Kötü ekonomi, ölümcül sonuçlar doğuruyor

Ülkemizde yaşanan ve her geçen gün artan cinayetlerin, intiharların, hırsızlıkların, boşanmaların, aile dramlarının, kavgaların ve daha nice toplumsal şiddet olaylarının elbette ki tek sebebi ekonomi değil. Ahlaki yozlaşma, milli ve manevi değerlerden uzaklaşma, eğitim yetersizliği gibi birçok temel etken de var ama şu bir gerçek ki ekonomik nedenler de asla göz ardı edilemez.

Esasen fotoğrafın büyüğüne baktığımızda topluma ahlaki değerlerini kazandırma, milli ve manevi değerlerle yeniden buluşturma ve bunun için milli bir eğitim politikası da ülke olarak ekonomik bağımsızlıktan geçiyor.

Ülkemiz üzerinde asırlarca süregelen menfur küresel işgal projeleri var. Ve bize borç veren küresel iradeler, bu borcun karşılığında milli ve manevi değerlerden uzaklaşacağımız bir toplumsal ortamı da siyasilerimiz eliyle maalesef oluşturuyorlar.

Ekonomik bağımlılık, siyasi bağımlılığı ve ardından toplumsal yozlaşmayı beraberinde getiriyor.

Ekonomik nedenler göz ardı edilemez dedik, dilerseniz son zamanlarda damgasını vuran birkaç örneği hatırlatalım.

İzmir'de bir yangın yaşandı ve bu yangında yaşları 1-5 arasında olan 5 evladımız hayatlarını kaybetti. Bu elim hadise hepimizin içini acıttı. Baba hapiste, anne ise topladığı plastik ve hurdaların parasını almak için kısa bir süreliğine evden ayrılmış. Anne, zor koşullarda 5 çocuğunun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyormuş.

Böyle bir aileye sahip çıkılmadığı için hükümete tepkiler yükselince, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, anneye 4 ay boyunca 110 bin liralık ödeme yapıldığını açıkladı. Olayla ilgili sessizliğini bozan anne ise, "Ben 110 bin liralık yardım almadım, bırakın 100 bini hiç yardım almadım. Asla para almadım. Tersine bana 8 bin liralık yardım yapılıyordu, onu da 4 bin liraya indirdiler. Bu dört bin lira ile 5 çocuğuma nasıl bakarım?" dedi.

Bir diğer dram, Antalya'da yaşandı. İran'dan Türkiye'ye ticaret yapmaya gelen ve yaşları 23 ile 34 arasında değişen 3 kardeş hayatını kaybetti. Evde yapılan incelemelerde 9 sayfalık bir mektup bulunurken, kardeşlerin borsada yüklü miktarda para kaybettikleri öğrenildi. Umutlarını borsaya bağlamışlar ama umutları sönünce de hayatlarına son vermişler.

İzmir ve Antalya'dan gelen acı haberlerin ardından bir acı haberde Batman'dan geldi. Tüpraş Batman Rafinerisi işçisi 35 yaşındaki Murat Çelebi, tefecilerden aldığı borcu ödeyemedi. Ekonomik sorunlar yaşayan evli ve iki çocuk babası Çelebi, çalıştığı yerin garajında ölü bulundu.

Bir diğer acı haber ise Derince'den geldi. Rıfat Kuşçu'dan uzun süre haber alamayan yakınları, durumu polise bildirdi. Ekonomik sorunlar yaşadığı öne sürülen Kuşçu'nun cansız bedeni boş bir dükkanda bulundu.

Samsun'da kaldığı yurdun 6. katından atlayarak intihar eden 22 yaşındaki Doğuş Can Kavaklı'nın olaydan üç gün önce Asarcık Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı'nın personel alımında birinci sırada girdiği mülakattan elendiği açıklandı.

Ve daha nice ekonomik nedenlere dayalı acı olaylar… Bunlar ülkemizde yaşanıyor, başka yerde değil. "Dicle nehrinin kenarında bir kurt kuzuya saldırsa, adli ilahi bunun hesabını 'bizden' sorar" edebiyatını yapan siyasilerimiz, iş icraata gelince yerlerinde yeller esiyor. Vatan topraklarında nice kurtlar kuzuları telef ediyor, kuzuların canlarına kıyılıyor da umurlarında değil.

2002-2022 yılları arasında ise 5 bin 712 vatandaşın geçim sıkıntısı sebebiyle hayatını kaybettiği belirtiliyor. Tabi, bu veri tespit edilebilen, buzdağının görünen kısmı, görünmeyen devasa bir tarafı var.

Görülüyor ki, ekonomi kötü yönetildiğinde, gelir adaletli bir şekilde pay edilmediğinde, sosyal devlet kılcal damarlara kadar hayata geçirilmediğinde, sonuç ölümcül oluyor. Bir tarafta "Bal tutan parmağını yalar" safsatasıyla, millete ait olanları çalanların abat olması, diğer tarafta açlık ve sefalet içinde yaşamaya mahkum edilmiş milyonların uçurumun kenarındaki hayatta kalma mücadelesi…

Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın sosyal medyada paylaştığı şu mesajlarla yazımızı bitirelim:

"Ekonomik zorluklar toplumun ahlaki yapısını bozuyor ve yozlaşma her yerimizi sarıyor.  Bunu beceriksizlik olarak değil planlı bir yok etme politikası olarak okuyoruz."

"Bir insan ölmüyor, insanlık ölüyor Türkiye'de. Acil önlem almazsan yok olacaksın! Bir millet yok olacak!!!"

"Küçücük çocuklar sokakta dayak yiyor, uyuşturucu kullanımı ortaokul düzeylerine gelmiş, anneler sokakta güvenle yürüyemiyor, babalar eve ekmek götürmekte zorlanıyor. Bütün bunlar yaşanırken AKP, CHP, MHP'nin tek gündemi Apo'nun serbest kalması."