Bu Öğretmenler Günü'nde terör dolayısıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yitirdiğimiz yüzlerce öğretmenimiz önünde saygıyla eğiliyorum, eğitim ordusunun gerçek kahramanlarının ruhları şad olsun. Türkiye'nin gündemi döndü dolaştı, yine Tunçeli'ye (Dersim) getirildi. Kuşkusuz üçüncü kez iktidar olan dördüncü kez iktidara soyunmak isteyen, iktidar partisinin muhalefetin elindeki silahlarını alma stratejisinin de bir parçasıdır, Dersim... Belki de Mustafa Kemal ile yan yana duruşu kaşımanın da odak noktasıdır, Dersim 1937-38 Olayları... AKP liderinin o yörenin çocuğu olması sıfatıyla ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na meydan okumasının da ortak gündemidir... 1938 yılından sonra bölgede en çok konulan Kemal ve Celal isimlerinden Atatürk'ün adını taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu'na yüklenmenin dayanılmaz hafifliğidir, Dersim'i gündeme taşımak... Akarsuların yonttuğu derin vadiler, uçurumlarla dolu dağların üstündeki düzlüklerdeki yerleşim bölgelerini birbirine bağlayan geçitlerin oluşturduğu 1936 yılına kadar kullanılan ismiyle Dersim, hiç olmayacak bir zamanda Türkiye'nin gündemine getirilmiştir. Dersim, genç Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana karşılaştığı iki sorunsalının birlikte tanımlandığı gündem oluşturduğu meselelerinden biridir. Tunçeli devlet tarafından konulan bir isim ise, Dersim de Osmanlı Devleti tarafından konulan garnizon kenti ismidir. Osmanlı'nın 1848 yılında Hozat'a bir kışla yaptırdıktan sonra Dersim Sancağı olarak adlandırdığı bir bölge ismidir, Dersim. Gerçekten de Tunçeli bölgesinde ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde iddia edildiği ve sıkça-çokça söylenildiği gibi yer isimleri zorla ve yapılan askeri müdahaleler sonrası mı değiştirilmiştir? Kesinlikle hayır, yeni Türk Devleti milliyetçilik temelinde kurulduğu için bilinenin ve iddia edilenin aksine ilk öneri ilk TBMM'de 20 Aralık 1920'de verilmiştir. Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu konuda teklif vermede Kürt kökenli milletvekilleri başat rol oynamışlardır. Çünkü yeni Türk Devleti milliyetçilik temelinde kurulmuştur. Mesele nereden zuhur etmiştir? Doğrudan Hatay'ın anavatan bağlanması konusunda genç Türkiye Cumhuriyetinin kararlı duruşundan, ortaya çıkmıştır. Bir başka ifadeyle Türkiye Cumhuriyetine dayatılmış ve meydan okunmuştur. Yıllarca Osmanlı Devletini bizar eden coğrafi özellikleri örtüşen Zeytun Ermeni İsyanlarına benzediği için, bu bölge seçilmiştir. Onun için, Tunçeli ilinde bir isyanın başlatılması Fransa tarafından gerekli ve zorunlu görülmüştür. Bu durum dolaylı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Mustafa Kemal Atatürk'e bir meydan okumadır. Kuşkusuz bu meydan okuma eylemi Fransa'nın Hatay'ın Suriye'ye verilmesi seçeneğinin yanında yer alması nedeniyle arazi koşullarının isyan edenlere bahşettiği olanaklar çerçevesinde başlatılmış ve sürdürülmüştür. Bir başka deyişle Fransa, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Hatay'a müdahale etmesini engellemek amacıyla, Türk ordusunun gerisinde Ermeni isyanlarında olduğu gibi, stratejik açıdan bu isyanın çıkarılmasını ve devam ettirilmesini gerekli ve zorunlu görmüştür. Çünkü Nasturi ve Şeyh Sait isyanları Misak-ı Milli hudutları içersinde bulunan Musul ve Kerkük'ü yitirmemize neden olmuştur. Bu riski doğru olarak hesaplayan Türkiye yine bu riski göze almaktan kaçınmayı bilmiştir.
Prof. Dr. Esat Arslan / diğer yazıları
- Meclis Muhafız Taburu / 03.01.2012
- Durup, anlamak / 30.12.2011
- AUK'a bir öneri de benden / 27.12.2011
- İflas eden sıfır sorun politikası / 22.12.2011
- Tarihten ders almak ya da almamak / 16.12.2011
- Neden Vizyoner' / 13.12.2011
- Varlık Vergisi Kanunu'nun 69. Yılı / 06.12.2011
- Rû Be Rû / 02.12.2011
- Turpun Büyüğü Heybede / 29.11.2011
- Dersim 1937-38 / 26.11.2011
- Durup, anlamak / 30.12.2011
- AUK'a bir öneri de benden / 27.12.2011
- İflas eden sıfır sorun politikası / 22.12.2011
- Tarihten ders almak ya da almamak / 16.12.2011
- Neden Vizyoner' / 13.12.2011
- Varlık Vergisi Kanunu'nun 69. Yılı / 06.12.2011
- Rû Be Rû / 02.12.2011
- Turpun Büyüğü Heybede / 29.11.2011
- Dersim 1937-38 / 26.11.2011