10-16 Mayıs Engelliler Haftası… Bir zamanlar sakat dediklerimize daha sonra özürlü dedik, şimdi engelli diyoruz.
Bedensel farklılıkları yüzünden hayatı zorlaştırılan insanların kimsenin lütfuna ihtiyaç duymadıkları haklarının iade edilmesi gerekir. Ve bu insanları ötekileştiren deyimleri (sakat-özürlü-engelli) kullanmaya gerek olmayan, böyle farkındalık günlerini yaşamadığımız bir toplumdur beklentimiz.
Engelli sorunu özel bir yaklaşımla değil, insan hakları hukuku temelinde ve genel bir toplumsal sorun olarak ele alınmalıdır.
Nitekim, dünyanın izlediği politika bu yöndedir;
Sorun, engelli vurgusu yapılmadan toplumun tümünü kapsayan şekilde değerlendirilmektedir. Uluslararası hukukta değişik belgelerde ve anayasalarda "temel haklar" başlığı altında kişi hakları, yurttaş hakları, sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal haklar; yaşama, sağlık, eğitim hakkı gibi alt başlıkların ele alındığını görürüz. Bunlar düzenlenirken özellikle engelliler diye bir sınıflandırmanın, ayrıştırmanın yapıldığını görmüyoruz. Hak temelli yaklaşımdan, tüm insanları eşit kılan, insanın onuru üzerinden hassasiyet gösterildiği ve uygulamaların da bu yönde olduğu çalışmaları anlamaktayız.
Engelli sorununun temel insan hakları sorunu dışında tutulup, ikincil bir sorun olarak ele alınması başka sorunları davet etmektedir; soruna yönelik çözümlerin eklektik, geçici ve günü kurtarmaya yönelik olarak ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Yani çözümün kendisi dahi başlı başına sorun olmaktadır.
Devletin bu aşamadaki konuyu ele alış tarzı, uygulamaları, uyarılara karşı tutumu, onun insan haklarına bakış açısını gösteren çok önemli bir fotoğraftır.
Devletin yanında Mimarlar Odası, Barolar Birliği, Tabipler Odası, insan hakları örgütleri, üniversiteler, iş insanı dernekleri gibi kurum ve kuruluşlar engelli konusunun kendilerini ilgilendiren bölümünde gerekli duyarlılığı göstermeleri, sorumlulukları üstlenmelidirler.
Engellilerin de kendilerine düşen şey örgütlenmeleridir. Örgütsüz güç zayıftır. İnsan haklarının yaşama geçirilmesinde örgütlenme önemlidir.
Engelli yurttaşlarımız da engellerini aşmada örgütlenmeyi önemsemelidirler.
Mevcut dernekler ve vakıflar açısından akla gelen sorular: Engelli derneklerini kuranlar kimlerdir? Kurulum amaçları nelerdir? Amacına uygun çalışmalar yapılıyor mu? Kimlerle ne gibi ilişkiler kuruyorlar?
Pirincin taşını ayıklamak için çıkar amaçlı kuruluşların tasfiyesi yoluna gidilmelidir.
Engelli bireyler için açılan meslek edindirme kurslarının tam olarak verimli olduğu söylenemez. Öncelikle bu kursların ve derneklerin rehabilite edilerek daha verimli hale getirilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
Engelliler haftası nedeniyle bir kez daha uyaralım: Engellilerin önündeki engelleri kaldıralım.
Engelli yurttaşlarım, engeliniz pranganız olmasın!
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023