Ay-Yıldızlı Türk bayrağı ile süslenmiş Şehit evi olmayan il-ilçe-belde-köy kalmadı!
"Şehitler ölmez, Vatan bölünmez!" sloganlarının volümü de düştü gittikçe! Çünkü Şüheda arasında da ayırım yapıldı, Allah kabul etmesin!
Yanan canımızın canını acıttılar insafsızca!
"Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen toplumlara millet denilmez" diyerek dolaştık ömrümüzce ama ne benim, ne de hiç kimsenin aklına şehitler arasında da ayırım yapmak gelmedi, gelmezdi, gelemezdi!
Şehitler arasında tefrik yapanlardan Allah sorar!
Bilinir ve tarih de tanıklık eder ki, Türk Milleti vefalıdır. Dolayısıyla Türk Devleti de vefalıdır; şehit ve gazilerine karşı kendini borçlu hisseder ve bu borcu ödenemeyeceğini bile bile ödemek için meşru gayretlere girer.
Türk Milleti adına TBMM' inde yasalar çıkararak Gazilerine ve Şehit yakınlarına devlet olarak sahip çıkar.
Bütün Türk Milleti farkındadır ve bilir ki, 15 Temmuz 2016'da Türk tarihine bir kara leke düşmüştür. Birilerinin yıllarca beraber yürüdüğü yol arkadaşları, "Ayrı yollardan aynı hedefe yürüyen" fikirdaşları, "Ne istediler de vermedik?" sitemine muhatap yoldaşları tarafından bir kahpe kalkışmaya teşebbüs edildi.
Gazi Türk Ordusunun ve Gazi Emniyet Güçlerinin içindeki vefakâr ve sâdık vatan-millet evlatlarının karşı çıkıp milleti de yönlendirmesiyle bu kahpe kalkışma alt edildi.
Büyük bir badire atlattık millet ve devlet olarak.
Sonra 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri'ne, milletin de gönlünü hoşnut edecek şekilde sahip çıkıldı ama Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı tarafından da dillendirildiği üzre; 15 Temmuz'da Erdoğan ve AKP Hükumeti mensuplarını korumak içinmiş gibi bir tarife sokulan 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri ile sınır içi ve sınır ötesi operasyonlarda Vatanı, Devleti, sınırları korumak görevlerinde can veren Şüheda arasında farklılık oluşturuluyor!
Allah aşkına yapmayın!
Allah aşkına canı yanan Türk Milletinin, kavlamaya yüz tutan millî yaralarını kanatmayın!
Ayıptır!
Günahtır!
Vallahi ağır bir vebaldir!
* * *
Amerika'da FETÖ elebaşısını vermemek için yasal taklalar atılıyor!
Bizim Cumhurbaşkanımızı, Başbakanlarımızı, Kabine Üyelerimizi, milletvekillerimizi, profesörlerimizi, ulemamızı kandırmayı başaran, 15 Temmuz Kahpe Kalkışmasının elebaşısı Hizmet Gurubu A.Ş. Ceosu'nu Türkiye'ye iade etmeyen ABD'nin de aklını sorgulamaya başladım!
Kafana, üst aklına tüküreyim a Amerika!
FETÖ Elebaşısını, Türkiye'ye vermeyerek kendini bütün dünyada zora soktuğunun farkında değil misin?
Unuttunuz mu, bebek katilini paketleyip verdiniz ve Rahmetli Karaoğlan Ecevit, başbakan olmasına rağmen bu teslimatın sebebini anlayamadan öldü!
Hey Amerikayı yönetenler!
Siz, kendi savcılarınıza, yargıçlarınıza ve yasalarınıza müdahale edemiyor olabilirsiniz ama Türkiye gibi -adı ilan edilememiş- müstemleke eyaletlerinizde istediğiniz yasayı, istediğiniz zaman çıkarttırabilecek güçte olduğunuzu unuttunuz mu?
Yoksa siz de mi, tesadüfen seçilip mecburen yönetici rolü yapıyorsunuz?
Yahu!
Ben bile biliyorum ki, önce "Stratejik Ortak" dediğiniz Türkiye yöneticilerine gereken yasaları dikte ettirerek OHAL kapsamında çıkarttırırsınız. Sonra da Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'nu paket eder verirsiniz.
