Dışarıda tarım arazisi kovalarken içeridekini kaybediyoruz
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, tarım arazilerinin yabancılara satışına ilişkin TBMM'ye bir soru önergesi verdi. Çevre, Şehircilik Ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un bu önergeye verdiği cevap oldukça dikkat çekiciydi.
Paylaşılan bilgiler şu şekilde:
* Yalnızca 2022 yılında Türkiye'de 5 milyon 219 bin 309 metrekare tarım arazisinin yabancılara satışı gerçekleşti.
* Aralarında tarla, bağ, bahçe olan tarım arazilerini 765 yabancı uyruklu kişi aldı.
* En fazla tarım nitelikli taşınmaz alan kişilerin ilk sırasında Ürdün, ikinci sırasında Filistin, üçüncü sırasında İsrail, dördüncü sırasında Suudi Arabistan ve beşinci sırasında Katar yer aldı.
* Satılan arazilerin metrekareleri şöyle oldu: Ürdün 984 bin 611 metrekare; Filistin 656 bin 962 metrekare; İsrail 519 bin 158 metrekare; Suudi Arabistan 385 bin 955 metrekare; Katar 379 bin 519 metrekare; Yemen 280 bin 744 metrekare; Mısır 245 bin 318 metrekare; Lübnan 231 bin 659 metrekare; ABD 196 bin 8 metrekare; Irak 195 bin 734 metrekare…
* 2022 yılında yabancılara en fazla Konya'dan tarım arazisi satıldı. Konya'yı İstanbul izledi. Sıralama şöyle oldu: Konya, İstanbul, Bilecik, Manisa, Sakarya, Kırklareli, Eskişehir, Denizli, Bursa, Kocaeli.
Her köşesi cennet olan güzel vatanımızı düşman işgalinden kurtaran Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kan dökülerek, can verilerek çok zor şartlarda elde edilen vatan toprağının kıymetini çok iyi bildiği için bir karış toprağın yabancılara satılmasına müsaade etmemiştir.
18 Mart 1924 yılında çıkartılan 442 sayılı Köy Kanunu'nun 87'nci maddesi ile, Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde olmayan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin köylerde arazi ve emlak alması yasaklanmıştır. 87'nci madde ile sadece köy arazileri korunmakla kalmamış, daha önce özellikle Ege ve Güneydoğu Anadolu'da toprak almış yabancıların, bu büyük arazileri yeniden edinmeleri önlenmiştir.
1934 yılında kabul edilen 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35 ve 36'ncı maddeleriyle de bu yasak pekiştirilmiştir.
Ta ki, AKP hükümeti iş başına gelinceye kadar… 19 Temmuz 2003 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4916 sayılı Çeşitli Kanunlarda ve Maliye Bakanlığı'nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunla, Tapu Kanunu'nun 35'inci maddesi yeniden düzenlenmiş, 36'ncı maddesi ile Köy Kanunu 87'nci madde yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca yabancı uyruklu gerçek kişilerin ülkemizde taşınmaz edinmesinde karşılıklılık aranması (mütekabiliyet) uygulaması da terk edilmiştir.
AKP hükümeti bir taraftan yabancılara gayrimenkul satışının önünü açarken, diğer taraftan da yıldan yıla bu satışın kapsamını da genişletmiştir.
Hatta son dönemlerde üç kuruş yabancı para girsin diye, belirli meblağda taşınmaz satın alan yabancılara T.C. vatandaşlığı promosyon olarak verilmiştir.
Yabancılara taşınmaz satışı ayrı bir facia, bunun karşılığı vatandaşlık verilmesi çok daha büyük bir facia…
Ömer Fethi Gürer yabancılara toprak satışı ile ilgili şu uyarılarda bulunuyor:
* "Böyle giderse yıllar içinde tarım arazilerimizin çoğunluğu yabancılar tarafından satın alınacak gibi görünüyor. Ülkemizde tarım yapan yabancı uyrukluların sayısı artıyor. Edindikleri tarım arazisi miktarı her geçen yıl katlanıyor."
* "AKP iktidarları döneminde Sudan, Nijer ve Venezuela'da tarım için girişimde bulunuldu. 'Eldeki kuş daldaki iki kuştan iyidir' diye atasözümüz var. Ülkemiz toprakları tarımda yabancılar için ilgi alanı olurken Türkiye uzak ülkelerde tarım peşinde koşacağına ülke tarımını geliştirip, GAP'ı bitirseydi tarımda sorunlarımız azalırdı."
* "Cumhurbaşkanları arası görüşme ile oluşan teklife göre, Venezuela'da Türkiye için ayrılan ve 'Turkish land' olarak adlandırılan bölgede tarımsal yatırım yapılması ve elde edilecek hasılatın yüzde 70'inin yatırımcıya, geri kalan yüzde 30'luk kısmının da Venezuela'ya bırakılması için uzlaşıldı. Oysa ülkemiz 3 bin 649'u endemik 12 binden fazla bitki türünü barındıran nadir ülkelerden biridir."
* "21 üründe arz açığımız var. Eldeki kuş kaçmakta iken daldaki kuşun peşine düşen bir tarım yönetim anlayışı var. Özünde eldeki kuşa sahip çıkmayı önceliklemeliyiz."
* "Kendi topraklarımızda kendi çiftçimizin 'maraba' olmasına yol açacağımıza köylünün milletin efendisi olması için mücadele etmeliyiz. Ülke topraklarında ülkemiz çiftçisi, üreticisi ile tarımı geliştirmeliyiz."
* "Hububat ambarı Konya'nın farklı ülkelerin ilgi alanı olması da ayrıca dikkate değer. Yabancıların arazi aldığı ilk on şehir, ülkemizin en verimli topraklarının olduğu illerdir."
Ülkemizi tarım arazisi satmaya zorlayan anlayış, borca ve ithalata endeksli ekonomi ve de dışa bağımlı siyaset anlayışıdır.
Ekonomi programında Prof. Dr. Haydar Baş'a ait Milli Ekonomi Modeli olan Bağımsız Türkiye Partisi'ne ve lideri Hüseyin Baş'a fırsat verirsek, ne borç almak zorunda kalırız, ne de tarım arazilerimizi, topraklarımızı yabancılara kaptırırız.
İş işten geçmeden tercihlerimizi doğru yapalım.
- ‘Bugün ithal ettiğin et, yarını yok eder’ / 22.11.2024
- ABD’nin ‘balistik füze’ kararı ne anlama geliyor? / 20.11.2024
- Sıkıştıkça laikliğe saldırıyorlar! / 19.11.2024
- Daron Acemoğlu’nun zamanlaması manidar! / 16.11.2024
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024