Her tarafta bir seçim rüzgarı var.
Yunanistan seçimlerinden kaos çıktı, Fransa seçimlerinde Sarkozy iktidarı devrildi yerine Hollande iktidarı geldi, yaklaşan ABD seçimlerinde Obama oldukça endişeli, Almanya seçimlerinde ise Merkel’in, dostu Sarkozy ile aynı kaderi paylaşacağı belirtiliyor.
Batı böyle, peki doğuda durum nasıl?
Rus halkı Putin-Medvedev ikilisinin yönetiminden memnun ve onu tekrar iş başına getirdi, Suriye’de yapılan seçimlerde halk Esad’ın yanında olduğunu gösteriyor. Çin her geçen gün daha da güçleniyor. Batılı liderler halklarının gözünden düşerken, doğulu liderler daha fazla halk desteği elde ediyorlar.
Bu sonuçların sebebi ne olabilir biraz irdeleyelim.
Mortgage kriziyle başlayan ve hala etkileri artarak devam eden küresel kriz batılı ülkelerin ekonomik yapılarını perişan etti. Yıllarca toz pembe gösterilmeye çalışılan ekonomilerin aslında büyük ve patlamaya hazır bir balon olduğu ortaya çıktı.
Krize kadar bir şekilde örtbas edilen gerçekler, krizle beraber gün yüzüne çıktı ve halkların siyasilerine olan güvenleri oldukça sarsıldı.
Batıda halkların durmadan lider değiştirmelerinin en temel nedeni, mevcut siyasi ve ekonomik yapılanmadan memnun olmamaları ve bir çözüm arayışı içinde olmalarıdır.
Doğuda ise Rusya, kalkınma planına aldığı ve birçok maddesini uyguladığı Mili Ekonomi Modeli ile kendisine sağlam bir ekonomik zemin buldu ve uyguladığı sosyal projelerle halkının yeniden güvenini kazandı.
Şimdi de fayda gördüğü bu Model’in sahibi Prof. Dr. Haydar Baş’ı Rus Parlamentosu’na davet ederek, daha fazlasını uygulamanın gayretinde…
Rusya, ekonomisini IMF ve uzantılarından kurtarınca uzun süredir uzakta kaldığı dünya siyasetine döndü, ABD’nin karşısına alternatif bir kutup olarak yeniden oturdu.
Düne kadar Rusya’ya meşgul olacağı şeyler vererek oyalayıp dünya ülkelerini işgale soyunanlar, bir anda Rusya’nın varlığını ortaya koymasıyla abandone oldular.
Özellikle de Libya işgalinden sonra Rusya, bir daha böyle bir işgale müsaade etmeyeceğini açıkça beyan etti.
İşte Suriye’de yönetimin gücünü yeniden toparlayıp halkının güvenini kazanmasının temel nedeni de budur. Kaddafi, içinde Türkiye’nin de bulunduğu global işgalcilere karşı yanında kimseyi bulamamış ve yalnız kalmıştı.
Suriye yönetiminin durumu, Kaddafi yönetimi gibi değil. Her ne kadar Suriye’de dış kaynaklı bir takım provokatif faaliyetler olsa da, Suriye yönetimin güçlü ve halkıyla beraber olması bütün bu oyunları bozuyor.
Eğer Rusya ve Çin Suriye’ye destek sağlamamış olsalardı, BM rahatlıkla yaptırım kararı çıkartır, NATO işin içine girer ve Suriye çok kısa bir süre içinde Libya’nın kaderini yaşardı.
Seçimlerden ve yaşanan gelişmelerden anlaşılıyor ki, Batılı siyasiler içinde bulundukları çıkmaz sebebiyle sürekli güç ve otorite kaybederlerken, doğuda milli projeler üzerinde duran liderler daha da güçleniyor ve dünya siyasetinde daha etkin bir rol üstleniyor.
Türk siyasiler de bu yaşananlardan ders çıkarmalı, bugün çöküş sürecinde olan Batılıların yanında değil, yıldızı parlayan doğuluların yanında yer almalıdır.
Esasen Türkiye Prof. Dr. Haydar Baş’ın da işaret ettiği gibi Milli Ekonomi Modeli ve sosyal Devlet Mili Devlet tezleriyle doğunun ve batının kesiştiği noktada yıldızı en çok parlayan ve bütün dünyayı aydınlatan lider bir ülke olabilir.
Ama bunun için Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir lider lazım.
