Beşiktaş sahasında Göztepe'ye 4-2 mağlup oldu.
Bunun birçok nedeni var elbette. Ben kendimce bir izah getirmeye çalışacağım.
Benim izahım basit. Beşiktaş karşılaşmaya çok hızlı başladı.
Bu maçın başında Beşiktaş için avantaj idi zira yüksek tempoda inisiyatif Beşiktaş'ın elinde idi.
Beşiktaş hemen maçın başında iki de gol buldu. Sorun bundan sonra meydana çıktı.
Tempo ligimizin ortalamasının üstünde olmaya devam etti. Ne var ki bu sefer inisiyatif Beşiktaş'ta değildi.
Maçın dümeninin başında Göztepe vardı. Yani maçta inisiyatif Göztepe'ye geçmişti.
Bu durumun yansıması olarak Beşiktaş son derece tuhaf biçimde birbirinin kopyası iki golü kalesinde gördü.
Evet tuhaftı. Evet evet gerçekten tuhaftı zira oyunu kontrol edemeyince Beşiktaş'ın işi şansa kalmıştı.
Her şey olabilirdi çünkü tempo Beşiktaş aleyhine yüksekti.
Şimdi malum bizim bir tayfamız var. Premier Lig tayfası. Bunların bir saplantısı var.
Tempolu oyun. Yani hızlı ve süratli bir oyun.
Gel gör ki tempolu oyunu kimin kontrol ettiğini bunların umrunda değil.
Futbolcular koşsun da nasıl koşarlarsa koşsunlar. Evet şüphesiz Premier Lig üst düzey bir lig.
Evet şüphesiz günümüz futbolunda ilk unsur hız sürat tempo ve fizik güç.
Evet şüphesiz kazanabilmek için rakibinizden daha çok koşmalısınız.
Bunları inkar etmem, edemem zira aklımı kaybetmedim.
Hızlı oynandımı futbol daha zevkli ve heyecanlı. Daha zevkli ve heyecanlı oldukça da izleyenler eğleniyor.
Fakat tempo tek unsur değil bunu anlatmaya çalışıyorum. Sürekli yazıyorum.
Bakın yüksek tempo yüksek eğlence ama düşük organizasyon. Bu futbolun gerçeklerinden biri.
Dünyanın hiçbir yerinde - Premier Lig dahil - yüksek tempoda mükemmel futbolu yani organize oyunu layıkıyla oynayabilen bir takım yok.
Hem koşacaksın hem de hata yapmadan isabetli paslaşacaksın.
Üzgünüm arkadaşlar ne bunun dört dörtlük yapıldığı bir lig var ne de Liverpool, Real Madrid, Bayern Münih gibi üst düzey takımlar dahil bunu dört dörtlük yapabilen takımlar var.
Belki on maçta bir o da o maçın belli bölümleri ile sınırlı bunu başaran takımlar var. O kadar.
Şimdi gelin Beşiktaş Göztepe maçı özelinde bazı örneklerle bunu açıklamaya çalışayım.
Mesela Beşiktaş'ın attığı ikinci gol bu anlatmaya çalıştığım gerçeğin çok güzel bir örneği.
Beşiktaş'ın tempoyu kontrol ettiği bu başlangıç bölümünde golün hemen öncesinde Beşiktaşlılar ikinci bölgede Göztepe'ye baskı yapıyorlardı.
Yanılmıyorsam topu kapan Svensson idi. Svensson topu Rashica'ya kazandırdı.
Rashica ise ilerideki arkadaşı Semih Kılıçsoy'a isabetsiz bir pas yolladı.
Pas isabetsiz idi ama Semih belli belirsiz topu kapma amaçlı Göztepe'nin sol beki Bokele ve öne çıkan kaleci Liz'e baskı yaptı.
Nihayetinde Göztepeliler topu birbirlerine çarptırarak golü kendi kalelerine attılar.
Bakın kontrol Beşiktaş'ta dağılan ise Göztepe.
Sonra Beşiktaş birbirinin kopyası iki yan toptan gol yedi.
Bu goller kanımca tesadüfen de oluşmadı.
Hatalar baskı ve tempoyu artıran Göztepe'nin futbolunun bir sonucu idi.
Mesela Göztepe'nin ikinci golünde Paulista'nın önünden kafa vuruşu ile gol atan Taha Altıkardeş kendi çevikliği kadar Paulista'nın hızlı oyunda dağılması nedeni ile golü bulmuş olmalı diye düşünüyorum.
Gelelim Fofana'nın attığı üçüncü gole.
Elbette Beşiktaş'ın yanlış şekilde savunmasında bıraktığı boş alanı iyi değerlendiren Göztepelilerin golü bulması önemli faktör.
Fakat bir ayrıntı var. Golün hemen öncesi rakibi ile mücadele eden Masuaku yere düşüyor. Yani süratli oyunda dağılan taraf oluyor.
Kontrol Göztepe'de ve üstelik tempo yapan taraf Göztepeliler ve dağılan taraf Beşiktaşlılar.
Şimdi bakın bunları yazıp duruyorum. Daha örnekler verebilirim.
Bunları yazmak benim misyonum. Böyle bir misyon olmalı mı? Evet olmalı arkadaşım.
Neden? Şundan. Konun insani boyutu var.
Masuaku bu talihsizlikten sonra sürekli ıslıklandı. Kim bilir kendisine daha ne küfürler edildi.
Bu yazdığım perspektiften olaya bakabilsek belki de bu kadar acımasızlıklara şahit olmayacağız.
Hata kimde. Herşeyden önce çok düşünmeden yazıp duran biz de.
Futbolcusunu iyi antrene etmeyen hocada.
Ve de bu şartlarda olaylara pek de profesyonelce yaklaşmayan futbolcularda ve yöneticilerde. Hata hepimizde.
Sonra kahvede futbol tartışması yüzünden ölen insanlardan bahsediyoruz.
Daha derin düşünmeliyiz. Her şeye rağmen benim ümidim var.
Çünkü insan iyi bir varlık. Her şeyin yoluna koyulacağı ümidi ile bir sonraki yazıda görüşürüz.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024
- Yine kötü hakemlik vardı / 04.11.2024
- Beşiktaş için kırılma maçıydı / 03.11.2024
- Sonuncu dakikanın hatırına / 29.10.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Yunus'u da görün / 11.11.2024
- Elbette favoriyiz / 08.11.2024
- Semih açıldı, Beşiktaş coştu / 07.11.2024
- Yine kötü hakemlik vardı / 04.11.2024
- Beşiktaş için kırılma maçıydı / 03.11.2024
- Sonuncu dakikanın hatırına / 29.10.2024