Bir okurumuz tarafından yollanılan mailde; "İnternette yayınlanmış olan yazınızdan çok etkilendim. İbadetin her şeklini gayet normal karşılayan bir insanım. Ama İslamiyet'teki bazı konular benim inanç ve ibadet şeklime ters gelmekte: Her ne kadar Kur'an'ı okumuş olmama rağmen kadınların başı kapalı ibadet etmesi gerektiği konusunda bir ayete rastlayamadım. Lütfen böyle bir ayet varsa bana bildirir misiniz?" ifadelerine yer verilmiştir.Yukarıdaki maile cevap niteliği arz eden yazıma başlarken, sizleri hürmetle selamlarım.Ben sorunuza cevap vermeden önce, genel bir mantıkla işe başlamak istiyorum. "İnsanın yaratılış maksadı ve yaşam gayesi Allah'a kâmil anlamda kul olmaktır. Kulluktaki nükte, Allah için almak; Allah için vermek, hülasa ne yapıyorsa Allah'ın rızası ekseninde hareket etmektir. Zariyat suresi 056 Ayet-i Kerimede de Yüce Allah "Ben, cinleri ve insanları ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım" buyurmakla, hayatın yegâne gayesinin kendisine kulluk olduğunu bildirmiştir. Kulluk müşahhas anlamda ibadet hayatıyla yaşanır. İbadet kulluk iddiasının şahididir. Nasıl ki hâkim, iddia makamından şahit isterse; kulluk iddiasında bulunan kişiden de iddiasının ispatı için şahit istenir, yani ibadet istenir." Aslında bu buyruk; "dünyaya imtihan için gönderildiğimizin de teyididir." İnsan inanmak ya da inanmamak noktasında "senin dinin sana benim dinim bana"(Kafirun suresi) emri fermanı ile serbest bırakılmış. İnandığı takdirde onu bekleyen mükâfatlar, inanmadığı takdirde de ona verilecek cezalar bildirilmiştir. Onun içindir ki; ahirette kimsenin itiraz hakkı olmayacaktır.Yüce Peygamberimiz (sav) "dünya ahiretin ziraat tarlasıdır" buyruğu ile bu duruma işaret etmiştir.Bu bilgiler ışığında diyebiliriz ki; insan inanmak gibi bir işe kalkıştığı zaman "inancının getirdiği sorumlulukları da üslenir" iman teklif edilir. Mukabilinde tasdik ve tatbik istenir. "Hem tasdik ettim hem de tatbik etmiyorum" demek; tasdik etmedeki samimiyetsizliği gösterir. "İbadetin her şeklini gayet normal karşılayan bir insanım. Ama İslamiyet'teki bazı konular benim inanç ve ibadet şeklime ters gelmekte" Bu ifade, yukarıdaki tespitlerimiz ışığında bakıldığında; kabul görmez. Hem bu ifade muğlâk (Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık (TDK sözlük) bir ifadedir. "İbadetin her şeklini normal karşılamak" derken önce o ibadetin İslam inancı içinde yer alıp almadığına bakılır. Çünkü din olarak İslam'dan başkası Allah tarafında kabul edilmeyeceği şu ayetlerde beyan edilmiştir. Al-i İmran 19. ayette "Şüphesiz ki Allah katında, yegâne Hak din, İslam'dır."Al-i İmran 85. ayette "Her kim İslam'dan başka bir din ararsa, o din, ondan kabul olunmaz. Ahirette ise o, hüsrana uğrayanlardandır."Kabul edilmeyen dinin, ibadeti de kabul edilmez.Din Allah'ındır, kuralları O koyar. Eğer her önüne gelen kendi mantığına ters geleni kabul etmeme durumuna düşerse ve sizin dediğiniz gibi "İslamiyet'teki bazı konular benim inanç ve ibadet şeklime ters gelmekte" derse, sayısız dinler icat olur. Ve herkes "kendi dinini ve ibadet şeklini kendi belirler" ortaya "hilat garibesi" bir vaziyet çıkar. Gayet doğal olarak da ahirette "hüsrana uğrayanlardan" olur. Çünkü Fatiha suresinde "maliki yevmiddin" (Din gününün