Fransızların küstahlığını duymuşsunuzdur...
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Paris yakınlarında metro istasyonunun zemininde "basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı ülkeler haritası" sergiliyor. Haritada diktatörlükle yönetilen bazı ülkelerin liderleriyle birlikte, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun fotoğrafına yer veriliyor.
Hangisine yanarsınız?
Bu manzara karşısında, başta Fransızlar olmak üzere tüm Avrupalıların yıllardan beri ısrarla sürdürdükleri küstahlıkları karşısında "yerli AB'ciler"in duyarsızlığına ve "uyum"luluklarına mı yanarsınız...
Yoksa, bugüne kadarki Genelkurmay başkanları içinde "en demokrat ve en munis tavırlı" olduğu hususunda kamuoyunun adeta ittifak ettiği Kıvrıkoğlu Paşa için reva görülen muameleye mi..?
Hiç sağa sola çekmeye mahal yok; olay, Paşa'nın şahsında Türk askerine dönük AB küstahlığıdır. Fransız İçişleri Bakanlığının yüksek müsaadeleriyle gerçekleşmiş bir eylemdir.
Evet, bu küstahlık karşısında siyasilerimizin "tavırsız ahvali"ne mi yanarsınız..?
AB'ci politikacılarımızın bu işi ciddiye almalarını bekleyenler, yanılıyor. Yakın politik tarihimiz, bunun örnekleriyle dolu...
Bayrağımız tartışmaya açılıyor; bunlar, ciddiye almadılar.
Misak-ı Milli sınırlarımız tartışmaya açılıyor; bunlar, ciddiye almadılar.
Milli bütünlüğümüz tartışmaya açılıyor; bunlar ciddiye almadılar.
Kültürümüz, dinimiz, diyanetimiz şamata malzemesi yapılıyor; bunlar, yine ciddiye almadılar.
Kıbrıs'ımızı, Güneydoğu'muzu, suriçi İstanbul'umuzu tartışmaya açıyorlar; bunlar yine ciddiye almadılar.
Bölücü misyonerler, AB bayrağına sarılı Büyük Ermenistan, Ekümenik Patriklik ve Rum Pontus haritalarıyla dolanıp duruyorlar; bunlar ciddiye almadılar.
Karen Fogg, yüzlerce diplomatik küstahlığı sağa-sola e-mailliyor; bunlar ciddiye almadılar.
Fogg, daha dün, Kıbrıs'ta Türkleri Türkiye'ye karşı isyana teşvik ediyor; bunlar yine ciddiye almadılar.
Siz, şimdi, aylardan beri kendi askerine ilişkin olarak "statükonun devletteki tekelini ancak AB kriterleriyle kırarız" diyen eski ve yeniyetme AB'ci siyasilerden, Fransız küstahlarına karşı ciddi bir tepki koymalarını mı bekliyorsunuz?
Ya nı lı yor su nuz...
TOBB'un yeni Yönetim Kurulu'nu kutlamak için geldiği Birlik merkezinde Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, "Ben o kadar ciddiye almadım. Sayın Genelkurmay kadar ciddiye almıyorum'' diyor.
AB'ci politikacılarımızın yılmaz önderi pozisyonundaki Yılmaz'ın bu tepkisi "en doğal" olandır.
Diğer AB'ciler, henüz tepki vermediler; şayet verirlerse bilin ki, takıyye tepkilerdir.
Zira bir insan, hem AB taraftarı olacak, hem kendi askerini yıllardan beri "statükocu" diye yıpratmakla vakit geçirecek, bununla da yetinmeyip "AB semalarından insan hakları yağacak" diye kıblesini batıya çevirecek; sonra da Fransız küstah grubu, Paşa'yı diktatör gösterdi diye tepki koyacak. Bu olsa olsa samimiyetten uzak "prosedür tepkisi" olur. Ki, yıllardan beri Batı'nın küstahlıkları karşısında bu kabil "samimiyetsiz tepkiler"dir, milletimizin gururunu ayaklar altına alan.
AB'ye üyelik uğruna yıllardan beri Türk Milletinin onurunu ve tarihi misyonunu ayaklar altına alan, ülkenin kaynaklarını yabancılara peşkeş çeken bu samimiyet yoksunluğu değil midir?
Herkes külahını önüne koysun ve düşünsün...
Bakın bakalım, yeniden Kuvay-ı Milliye ruhu ve Bağımsız Türkiye Partisi'nden gayrı bir kurtuluş yolu görünüyor mu?
Görünmeeeez...
Milletin, tek yürek tek bilek halinde gür sadalarla "Bağımsız Türkiye" diye tüm vatan sathını inletmesi işte bundandır. Yıllardan beri bütün bu gelişmeleri ciddiye alarak çözüm ve projeler üreten kadro, Kuvay-ı Milliye ve onun siyasi adresi olan BTP'nin kadrosudur çünkü.
