Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ak Parti grup toplantısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na eleştiri sınırlarını fazlasıyla aşan çok ağır sözlerle yüklendi.
Kavganın fitilini Erdoğan'ın şu sözleri yaktı:
"Kılıçdaroğlu Esed'in Suriye'de İsrail'in Filistin'de hayata geçirmeye çalıştığı insansızlaştırma politikasına destek veren bir yerde durmakta. Türkiye'nin buradaki mücadelesini sürekli fitne ile yalanla lekelemeye çalışan her kim olursa olsun haysiyetsizdir, onursuzdur, şerefsizdir, alçaktır, haindir."
Bu sözlerin ardından CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Cumhurbaşkanına Erdoğan'a tamamıyla aynı cümlelerle karşılık verdi.
Sonra da olan oldu ve Meclis'te milletvekilleri birbirine girdi.
Siyasi kavgalarda sandalyelerin havada uçuşmasını bilirdik ancak Meclis'teki son meydan muharebesi gibi kavgada bazı milletvekillerinin havada uçuştuğunu söyleyenler dahi var.
Savcılar harekete geçti
Özkoç'un sözleri Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kılıçdaroğlu'na ifade ettiği sözlerin aynılarıydı, ancak bir tarafta bir CHP milletvekili, öteki tarafta ise bir Cumhurbaşkanı olduğu için savcılar hemen harekete geçti ve Engin Özkoç hakkında soruşturma açıldı. Yakında fezlekesinin de Meclis'e geleceği ifade ediliyor.
Dün sabah da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı, sosyal medya hesabından CHP'li Engin Özkoç hakkında 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtıklarını ve suç duyurusunda bulunduklarını duyurdu. Kılıçdaroğlu da Cumhurbaşkanı aleyhine 5 kuruşluk hakaret davası açmaya hazırlanıyor.
Bu şiddet bu ne celal…
Şunu ifade etmek gerekiyor ki siyaset dilindeki bu sertliğin müsebbibi bizatihi AK Parti hükümetidir. Hükümet cephesinde tüm konuşmalar Kılıçdaroğlu ile başlıyor Kılıçdaroğlu ile bitiyor.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ifadeleri de gerçekten çok ağır ifadeler ve muhatapları kim olursa olsun karşılık vermeye zorlayan sözler.
Muhatabı karşılık vermeye zorlayan bu sözlerle gündeme gelen siyaset dilindeki sertlik acaba kimin işine geliyor?
Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sert siyaset dilinden partisinin ve kendisinin zarar gördüğünü tespit etmiş olsa, bu dili kullanır mı?
Bence asla kullanmaz.
Gündem değiştirme çabası mı?
Dolayısıyla da burada iki önemli nokta var.
Birincisi; kamuoyunun gündemi bu kavga dili ile birlikte değişiyor. Asıl konuşulması gereken şeyler ikinci, hatta üçüncü planda kalıyor.
İkincisi; bu kavgalar siyasi bir kutuplaşmayı beslediği için AK Partinin hanesine kâr yazılıyor.
Dolayısıyla bu kavga ve hakaret zeminine konuları taşımak hükümetin işine geldiği için köşeye sıkıştığında istisnasız her konuyu bu noktaya getirmekten imtina etmiyor.
Bu bir Ak Parti tuzağı ve ne yazık ki CHP'de her zaman bu tuzağa düşüyor, soğukkanlı davranılamıyor.
Çıkardığı kavgalarla AK Parti'nin gizlemeye çalıştığı gerçekleri ortaya çıkarmak, unutulmasına engel olmak ana muhalefet partisi CHP'nin öncelikli misyonu olmalı.
Bu bağlamda CHP, Ak Parti'nin bu kavga tuzaklarına artık düşmemesi gerekiyor.
Hangi hakaret yapılırsa yapılsın, ağza alınmayacak hangi ifadeler duyulursa duyulsun CHP bu kavgadan kaçınmalı ve gizlenmeye çalışılan şeyi gündemde tutmaya devam etmelidir.
Soğukkanlılıkla İdlib sürecinin, Suriye sürecinin ve burada yapılan yanlışların ısrarla ortaya konması toplum nezdinde daha çok karşılık bulacaktır.
Yoksa ortada kavga varsa, duyulması ve konuşulması gereken gerçekler her zaman gözlerden kaçıyor.
- Ya Öcalan cumhurbaşkanı olursa... / 10.04.2025
- DEM Parti’ye mağdur rolü mü biçildi? / 05.11.2024
- Bin tane Öcalan’ın çağrısı terörü bitirir mi? / 29.10.2024
- Türkiye’nin refleksleri yok edildi / 24.10.2024
- Vatikan çok üzüldü… / 22.10.2024
- Bir savcı çok şeyi değiştirir / 20.10.2024
- Kaç Erdoğan var? / 19.10.2024
- Kürecik’teki üs İsrail’in hizmetinde / 18.10.2024
- Neçirvan Barzani neden geldi? / 17.10.2024