Yunanistan seçimlerinden kaos çıktı, Fransa seçimlerinde Sarkozy iktidarı devrildi yerine Hollande iktidarı geldi, yaklaşan ABD seçimlerinde Obama oldukça endişeli, Almanya seçimlerinde ise Merkel’in, dostu Sarkozy ile aynı kaderi paylaşacağı belirtiliyor.
Batı böyle, peki doğuda durum nasıl?
Rus halkı Putin-Medvedev ikilisinin yönetiminden memnun ve onu tekrar iş başına getirdi, Suriye’de yapılan seçimlerde halk Esad’ın yanında olduğunu gösteriyor. Çin her geçen gün daha da güçleniyor. Batılı liderler halklarının gözünden düşerken, doğulu liderler daha fazla halk desteği elde ediyorlar.
Bu sonuçların sebebi ne olabilir biraz irdeleyelim.
Mortgage kriziyle başlayan ve hala etkileri artarak devam eden küresel kriz batılı ülkelerin ekonomik yapılarını perişan etti. Yıllarca toz pembe gösterilmeye çalışılan ekonomilerin aslında büyük ve patlamaya hazır bir balon olduğu ortaya çıktı.
Krize kadar bir şekilde örtbas edilen gerçekler, krizle beraber gün yüzüne çıktı ve halkların siyasilerine olan güvenleri oldukça sarsıldı.
Batıda halkların durmadan lider değiştirmelerinin en temel nedeni, mevcut siyasi ve ekonomik yapılanmadan memnun olmamaları ve bir çözüm arayışı içinde olmalarıdır.
Doğuda ise Rusya, kalkınma planına aldığı ve birçok maddesini uyguladığı Mili Ekonomi Modeli ile kendisine sağlam bir ekonomik zemin buldu ve uyguladığı sosyal projelerle halkının yeniden güvenini kazandı.
Şimdi de fayda gördüğü bu Model’in sahibi Prof. Dr. Haydar Baş’ı Rus Parlamentosu’na davet ederek, daha fazlasını uygulamanın gayretinde…
Rusya, ekonomisini IMF ve uzantılarından kurtarınca uzun süredir uzakta kaldığı dünya siyasetine döndü, ABD’nin karşısına alternatif bir kutup olarak yeniden oturdu.
Düne kadar Rusya’ya meşgul olacağı şeyler vererek oyalayıp dünya ülkelerini işgale soyunanlar, bir anda Rusya’nın varlığını ortaya koymasıyla abandone oldular.
Özellikle de Libya işgalinden sonra Rusya, bir daha böyle bir işgale müsaade etmeyeceğini açıkça beyan etti.
İşte Suriye’de yönetimin gücünü yeniden toparlayıp halkının güvenini kazanmasının temel nedeni de budur. Kaddafi, içinde Türkiye’nin de bulunduğu global işgalcilere karşı yanında kimseyi bulamamış ve yalnız kalmıştı.
Suriye yönetiminin durumu, Kaddafi yönetimi gibi değil. Her ne kadar Suriye’de dış kaynaklı bir takım provokatif faaliyetler olsa da, Suriye yönetimin güçlü ve halkıyla beraber olması bütün bu oyunları bozuyor.
Eğer Rusya ve Çin Suriye’ye destek sağlamamış olsalardı, BM rahatlıkla yaptırım kararı çıkartır, NATO işin içine girer ve Suriye çok kısa bir süre içinde Libya’nın kaderini yaşardı.
Seçimlerden ve yaşanan gelişmelerden anlaşılıyor ki, Batılı siyasiler içinde bulundukları çıkmaz sebebiyle sürekli güç ve otorite kaybederlerken, doğuda milli projeler üzerinde duran liderler daha da güçleniyor ve dünya siyasetinde daha etkin bir rol üstleniyor.
Türk siyasiler de bu yaşananlardan ders çıkarmalı, bugün çöküş sürecinde olan Batılıların yanında değil, yıldızı parlayan doğuluların yanında yer almalıdır.
Esasen Türkiye Prof. Dr. Haydar Baş’ın da işaret ettiği gibi Milli Ekonomi Modeli ve sosyal Devlet Mili Devlet tezleriyle doğunun ve batının kesiştiği noktada yıldızı en çok parlayan ve bütün dünyayı aydınlatan lider bir ülke olabilir.
Ama bunun için Prof. Dr. Haydar Baş gibi bir lider lazım.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025