Hükümet yetkilileri her ne kadar ekonomide işlerin iyiye gittiğine yönelik açıklamalar yapsalar da, iktidarıyla muhalefetiyle Mehmet Şimşek'e övgüler dizseler de görünen köy kılavuz istemez; durum çok kötü. Hükümetin ekonomi karnesini gösteren göstergelerden birisi de şüphesiz bütçe verileri. Hazine ve Maliye Bakanlığı, bu yılın eylül ayına ilişkin bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı.
Bakanlığın verilerine göre, eylül ayında bütçe gelirleri 831 milyar 603 milyon lira, bütçe giderleri de 932 milyar 68 milyon lira oldu. Eylülde bütçe 100 milyar 464 milyon lira açık verdi. Ayrıca eylülde faiz giderleri, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 110,1 artışla 148 milyar 678 milyon liraya ulaştı.
Peki, ocak-eylül dönemini kapsayan 9 aylık süreçte bütçedeki durum nasıl?
Bütçe gelirleri 6 trilyon 84 milyar 619 milyon lira, bütçe giderleri 7 trilyon 158 milyar 637 milyon lira oldu. Ocak-eylül döneminde bütçe, 1 trilyon 74 milyar 18 milyon lira açık verdi. Bu 9 aylık dönemde faize ödenen para, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 93,8 artarak 912 milyar 686 milyon lirayı buldu. Rekor bütçe açığı, rekor faiz ödemesi. AKP hükümeti döneminde, nereden nereye…
Hükümet, milleti bunaltacak bir şekilde vergi toplamasına rağmen bütçe açığının sürekli rekorlar kırması, ekonomiyi yönetemediklerinin ve de yönetemeyeceklerinin en büyük ispatı. Bütçenin en önemli gelir kalemi yüzde 80'ler seviyesinde vergiler ve neredeyse kıldan, tüyden bile vergi alınmasına rağmen vaziyet bu.
Millet, hükümetten hak ettiği hizmetleri görememesine rağmen dünyanın en fazla vergilerini ödemek zorunda.
Eskiden ödenen vergilerin yol, su ve elektrik olarak geri döndüğünden bahsedilirdi. 22 yıllık AKP iktidarı döneminde vergilerimizi ödüyoruz ama yola da, suya da, elektriğe de ayrıca para ödüyoruz. Hem de sürekli artan bir vaziyette…
Eskiden bu ödemeleri yaparken hiç hissetmezdik, önemsemezdik, şimdi faturalar geldikçe kara kara düşünmeye başladık.
Dikkat ederseniz, bütçe giderlerinde en belirgin pay faiz giderlerine ait. Sadece eylülde 148 milyar lira faize para ödenirken, 9 aylık süreçte 912 milyar lira ödenmiş. Yılsonuna kadar faiz giderleri 1,5 trilyon liraya yaklaşacak gibi görünüyor.
Kendisini muhafazakar ve dindar olarak tanımlayan, her seçim döneminde "Nas var", "Faiz lobileri şöyle, faiz lobileri böyle" diyerek milletten oy alan AKP iktidarı döneminde faiz lobilerine ödenen faizler rekorlar kırıyor.
Peki, bu faiz ödemelerinde rekor kırılmasının nedeni ne? Elbette ki ihtiyaç duyulan finansın faizli borç ile temin edilmesi. Hazine, bankalardan politika faizine göre belirlenen faizlerle borç alarak finans ihtiyacını karşılıyor.
Halbuki, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli uygulansa ve Merkez Bankası emek ve üretim karşılığı senyorajı devreye koyarak milli para üretip Hazine'nin finans ihtiyacını karşılasa, en azından bu 912 milyar liralık faiz yükünden kurtulacağız. Ayrıca bütçe açıkları vermeyeceğiz ve vergileri artırarak vatandaşların ümüğünü sıkmayacağız.
Kime anlatıyoruz? Bu hükümet bu milli ekonomik programı hiç uygular mı? Eğer uygulasalardı, BRICS devletlerinin temsilcileri gibi 2005 yılından sonra Prof. Dr. Haydar Baş'ın yollarını aşındırır, O'na danışarak bu eşsiz modelin devrim niteliğindeki projelerini hayata geçirirlerdi.
Bildikleri, duydukları, gördükleri halde yapmadılar ve asla yapmayacaklar.
Yapmadılar da bir çözümleri mi var? Olsaydı bütçe açığı rekor kırar mıydı? Çözüm sahibi olsalardı, savunma yatırımları için milletin sırtına ek vergi yüklerler miydi? Malum; limiti 100 bin lira ve üstü kredi kartlarından 750 lira, drone ve 5 bin liranın üzerindeki kol saatlerinden yüzde 20 ÖTV, motosikletlerden MTV ve daha niceleri… Vergi taslağındaki diğer kesinti ve vergilerle 2025 yılında, toplam 69,3 milyar liralık bir gelir planlanıyor. Halbuki 9 ayda 912 milyar lira faiz lobilerine, milyarlarca lira da Yap-İşlet-Devret müteahhitlerine aktarıldı.
Üstelik bugüne kadar verdiğimiz vergilerin bir bölümü savunma harcamaları için de değil miydi? Aynı amaç için neden iki kez vergi toplanıyor? Vergiler savunma için kullanılmadıysa, yol, su, elektriğe ayrıca para ödüyorsak, deprem vergileri deprem için kullanılmıyorsa, işsizlik fonu işsizlere gitmiyorsa, söyler misiniz nereye gidiyor?
Hükümet ek vergi paketini açıkladığında Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş sosyal medya hesabından şu paylaşımı yapmıştı:
"İflas etmiş olmasalardı böyle hunharca vergi toplamazlardı. Bu kararlar 20 yıllık iktidarın ülkeyi iflas ettirdiğinin itirafıdır."
Ek vergilerin savunma sanayi için kullanılacağı açıklanınca BTP lideri baş, şu öneride bulundu:
"Savunma sanayi için kredi kartı limitinden vergi alıp vatandaşın cebindeki üç kuruşa göz dikene kadar gidin ABD'nin el koyduğu 1,5 milyar $ F-35 parasını alın."
Kredi kartlarından 750 lira kesilmesi konusunda da şu notu düşelim:
Vergilerimizin yüzde 70'i dolaylı vergiler, yani tüketiciden alınan vergiler. Bu vergilere dünya genelinde "adaletsiz vergiler" denir. Şimdi AKP hükümeti dünya tarihine yeni bir vergi çeşidi ekledi, o da borçtan alınan vergiler.
Tüketiciden alınan "adaletsiz" ise, borçtan alınana siz isim koyun!
- Gerçek gündemi BTP liderinden takip edin / 15.10.2024
- Atatürk: Hepimiz Müslüman'ız, hepimiz dindarız / 12.10.2024
- Ahlak çöktü, sokaklar suçlu doldu / 11.10.2024
- Emekliler Yılı! / 09.10.2024
- Gazze’de soykırımın 1. yıl dönümü / 08.10.2024
- Ekonomide günü kurtarmak için yarın feda ediliyor / 05.10.2024
- Soykırımcı İsrail’e Haçlı ittifakı kalkanı / 04.10.2024
- İsrail için Lübnan Gazze olacak mı? / 02.10.2024
- ‘İsrail vahşetinin karşısında şimdi kim duracak?’ / 01.10.2024