaşamaya, var olmaya devam edeceğiz…".
Her şey apaçık ortada. Erdoğan ve Bahçeli'den ses yok.
Atatürk büyük adammış vesselam…
Ya pontus rum/laz/gürcü dellek, nesebi belli değil diyorsun ya.Kendinden biliyorsun, senin gibi belirsiz nesepten. Yani, senin gibi belli belirsiz nesepten.
Ülke işgal altında. Savaşa doğru tam gaz ilerliyoruz. ALLAH aklını kullanmayanların üstüne pislik bela yağdırır. Yunus 100 ayet
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025