sahibi ancak Allah'tır) tabiri kullanılmıştır. O zaman bizlere düşen "Allah'ın yapın dediğini yapmak, yapmayın dediğini yapmamaktır." İşte o zaman yapılan iş ibadet, tabi olunan da "din" olur. Gerisi lafı güzaf ve boşuna uğraştır.Aslında Allah'ın biz kullarına teklif ettiği hiçbir şey; ilme, mantığa, sağlık ve vicdana ters değildir. Bazı ibadetlerin, insanların bazılarının akıllarına uymaması; o ibadetin lüzumsuz ya da yanlış olduğunu göstermez. Bu durum, o insanın aldığı eğitim ve kültürden kaynaklanan çarpık anlayışının neticesidir."Her ne kadar Kur'an'ı okumuş olmama rağmen kadınların başı kapalı ibadet etmesi gerektiği konusunda bir ayete rastlayamadım. Lütfen böyle bir ayet varsa bana bildirir misiniz?" demişsiniz. Kur'an'da başörtüsü ile alakalı ayetlerden birisini vereyim; [Nur suresi; 031] "Mü'min kadınlara da söyle: Gözlerini sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Görünen kısmı müstesna, ziynetlerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üstüne salsınlar. Ziynetlerini; kocaları veya babaları veya kocalarının babaları veya oğulları veya kocalarının oğulları veya kardeşleri veya erkek kardeşlerinin oğulları veya kız kardeşlerinin oğulları veya kadınları veya cariyeleri veya erkekliği kalmamış hizmetçileri yahut kadınların mahrem yerlerini henüz anlamayan çocuklardan başkasına göstermesinler. Gizledikleri ziynetlerinin bilinmesi için de ayaklarını vurmasınlar. Ey mü'minler; hepiniz Allah'a tevbe edin ki felaha eresiniz."Uygulamanın bütün Müslüman kadınları ilgilendirdiği de Peygamberimizin hadisleri ve uygulamasıyla sabittir. Allah'ın teklif ettiği dini her insan sade bir mantıkla tam olarak anlayamayacağı içindir ki, dinin hükümleri, insanlara Peygamberler vasıtasıyla gönderilmiş ve izah ettirilmiştir. Yalnız burada şu gözden kaçırılmamalıdır; her yeni gelen kitap ve Peygamberle birlikte eskinin hükmü kaldırılmış, ya da yenisi ile yer değiştirmiştir. Tavsiyem odur ki; Bazı sapık din anlayışlarına kulak asmadan, bize gönderilmiş, sade İslam anlayışının gereklerini yerine getirin. Allah'ın emir ettiği bütün ibadetleri gücünüz kadar yerine getirmeye çalışın. İbadet ve davranış şekillerinize ehlisünnet bir mezhep dâhilinde yaşayın.Bize de dua ediniz. Eğer bu dünyada huzurlu bir yaşam, ahirette "Cennet ve Cemalullah" istiyorsanız; Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed Efendimizin buyurduğu gibi "Benden sonra yolunuzu şaşırmamanız için size iki emanet bırakıyorum. Allah'ın kitabı Kur'an ve Benim Sünnetimdir" düsturunu kendinize rehber edinin. İşte bu yol sizi selamete çıkarır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Uğur Kepekçi / diğer yazıları
- Kıldığımız namaz, bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa? / 12.04.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025
- Namaz kılmak bütün Müslümanlara farzdır / 11.04.2025
- Namaz kulun Allah’a en yakın olduğu haldir / 08.04.2025
- Fatiha suresindeki Allah ile kul arasındaki sır / 07.04.2025
- Ahlak bulaşıcıdır / 05.04.2025
- Şevval ayında yapılacak ibadetler / 03.04.2025
- Bayram bize umut neşe getirsin / 30.03.2025
- Arayışa devam etmeliyiz / 29.03.2025
- Kadir Gecesi’ni nasıl değerlendirmeliyiz? / 26.03.2025
- Kadir Gecesi önemli bir fırsattır / 25.03.2025