OHAL kapsamında çıkarılan yasalarla onun da emrine bir ada tahsis edilir. Özel korumalar, doktorlar, diyetisyenler gözetiminde keyfine baktırırsınız...
Yasalarla meşrulaştırılmış uygulamalarla aile yakınları ve avukatları vasıtasıyla duyuracağı talimatlarını, bebek katili Apo'da olduğu gibi meydanlarda okutabilirsiniz!
Pensilvanya buralara çok uzak...
Pensilvanya uzak olduğu için FETÖ elebaşısı hakimlerin, savcıların, generallerin v.s. rüyalarına girebiliyor ancak!
Halbu ki Türkiye'de olsa hem hakkınızdaki dedikodular azalır, hem de sadık elemanınız daha rahat hareket eder, bilmiyor musunuz?
Yoksa bir ay sonra yapılacak başkan seçimleri dolayısıyla siz de mi seçim yalanları, vaatleri ve yatırımlarındasınız?
Siz bu kafayla mı dünya hakimiyeti kovalıyorsunuz?
* * *
Türk Kanun-u Medenî'si 4 Ekim 1926'da kabul edilmiş ve bu kanunla ailede kadın-erkek eşitliği sağlanmış, evlilikte resmî nikâh zorunluluğu getirilmiş, tek eşle evlilik esası getirilmiş, kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanınmış; mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirilmiş ve Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırılmıştı...
Dün 90. yıl-dönümüydü ama biz bunu kutlamak yerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dünyaya karşı tapusu anlamında olan Lozan Antlaşmasını tenkitle uğraştık ki iki ay önce Lozan Antlaşmasını yere göğe sığdıramayan Dünya Lideri Cumhurbaşkanımızın gündem etmesi sayesinde!..
Atalar, boşuna; "Hırsız içerden olursa öküz bacadan çıkarılır!" Dememişler değil mi?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
"Şehitler ölmez, Vatan bölünmez!" sloganlarının volümü de düştü gittikçe! Çünkü Şüheda arasında da ayırım yapıldı, Allah kabul etmesin!
Yanan canımızın canını acıttılar insafsızca!
"Kahramanı olmayan ve kahramanı ölmeyen toplumlara millet denilmez" diyerek dolaştık ömrümüzce ama ne benim, ne de hiç kimsenin aklına şehitler arasında da ayırım yapmak gelmedi, gelmezdi, gelemezdi!
Şehitler arasında tefrik yapanlardan Allah sorar!
Bilinir ve tarih de tanıklık eder ki, Türk Milleti vefalıdır. Dolayısıyla Türk Devleti de vefalıdır; şehit ve gazilerine karşı kendini borçlu hisseder ve bu borcu ödenemeyeceğini bile bile ödemek için meşru gayretlere girer.
Türk Milleti adına TBMM' inde yasalar çıkararak Gazilerine ve Şehit yakınlarına devlet olarak sahip çıkar.
Bütün Türk Milleti farkındadır ve bilir ki, 15 Temmuz 2016'da Türk tarihine bir kara leke düşmüştür. Birilerinin yıllarca beraber yürüdüğü yol arkadaşları, "Ayrı yollardan aynı hedefe yürüyen" fikirdaşları, "Ne istediler de vermedik?" sitemine muhatap yoldaşları tarafından bir kahpe kalkışmaya teşebbüs edildi.
Gazi Türk Ordusunun ve Gazi Emniyet Güçlerinin içindeki vefakâr ve sâdık vatan-millet evlatlarının karşı çıkıp milleti de yönlendirmesiyle bu kahpe kalkışma alt edildi.
Büyük bir badire atlattık millet ve devlet olarak.
Sonra 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri'ne, milletin de gönlünü hoşnut edecek şekilde sahip çıkıldı ama Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı tarafından da dillendirildiği üzre; 15 Temmuz'da Erdoğan ve AKP Hükumeti mensuplarını korumak içinmiş gibi bir tarife sokulan 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri ile sınır içi ve sınır ötesi operasyonlarda Vatanı, Devleti, sınırları korumak görevlerinde can veren Şüheda arasında farklılık oluşturuluyor!