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Paris yakınlarında metro istasyonunun zemininde "basın özgürlüğünün ayaklar altına alındığı ülkeler haritası" sergiliyor. Haritada diktatörlükle yönetilen bazı ülkelerin liderleriyle birlikte, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun fotoğrafına yer veriliyor.
Hangisine yanarsınız?
Bu manzara karşısında, başta Fransızlar olmak üzere tüm Avrupalıların yıllardan beri ısrarla sürdürdükleri küstahlıkları karşısında "yerli AB'ciler"in duyarsızlığına ve "uyum"luluklarına mı yanarsınız...
Yoksa, bugüne kadarki Genelkurmay başkanları içinde "en demokrat ve en munis tavırlı" olduğu hususunda kamuoyunun adeta ittifak ettiği Kıvrıkoğlu Paşa için reva görülen muameleye mi..?
Hiç sağa sola çekmeye mahal yok; olay, Paşa'nın şahsında Türk askerine dönük AB küstahlığıdır. Fransız İçişleri Bakanlığının yüksek müsaadeleriyle gerçekleşmiş bir eylemdir.
Evet, bu küstahlık karşısında siyasilerimizin "tavırsız ahvali"ne mi yanarsınız..?
AB'ci politikacılarımızın bu işi ciddiye almalarını bekleyenler, yanılıyor. Yakın politik tarihimiz, bunun örnekleriyle dolu...
Bayrağımız tartışmaya açılıyor; bunlar, ciddiye almadılar.
Misak-ı Milli sınırlarımız tartışmaya açılıyor; bunlar, ciddiye almadılar.
Milli bütünlüğümüz tartışmaya açılıyor; bunlar ciddiye almadılar.
Kültürümüz, dinimiz, diyanetimiz şamata malzemesi yapılıyor; bunlar, yine ciddiye almadılar.
Kıbrıs'ımızı, Güneydoğu'muzu, suriçi İstanbul'umuzu tartışmaya açıyorlar; bunlar yine ciddiye almadılar.
Bölücü misyonerler, AB bayrağına sarılı Büyük Ermenistan, Ekümenik Patriklik ve Rum Pontus haritalarıyla dolanıp duruyorlar; bunlar ciddiye almadılar.
Karen Fogg, yüzlerce diplomatik küstahlığı sağa-sola e-mailliyor; bunlar ciddiye almadılar.
Fogg, daha dün, Kıbrıs'ta Türkleri Türkiye'ye karşı isyana teşvik ediyor; bunlar yine ciddiye almadılar.
Siz, şimdi, aylardan beri kendi askerine ilişkin olarak "statükonun devletteki tekelini ancak AB kriterleriyle kırarız" diyen eski ve yeniyetme AB'ci siyasilerden, Fransız küstahlarına karşı ciddi bir tepki koymalarını mı bekliyorsunuz?
Ya nı lı yor su nuz...
TOBB'un yeni Yönetim Kurulu'nu kutlamak için geldiği Birlik merkezinde Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, "Ben o kadar ciddiye almadım. Sayın Genelkurmay kadar ciddiye almıyorum'' diyor.
AB'ci politikacılarımızın yılmaz önderi pozisyonundaki Yılmaz'ın bu tepkisi "en doğal" olandır.
Diğer AB'ciler, henüz tepki vermediler; şayet verirlerse bilin ki, takıyye tepkilerdir.
Zira bir insan, hem AB taraftarı olacak, hem kendi askerini yıllardan beri "statükocu" diye yıpratmakla vakit geçirecek, bununla da yetinmeyip "AB semalarından insan hakları yağacak" diye kıblesini batıya çevirecek; sonra da Fransız küstah grubu, Paşa'yı diktatör gösterdi diye tepki koyacak. Bu olsa olsa samimiyetten uzak "prosedür tepkisi" olur. Ki, yıllardan beri Batı'nın küstahlıkları karşısında bu kabil "samimiyetsiz tepkiler"dir, milletimizin gururunu ayaklar altına alan.
AB'ye üyelik uğruna yıllardan beri Türk Milletinin onurunu ve tarihi misyonunu ayaklar altına alan, ülkenin kaynaklarını yabancılara peşkeş çeken bu samimiyet yoksunluğu değil midir?
Herkes külahını önüne koysun ve düşünsün...
Bakın bakalım, yeniden Kuvay-ı Milliye ruhu ve Bağımsız Türkiye Partisi'nden gayrı bir kurtuluş yolu görünüyor mu?
Görünmeeeez...
Milletin, tek yürek tek bilek halinde gür sadalarla "Bağımsız Türkiye" diye tüm vatan sathını inletmesi işte bundandır. Yıllardan beri bütün bu gelişmeleri ciddiye alarak çözüm ve projeler üreten kadro, Kuvay-ı Milliye ve onun siyasi adresi olan BTP'nin kadrosudur çünkü.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019