Bayram sevinmek demektir. Murada ermek demektir.
Ramazan ve oruç kulun imtihanı, tutması, ihyası, başarması da bayramıdır.
Sevgili Peygamberimizden (s.a.v) rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
"Ramazan bayramı sabahı Allah, melekleri gönderir. Melekler yeryüzüne inerler. Sokak başlarında durarak, insanlar ve cinlerden başka bütün mahlûkatın işitebileceği bir sesle şöyle nida ederler: 'Ey Muhammed ümmeti, Kerim olan Rabbinize çıkın. O büyük ihsanlarda bulunup, büyük günahı bağışlıyor.'
Müminler namaz kılmak için camilere toplandıkları vakit Allah meleklere şöyle buyurur: 'İşçi çalıştığı zaman karşılığı olan mükâfatı nedir?'
Melekler, 'Onun mükâfatı ücretinin verilmesidir' derler.
Bunun üzerine Allah, 'Sizi şahit tutuyorum ki, Ben onlara sevap olarak mağfiretimi ve rızamı verdim' buyurur." (Kalplerin Keşfi, Hisar y.).
Çocuklar gençler sınava giriyorlar. Kazananlar sevinir.
Yarış vardır. Maratonu bitiren sevinir. Rakibini yenen pehlivan sevinir. Savaşı kazanan kumandan sevinir. Tezkeresini alan asker sevinir. Sevdiğinden mektup alan, haber alan sevinir. Binbir sıkıntı ve koca dalgaların ardından karaya çıkan kaptan sevinir?
En içli sevinenler annelerdir. Babalardır. Dede, ninelerdir. Candan arkadaşlardır.
Mümin nefsini yenmiştir. Şeytanın dalga dalga vesvesesine rağmen orucunu selametle eda edilen ibadet olarak sahile ulaştırmıştır. Kadir gecesine ermiştir. Lütuflara gark olmuştur. Melekleşmiştir.
Şimdi bayram zamanıdır.
Millet olarak dini ve milli bayramları doya doya yaşamamıza büyük ihtiyaç var.
Çocukluğumuzun bir mandallı naylon ayakkabıya, bir elbiseye sahip oluşumuzun sevincini, karış karış insanımıza, milletimize, İslam âlemine yayalım. Bizi birbirimize düşürecek tartışmalardan uzak kalalım. Köşe köşe bir bayram kutlayalım.
Büyüklerimizin hürmetle ellerinden, küçüklerimizi sevgi ve şefkatle gözlerinden öpelim. Komşu-akraba ziyaretleşelim. Bayramın bizden istediği budur. Sevinelim. Sevindirelim.
Allah Resulü'nün beyanı ile, "Müminin diğer mümin ile üç günden fazla küs durması helal değildir." Küskünler barışmalıdır. Barıştan yana olalım. Barıştırmaktan yana olalım. Ayet-i kerime ifadesi ile 'hayat veren' olalım. Can sunan. Açan, ferahlık ve huzur taşıyan olalım.
Ölmüşlerimizi, dua ederek, hayır işleyerek, Kur'an-ı Kerim okuyarak yâd edelim. Onları da kabirlerinde sevindirelim.
İman kardeşliğimizin gereği olarak haçlının işgali altında inleyen canlarımızın ıstırabını unutmayalım.
Allah Resulü'nün (s.a.v) hadis-i şerifini hatırlar isek, "Oruçlu için iki sevinç vardır. Biri iftar ettiği vakit, biri de Allah'a kavuştuğu vakittir."
İftarlarımıza kavuştuk.
Allah'a kavuşma anımızın da sevinçle sonuçlanması için dikkatli olalım. Bu kısa hayatımızda ebedi ahiretimizi kazanacağımız amellere koşalım.
Ehl-i Beyt böyle yaşadı. Seçkin ashab-ı kiram efendilerimiz, evliya, arifler, âlimler, salihler, salihalar böyle yaşadı ve gittiler. Gitmek çok uzun bir mesafe değildir. Her an haber gelebilir.
Sağlık ve huzur içerisinde hem dünyada hayırlı bayramlar dilerim, hem de Allah'ın rızasını ve sevgisi ile ebedi bayram edeceğimiz ahretimizde en büyük sevinç ve kurtuluşlar, hayırlı akıbetler niyaz erdim.
Ramazan ve oruç kulun imtihanı, tutması, ihyası, başarması da bayramıdır.
Sevgili Peygamberimizden (s.a.v) rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle buyrulur:
"Ramazan bayramı sabahı Allah, melekleri gönderir. Melekler yeryüzüne inerler. Sokak başlarında durarak, insanlar ve cinlerden başka bütün mahlûkatın işitebileceği bir sesle şöyle nida ederler: 'Ey Muhammed ümmeti, Kerim olan Rabbinize çıkın. O büyük ihsanlarda bulunup, büyük günahı bağışlıyor.'