Allah aşkına yapmayın!
Allah aşkına canı yanan Türk Milletinin, kavlamaya yüz tutan millî yaralarını kanatmayın!
Ayıptır!
Günahtır!
Vallahi ağır bir vebaldir!
* * *
Amerika'da FETÖ elebaşısını vermemek için yasal taklalar atılıyor!
Bizim Cumhurbaşkanımızı, Başbakanlarımızı, Kabine Üyelerimizi, milletvekillerimizi, profesörlerimizi, ulemamızı kandırmayı başaran, 15 Temmuz Kahpe Kalkışmasının elebaşısı Hizmet Gurubu A.Ş. Ceosu'nu Türkiye'ye iade etmeyen ABD'nin de aklını sorgulamaya başladım!
Kafana, üst aklına tüküreyim a Amerika!
FETÖ Elebaşısını, Türkiye'ye vermeyerek kendini bütün dünyada zora soktuğunun farkında değil misin?
Unuttunuz mu, bebek katilini paketleyip verdiniz ve Rahmetli Karaoğlan Ecevit, başbakan olmasına rağmen bu teslimatın sebebini anlayamadan öldü!
Hey Amerikayı yönetenler!
Siz, kendi savcılarınıza, yargıçlarınıza ve yasalarınıza müdahale edemiyor olabilirsiniz ama Türkiye gibi -adı ilan edilememiş- müstemleke eyaletlerinizde istediğiniz yasayı, istediğiniz zaman çıkarttırabilecek güçte olduğunuzu unuttunuz mu?
Yoksa siz de mi, tesadüfen seçilip mecburen yönetici rolü yapıyorsunuz?
Yahu!
Ben bile biliyorum ki, önce "Stratejik Ortak" dediğiniz Türkiye yöneticilerine gereken yasaları dikte ettirerek OHAL kapsamında çıkarttırırsınız. Sonra da Hizmet Grubu A.Ş. Ceosu'nu paket eder verirsiniz.
OHAL kapsamında çıkarılan yasalarla onun da emrine bir ada tahsis edilir. Özel korumalar, doktorlar, diyetisyenler gözetiminde keyfine baktırırsınız...
Yasalarla meşrulaştırılmış uygulamalarla aile yakınları ve avukatları vasıtasıyla duyuracağı talimatlarını, bebek katili Apo'da olduğu gibi meydanlarda okutabilirsiniz!
Pensilvanya buralara çok uzak...
Pensilvanya uzak olduğu için FETÖ elebaşısı hakimlerin, savcıların, generallerin v.s. rüyalarına girebiliyor ancak!
Halbu ki Türkiye'de olsa hem hakkınızdaki dedikodular azalır, hem de sadık elemanınız daha rahat hareket eder, bilmiyor musunuz?
Yoksa bir ay sonra yapılacak başkan seçimleri dolayısıyla siz de mi seçim yalanları, vaatleri ve yatırımlarındasınız?
Siz bu kafayla mı dünya hakimiyeti kovalıyorsunuz?
* * *
Türk Kanun-u Medenî'si 4 Ekim 1926'da kabul edilmiş ve bu kanunla ailede kadın-erkek eşitliği sağlanmış, evlilikte resmî nikâh zorunluluğu getirilmiş, tek eşle evlilik esası getirilmiş, kadınlara, istedikleri mesleğe girebilme hakkı tanınmış; mahkemelerde tanıklık yapma, miras ve boşanma konularında kadın-erkek eşit hale getirilmiş ve Patrikhanelerin, din işleri dışındaki yetkileri kaldırılmıştı...
Dün 90. yıl-dönümüydü ama biz bunu kutlamak yerine, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dünyaya karşı tapusu anlamında olan Lozan Antlaşmasını tenkitle uğraştık ki iki ay önce Lozan Antlaşmasını yere göğe sığdıramayan Dünya Lideri Cumhurbaşkanımızın gündem etmesi sayesinde!..
Atalar, boşuna; "Hırsız içerden olursa öküz bacadan çıkarılır!" Dememişler değil mi?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm... Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017