Ekonomi dalında Nobel Ödülü kazanan Daron Acemoğlu, bayram değil seyran değil bir anda "Atatürk" ile ilgili garip açıklamalarda bulundu.
Bir Youtube kanalına konuk olan Acemoğlu şunları söyledi:
"Atatürk, politik sistemi açabilmek gibi bir elinde opsiyon olmasına rağmen tam tersini yapıyor. Elinde gücü merkezileştirmeye çalışıyor. Yani mümkün müydü gerçekten daha demokratik bir şey olması? Belki de mümkündü… Atatürk gücü eline geçirmeden önce Osmanlı'da daha çoğulcu bir sistem vardı."
Milletin egemenliğine dayalı bir Cumhuriyet kuran, tüm yetkileri milletin seçtiği vekillerden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne veren, hatta kendi yetkilerini de bu Meclis'ten alan Atatürk'ü eleştirip, tek adam yönetimine dayalı Osmanlı'nın saltanat sistemini övüyor.
Osmanlı'nın son dönemlerindeki "çoğulcu sistem" millet adına demokratik olan bir sistem değildi; azınlıkların, yabancıların ve Galata bankerlerinin söz sahibi olduğu bir sistemdi. Millet ise perişan bir vaziyetteydi.
Atatürk, işte o azınlıkları, yabancıları, Galata bankerlerini geriye dön marş marş dedi, Türk milletini, söz sahibi "efendi" yaptı.
Herhalde birilerinin rahatsızlığı da buradan kaynaklanıyor.
Daron Acemoğlu'nun bu açıklamalarının zamanlaması da oldukça manidar.
Yeni anayasanın gündeme getirildiği, konuşulduğu, tartışıldığı günlerden geçiyoruz. Milletin böyle bir gündemi olmamasına rağmen, ısrarla bu yeni anayasa konusunu gündeme getiriyorlar.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "millet çeşitliliğine dayanan" bir anayasadan bahsediyor, konuşmalarında "ana dil" vurgusu yapıyor.
Hükümet adına anayasa görüşmelerini yürüten Numan Kurtulmuş, anayasanın 3'üncü maddesinin değişmesi gerektiğinden bahsediyor.
Hükümetin ittifak ortağı MHP'nin lideri Devlet Bahçeli, teröristbaşı "Öcalan"ı Meclis'e konuşma yapmaya davet ediyor.
Zaten federatif yapı tartışmaları AKP hükümeti iktidara geldiğinden bu yana hiç gündemden düşmedi.
İşte ekonomist Acemoğlu, böyle bir dönemde durup dururken bir "Atatürk" çıkışı yapıyor. Kendiliğinden mi söylüyor, yoksa söyletiliyor mu mutlaka irdelenmesi lazım.
Belli ki birileri, "merkezileştirme" dedikleri Atatürk'ün oluşturduğu üniter yapıdan rahatsız. Belli ki birileri, bu ülkede Atatürk'ün oluşturduğu millet bütünlüğünden de rahatsız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyetle beraber oluşturduğu üniter yapı, Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifade ettiği gibi, en ideal devlet yapısıdır.
Ülkemize yıllardır içeriden ve dışarıdan empoze edilen federatif yapı ise, olgunlaşmamış bir devlet yapısıdır. Örneğin ABD… ABD'de yıllarca süren mavi-gri savaşları neticesinde bir bütünlük sağlanamamış, ideal olan üniter yapı kurulamamış ve federatif yapıyla durumu halletmeye çalışmışlar. Ama eğer ABD, üniter yapıyı kurabilecek bir ortam bulabilseydi, elbette ki onu tercih edecekti.
Türkiye için, federatif yapı sistemi, paramparça olmak demektir.
Zaten Türkiye'ye bunu dayatanlar, Büyük Ortadoğu Projesi'ni ülkemizde de hayata geçirmek için bunu talep ediyorlar.
Atatürk, tek adam sistemini kaldırarak, millet egemenliğine dayalı demokratik bir Cumhuriyet sistemini hayata geçirmiştir. Fakat şunun da altını önemle çizmemiz lazım; Cumhuriyet ve demokrasi, vatan hainlerinin, ülkemiz ve milletimiz üzerinde menfur hesapları olanların, ülkemizi, milletimizi bölmek ve parçalamak isteyenlerin konuşma ve eylem özgürlüğü anlamına gelmemektedir.
Cumhuriyet, "Ne mutlu Türk'üm diyene" anlayışına sahip, tek bilek tek yürek olmuş, gönlü vatan, bayrak ve millet sevgisiyle dolu olan Türk milletinin devlet yönetiminde söz sahibi olması anlamına gelmektedir.
Şu da bir gerçek; eğer Atatürk, tek adamlık sistemini getirmek isteseydi, kendisini padişah olarak ilan ederdi ve o günün şartlarında hiç kimse buna itiraz etmezdi.
Atatürk, çoklu parti sistemine geçişi birkaç kez denedi ama ajanlık faaliyetleriyle, yeni kurulan bu partiler, ülkenin bekası için büyük tehdit oluşturunca, geri adım atıldı.
Atatürk, bugün birilerinin "Ben olmazsan devlet de olmaz" anlayışına sahip değildi. O, "Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacak ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacak" diyerek, mükemmel bir sistem ortaya koydu.
Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin ilelebet payidar kalmasını istiyorsak, Atatürk'ün Cumhuriyet anlayışından, üniter yapı sisteminden, millet ve vatan bütünlüğü duruşundan asla ve asla taviz vermemeliyiz.
Bu da ancak, "Ne AB, ne ABD tam bağımsız Türkiye" demekle ve buna yönelik milli politikalar üretmekle mümkün olabilir.
- Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor / 15.11.2024
- İşsiz, çalışan ve emekli, hepsi mağdur / 13.11.2024
- Beklenen enflasyona göre belirlemek büyük adaletsizlik! / 12.11.2024
- Atatürk, son anlarında çokça 'Allah' demiştir / 09.11.2024
- Trump’ın dönüşü, dünyayı ve Türkiye’yi nasıl etkiler? / 08.11.2024
- Barış süreci dediler yine kavga getirdiler / 06.11.2024
- ‘Alırken kepçeyle verirken kaşıkla’ / 05.11.2024
- Allah, Türk milletine bağımsızlığı Atatürk’le nasip etti / 02.11.2024
- ‘Emperyal güçler Kıbrıs'ı istiyor’ / 01.11.2024