Haziran ayı için açlık sınırı 10 bin 373 TL, yoksulluk sınırı ise 33 bin 789 TL olarak gerçekleşmişti.
Tabi bu rakamlar bile artık aşıldı ama diyelim ki mevcut tablo bu.
Bu yılsonu itibarıyla maaş ödenecek emekli sayısı 15 milyon 900 bin olacak.
2023 yılı rakamlarıyla sigortalı sayısı ise, 24.2 milyon civarı.
Ekonomiden çok iyi anlayan Mehmet Şimşek'e göre, bu kadar az sayıda sigorta primi ödeyenlerin olduğu bir ülkede, yaklaşık 16 milyon emeklinin maaşı ödenemezmiş.
Onun için emeklilerin sırasıyla ölmesini beklemek veya ölsünler diye az maaş vermek lazımmış.
Bir diğer çözüm ise, saat başı zam yapmak marifetiyle yaşamayacak hale getirilen emeklilerin, ölüm sürelerini kısaltma formülüne gidilmesi.
Galiba bu formül işe yarayacak gibi.
Bu kadar cahilce bir ekonomi analizi yapanların, 16 bin yıllık Türk devletinin başına maliyeden sorumlu bakan olarak getirilmesi, zaten konuşulacak bir mevzunun kalmadığını gösteriyor.
Emekli zammının taban aylıkla sınırlı tutulup Hazine desteğinin artırılmaması, 9 milyon emekliyi hüsrana uğrattı.
9 milyon emekli 6 ay boyunca, aylık 7.500 TL maaş ile geçinmek için bütün hünerini sergilemek zorunda kalacak.
Bu kadar ağır vergilerin altında desteksiz ve çaresiz bırakılan emeklilere denen şey şudur:
Siz bu ekonomiye yüksünüz.
Lütfen bir yolunu bulun ve ölün.
Çünkü size verecek parayı bulmayı beceremiyoruz.
Bizim başarısız olarak gözükmemizdense, sizin sessizce ölmeniz daha hayırlı olacak.
Ölümünüzle çok büyük bir katma değer yaratacaksınız.
Mesela, enflasyon siz yokken birazcık düşecek.
Çünkü ölüler tüketim yapamaz.
Talepte bulunamaz.
O zaman ne olacak derseniz, tüketim hızı yavaşlayınca bizim öğrendiğimiz kapitalist sisteme göre, enflasyon düşüşe geçecek.
Belki sonuçta Allah bizim de belamızı verecek ama ekonomide düzelme olma ihtimali de var!
İşte mevcut iktisat analizinin bize sunduğu en son çözüm önerisi bu.
Ölünüz, enflasyonu düşürmeye katkı sununuz.
Sevgili okurlarım size 20 yıl boyunca hep neyi anlatmıştı Haydar Baş Bey hatırlayınız.
"Bunlar ekonomiyi vallahi de bilmezler, billahi de.
Hodri meydan hadi yapsınlar görelim.
Ben bu işin kitabını yazdım.
Ben bu işin ilmini biliyorum.
Mevcut sistemle devam edilirse varılacak yer, zifiri karanlıktır."
Ne kadar doğru söylemiş Haydar Baş Bey.
20 yıl boyunca hep görmezden ve duymazdan geldiniz bu feryadı.
Size vereceğim diyordu, alacağım demiyordu ki…
Yabancılar değil, Antalya'da siz tatil yapacaksınız demişti.
Siz gavurun sokaklarını süpürmeyeceksiniz, onlar sizin ülkenizde işçi olacak demişti.
Şimdi Haydar Baş'ın "MEM" tezi uygulamada olsa idi, en düşük emekli maaşları en az 30 bin TL olurdu.
Aynı seviyede asgari ücret.
Kaynak nerede demeyin lütfen!
Bu konuyu elli bin kez yazdık ve bahse konu "MEM" tezinde tüm ayrıntıları var.
Okumadığınız ve anlayamadığınız şeyi yok diye inkâr etme kolaycılığından vaz geçiniz.
Mesele sadece emeklilerin maaş zam artışı değildir.
Mevzu yakın bir gelecekte eğer böyle devam ederse, Türkiye'nin bekası olacaktır.
Bu konu, Milli Güvenlik sorunu haline dönüşmeye çok elverişli hale eğilimlidir.
Yol yakınken dönün demek isterdim ama yol da yakın olmaktan git gide uzaklaşmaktadır.
Ama mademki aynı ülkede yaşıyoruz ve gidecek başka bir vatanımız yok, zerre milli şuurunuz kaldıysa tekrar ediyorum.
Bu işin çözümü "MEM" dir.
"MEM" dünyanın en büyük iktisat devrimi olan, Milli Ekonomi Modeli tezidir.
Yazarı Haydar Baş'tır.
Aziz milletimizin refaha kavuşması için bu sistemin uygulanmasından başka kim ne der ve yazarsa, YALANDIR.
Uzatmalarda maçı değil, ülkeyi de kaybedebiliriz.
- İslam düşmanı Muaviye, ABD’ye ilham oldu! / 15.04.2025
- Haydar Baş’ı anmak ve anlamak / 14.04.2025
- Kıbrıs Türk’ün tapulu malıdır / 13.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 10.04.2025
- Boykotu bırak satılanlara bak! / 08.04.2025
- ‘Selçuklu ve Osmanlı’yı tarikatlar batırdı’ / 07.04.2025
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025