Terör ve sınır ötesi operasyon gündemi epey zamandan beri 5 Kasım'a yani bugüne kilitlenmişti. Evet, meşhur 5 Kasım geldi çattı. Başbakan Erdoğan bugün ABD Başkanı Bush ile görüşecek, bastıracak(!) ve terör sorununu bir anda çözecek(!)?Ben bu toplantıdan Türkiye'nin lehine herhangi bir adımın çıkacağını zannetmiyorum. Göstermelik bir iki adım atılabilir, boş dağları ya da boşaltılmış arazilere operasyon kararı çıkabilir, ama medya ne kadar bu haberleri fazlasıyla abartarak verse de çok ciddi bir sonuç çıkmayacak.Erdoğan-Bush görüşmesinde asıl önemli olan ne alacağımız değil, -çünkü ne alacağımız az çok belli- hangi tavizleri vereceğimiz. Çünkü ABD göstermelik de olsa siyasetimize kırptığı gözün ağır faturasını önümüze listeler halinde koyacaktır.Zaten ABD basınında son zamanlarda çıkan haberler de bu yönde. Bush'un çok farklı bir telden çalacağı söyleniyor.Siyasilerimizin Bush'un bu asıl gündemini PKK terörü gibi konularla meşgul etmemesi için de, hemen bu görüşme arifesinde, Dışişleri Bakanı Rice, "itidal" telkininde bulunmak için Türkiye'ye gönderildi.Neymiş efendim, PKK ortak düşmanımızmış, PKK'ya karşı Türkiye ve ABD'nin ortak mücadelesini "iki katına çıkaracağı" güvencesini vermişmiş vs vs.İyimser bir yaklaşımla, PKK terörünün bitmesi konusunda ABD'nin yaptığının sıfır olduğunu düşünürsek, bunun iki katı da sıfır olacaktır. Ama durum bu da değil. ABD'nin PKK terörünü bitirme noktasında bugüne kadar yaptıkları hep negatifti. Yani PKK'yı bitirmeyi bırak, PKK'yı oluşturan ABD idi. Onun hamisi, kullandığı silahı, bombayı, parayı, tıbbi malzemelerini, yiyeceğini içeceğini ve de terör için eğitimini veren de ABD idi. Bunun iki ile çarpıldığını düşünürseniz durum daha vahim olacak.Bir de bizim siyasilerimiz açısından durumu değerlendirelim.5 Kasım'da size göre önemli bir görüşmeye gidiyorsunuz, peki elinizdeki kozunuz ne?Eğer 13 askerimiz şehit edildiğinde sıcak takip hakkımızı kullanarak hızlı bir operasyon izni verseydiniz, bu önemli bir koz olabilirdi, ama olmadı. Böyle bir operasyonla şu mesaj verilebilirdi: Ey ABD, şu PKK belasını bitir, yoksa bu operasyonlar terörün arkasındaki ellere kadar gidecek. Böyle bir durumda bak o eller bir anda nasıl geri çekiliveriyor.Hadi bunu geçtik. Tezkere çıkardıktan sonra hemen operasyon yapılsaydı yine geçerli bir koz olabilirdi. Yine olmadı. Bu sefer bir bedel daha ödedik ve "Amerikanvari" bir saldırıyla bu sefer 12 şehit verdik ve 8 askerimiz de kaçırıldı. Yine sıcak takip yapmadık, yine operasyon yapmadık. Bütün kozları bir bir teröre ve destekçilerine verdik.Hadi işin askeri yöntemlerini bir kenara bıraktık da, ekonomik alanda, ya da farklı bir alanda bir önlem, bir köşeye sıkıştırma politikası izledik mi?Mesela İncirlik'i kapattık mı? Bunun için neden çok. PKK, ABD silahlarını kullanmıyor mu, al sana tek başına yetecek bir neden. Geçen hafta ekonomik yaptırımlarla alakalı bir Bakanlar Kurulu toplantısı yapıldı. Tam 6 saat sürdü. Böyle önemli bir sürede, icraatın en önemli isimleri bir araya geldi ve "neler yapmalıyız"dan ziyade "neler yapmamalıyız" kararları alındı.Bu yapmamamız gerekenler Hükümet sözcüsü ve de Başbakan tarafından da anlatıldı:* Peşmerge uçaklarına hava sahası kapatılmayacak.* Habur sınırı kapatılmayacak* Kendi vatandaşlarımıza sattığımız fiyatın yarısına verdiğimiz elektrik kesilmeyecek* Barzani'nin Türkiye'deki şirketlerine dokunulmayacakBugün Bush ile yapılacak görüşmeye "şunları yapmayacağız" diyerek, bu konuda garanti vererek gitmek mi daha fazla elimizi kuvvetlendirirdi, yoksa bunları yapıp da gitmek mi?Velhasıl bugün Türkiye'nin en önemli konusu ile ilgili bir görüşme yapılacak, ama elimizdeki hiçbir kozu kullanmadık.Geriye tek bir şey kalıyor: Taviz vermek. Üstelik Bush'un asıl gündemi de bu taviz maddesi, yani İran.İran durumun farkında, Türkiye herhangi yanlış bir adım atmasın diye en önemli yetkililerini Ankara'ya gönderiyor ve terör konusunda ortak davranmalıyız diyor, terörün arkasında -her ne kadar bizim siyasilerimiz "sanmıyorum" dese de- ABD'nin olduğunu da vurgulayarak terörden bizzat zarar gören bölge ülkelerinin ancak bu sorunu çözeceğini ifade ediyor.ABD'nin kendi basın kuruluşları ABD'nin PKK'ya desteğini yalanlamıyor. Meşhur New York Times gazetesi günlerdir , "Amerikan yönetimi PKK'nın yan kolu PJAK'la doğrudan ilişki içinde" haberlerini veriyor.PKK'yla ilişkisi alenen belli olan bir iradeyle, PKK problemini çözmeye gidiyoruz. Sizce nasıl bir sonuç çıkar? Bu mantık devam ettiği müddetçe bir beladan kurtulalım diye çırpınıp dururken, daha büyük bir felakete doğru sürükleniriz, bizden söylemesi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025