Müminler namaz kılmak için camilere toplandıkları vakit Allah meleklere şöyle buyurur: 'İşçi çalıştığı zaman karşılığı olan mükâfatı nedir?'
Melekler, 'Onun mükâfatı ücretinin verilmesidir' derler.
Bunun üzerine Allah, 'Sizi şahit tutuyorum ki, Ben onlara sevap olarak mağfiretimi ve rızamı verdim' buyurur." (Kalplerin Keşfi, Hisar y.).
Çocuklar gençler sınava giriyorlar. Kazananlar sevinir.
Yarış vardır. Maratonu bitiren sevinir. Rakibini yenen pehlivan sevinir. Savaşı kazanan kumandan sevinir. Tezkeresini alan asker sevinir. Sevdiğinden mektup alan, haber alan sevinir. Binbir sıkıntı ve koca dalgaların ardından karaya çıkan kaptan sevinir?
En içli sevinenler annelerdir. Babalardır. Dede, ninelerdir. Candan arkadaşlardır.
Mümin nefsini yenmiştir. Şeytanın dalga dalga vesvesesine rağmen orucunu selametle eda edilen ibadet olarak sahile ulaştırmıştır. Kadir gecesine ermiştir. Lütuflara gark olmuştur. Melekleşmiştir.
Şimdi bayram zamanıdır.
Millet olarak dini ve milli bayramları doya doya yaşamamıza büyük ihtiyaç var.
Çocukluğumuzun bir mandallı naylon ayakkabıya, bir elbiseye sahip oluşumuzun sevincini, karış karış insanımıza, milletimize, İslam âlemine yayalım. Bizi birbirimize düşürecek tartışmalardan uzak kalalım. Köşe köşe bir bayram kutlayalım.
Büyüklerimizin hürmetle ellerinden, küçüklerimizi sevgi ve şefkatle gözlerinden öpelim. Komşu-akraba ziyaretleşelim. Bayramın bizden istediği budur. Sevinelim. Sevindirelim.
Allah Resulü'nün beyanı ile, "Müminin diğer mümin ile üç günden fazla küs durması helal değildir." Küskünler barışmalıdır. Barıştan yana olalım. Barıştırmaktan yana olalım. Ayet-i kerime ifadesi ile 'hayat veren' olalım. Can sunan. Açan, ferahlık ve huzur taşıyan olalım.
Ölmüşlerimizi, dua ederek, hayır işleyerek, Kur'an-ı Kerim okuyarak yâd edelim. Onları da kabirlerinde sevindirelim.
İman kardeşliğimizin gereği olarak haçlının işgali altında inleyen canlarımızın ıstırabını unutmayalım.
Allah Resulü'nün (s.a.v) hadis-i şerifini hatırlar isek, "Oruçlu için iki sevinç vardır. Biri iftar ettiği vakit, biri de Allah'a kavuştuğu vakittir."
İftarlarımıza kavuştuk.
Allah'a kavuşma anımızın da sevinçle sonuçlanması için dikkatli olalım. Bu kısa hayatımızda ebedi ahiretimizi kazanacağımız amellere koşalım.
Ehl-i Beyt böyle yaşadı. Seçkin ashab-ı kiram efendilerimiz, evliya, arifler, âlimler, salihler, salihalar böyle yaşadı ve gittiler. Gitmek çok uzun bir mesafe değildir. Her an haber gelebilir.
Sağlık ve huzur içerisinde hem dünyada hayırlı bayramlar dilerim, hem de Allah'ın rızasını ve sevgisi ile ebedi bayram edeceğimiz ahretimizde en büyük sevinç ve kurtuluşlar, hayırlı akıbetler niyaz erdim.
Feyyaz inanç / diğer yazıları
- İnsanı bilmek insanca davranmak / 09.06.2019
- Eski Boğaziçi'nden Türkiye'ye baktım? / 30.06.2017
- Dini, menfaate alet etmek / 29.06.2017
- Çok şükür bayrama eriştik / 24.06.2017
- Elveda yâ Şehr-i Ramazan / 23.06.2017
- Zekât kimlere verilmez? / 22.06.2017
- Kadir gecesine erişmek / 21.06.2017
- Zekât kimlere verilir? / 20.06.2017
- Zekat kimlere, nelerden verilir? / 19.06.2017
- Bir hatırlatma ve sadakanın fazileti / 18.06.2017
- Eski Boğaziçi'nden Türkiye'ye baktım? / 30.06.2017
- Dini, menfaate alet etmek / 29.06.2017
- Çok şükür bayrama eriştik / 24.06.2017
- Elveda yâ Şehr-i Ramazan / 23.06.2017
- Zekât kimlere verilmez? / 22.06.2017
- Kadir gecesine erişmek / 21.06.2017
- Zekât kimlere verilir? / 20.06.2017
- Zekat kimlere, nelerden verilir? / 19.06.2017
- Bir hatırlatma ve sadakanın fazileti / 18.06.2017