Son günlerde borsa düştü, döviz ve faizler yükseldi. Bu durum devam edecek mi, etmeyecek mi? Tahmin ve görüşler muhtelif. Hükümet, "paniğe gerek yok" diyor, ardından ekliyor: "Serbest piyasa ekonomisi uyguluyoruz. Herşey piyasa şartlarına bağlıdır". Yani hükümet, "piyasa ekonomiyi düzenler" kanaatinde. Halbuki, bu programın baş mimari Kemal Derviş bile, böyle düşünmüyordu. Bunlar bir yana, hükümet, yaşanan bu ekonomik dalgalanmaya bir isim bulamıyor. Devlet Bakanı Ali Babacan, 'kriz' diyene de, 'devalüasyon' diyene de kızıyor. Diyor ki: "Son dalgalanmalar için kriz, devalüasyon gibi kelimeleri pervasızca kullananları uyarmak istiyorum. Serbest kur rejiminde devalüasyon kelimesini kullanmak teknik bir hatadır". Başbakan Erdoğan ise, biraz daha ileri gidiyor. Dalgalı kur rejiminde hareketliliklerin, inişlerin, çıkışların, gelgitlerin doğal olduğunu belirterek, "Dalgalı kur rejiminde devalüasyondan bahsetmek, en hafif tabirle cehalettir" diyor. Sayın Erdoğan ve Babacan'a sormak lazım: Bu dalgalanma, kriz değil, devalüasyon değil, peki ya nedir? Milli bir paranın, yabancı paralar karşısında değer kaybetmesine ne derler? Lütfen, ekonomi literatüründen bir kavram söyleyin.Yahut yaşanan bu olayı bir tanımlayın. IMF yetkilileri, "dalgalı kur rejiminde kriz olmaz, bu rejim krizlerin güvencesidir" diyerek, 2001 krizinden beri dalgalı kur rejimini Türkiye'ye dayatıyor. Anlaşılan o ki, AKP hükümeti de, daha önceki hükümetler gibi, "dalgalı kur rejiminde kriz olmaz" yalanına inandı. Ekonomi allak bullak olsa, yine "bu kriz değildir" diyecekler. Geçmişte mali kriz nasıl oluşuyordu, neye mali kriz deniliyordu? Borsanın düşmesine, döviz ve faizlerin yükselmesine kriz denilmiyor muydu? Reel ekonomideki krizden söz ediliyorsa, o zaten var. Türkiye, yıllardır bu kriz içerisinde yuvarlanıp gidiyor. Ondan kurtulduğumuz yok ki. Ekonomik daralma, durgunluk, işsizlik, yoksulluk, ithalat ve ihracat arasındaki açık, bütçe ve cari açık artarak devam ediyor.Türkiye gibi ülkelerde, mali kriz çıkartmak, o kadar zor mu? Hayır. Çok kolaydır. "İster sabit, ister dalgalı sistem olsun, yabancı paranın değeri, serbest piyasa adı altında belirlendiğinde bu piyasalara hakim olan global sermaye sahipleri bir anda ellerindeki ulusal ve yabancı parayı satarak veya alarak piyasaları darmadağın edebilirler " (Bkz. Prof. Dr. Haydar Baş, Milli Ekonomi Modeli, s. 273). Nitekim, Sayın Babacan da, mali piyasalardaki son hareketlilikte dış faktörlerin iç faktörlerden daha etkin olduğunu itiraf ediyor ve şöyle diyor: "Dış faktörlerden en önemlisi 10 Mayıs 2006'da FED'in (Merkez Bankası) faiz oranını 25 baz puan artırarak yüzde 5'e çıkarmasıdır". Bu kadarcık faiz artışı, böyle bir dalgalanma yapar mı? Başka ülkelerde, bu oranda bir dalgalanma yapmadığı halde, Türkiye'de neden yaptı? Bunlar, incelenmesi gereken konulardır. Esasen, Türkiye gibi ekonomisi yol geçen hanına dönen ülkelerde, mali dalgalanma veya kriz çıkarmak an meselesidir. Çünkü kriz çıkartmak için bütün şartlar hazır halde bekletilir. Onun için Türkiye'de mali kriz çıkınca, ekonomik şartlar değil, siyasi şartlar irdelenmelidir. Görülen o ki, küresel güçler, bu dalgalanma ile şu mesajı veriyorlar: İran savaşında yanımızda olmazsanız, federalizme "evet" demezseniz, Kıbrıs'ı Rumlara vermezseniz, ekonominizi çökertiriz. Sahi, Türkiye bu kadar aciz mi? Bu dayatmalara boyun eğecek zayıflıkta mı? Elbette değil. Zayıf olan yöneticilerimizdir. Gerçekten krizlerden emin olmak istiyorsak, önümüzde tek yol var. O da, 'Milli Ekonomi Modeli'dir. "Milli Ekonomi Modeli, ülkelerin kalkınmasının, ekonomik bağımsızlığın tek (yegane) yoludur" (A.g.e., s. 37). Aslında ekonomik bağımsızlıkla, siyasi bağımsızlık ayrılmaz bir bütündür. "Mühim olan siyasi bağımsızlıktır" deyip, ekonomik bağımsızlığı önemsemeyen ülkeler, kısa zamanda siyasi bağımsızlığını da yitirmişlerdir. Maalesef, bu gerçeği, AKP hükümetine bir türlü anlatamadık, anlatamıyoruz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
M. Hilmi Yıldırım / diğer yazıları
- İnsan hakları ve ihlâlleri / 01.02.2019
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018
- Sömürü ve şahsiyetli insan / 21.01.2019
- Ekonomik kararlar ve insan davranışları / 09.01.2019
- Medeniyetlerin etkileşimi / 20.12.2018
- Ekonomide bitmeyen tartışma / 12.12.2018
- İletişim çağında iletişimsizlik / 22.11.2018
- Öngörülerdeki isabetsizlikler / 09.11.2018
- Küresel ekonomi ve ülke ekonomileri / 22.10.2018
- Adaletsiz ekonomi / 11.10.2018
- Ekonomide milli strateji / 18.09.2018