Evet, bugün Van Gölü'ndeki Akdamar adasında diğer adıyla 'Tecavüz Adası'ndaki kilisede ayin var.
Kültür turizmi, inanç turizmi, dinlerarası diyalog, barış, hoşgörü, kardeşlik başlıkları altında 20 yıllık AKP iktidarı, Anadolu'da hiçbir iktidarın cesaret edemeyeceği adımları attı, yapamayacakları icraatları yaptı.
Öyle ki 'ezanları susturamayacaksınız' diyenler Anadolu'yu kazmaya başladı. Nerede bir taş, duvar gördülerse üzerine kilise diktiler, tepesine 'haç' koydular. Ezan sesine çan sesini karıştırdılar.
Adeta, "Anadolu'nun gerçek sahibi bizleriz. Buralar bizim yurdumuz. Siz, sonradan geldiniz" algısı için delil getirme gayretine girdiler.
Van'da yaşanan Ermeni katliamlarının komuta merkezi olan bu vahşet adasındaki kilisede 10. ayinin yapılacağını Kültür ve Turizm Bakanlığı müjdeledi!
Bu kilise nasıl, kimin parası ile ve kim tarafından açıldı?
Önce hafıza tazeleyelim. Zamanın başbakanı Erdoğan'ın talimatıyla 2005'te restorasyonuna başlandı. 2006'da tamamlanıp, 2007'de "Anıt Müze" statüsü tanındı.
2010 yılında 2 metre boyunda, 110 kilo ağırlığında Hıristiyanlar için simge olan haç getirilerek takıldı ve Kültür Bakanlığı tarafından Ermenilere (DİKKAT EDİN) 1 kez ayin yapmalarına izin verildi.
Sayın Erdoğan bu büyük icraatını 2011'de şöyle anlatıyordu: "Van Gölü'nde, Akdamar Ermeni kilisesi var. Devletin, kendi kasasından bunun restorasyonunu yaptırdık". (o zamanki değer ile 3.5 milyon -trilyon- TL) (Müslümanın parasıyla kilise)
Tabi eleştiriler geldi. Kimden? Bizden. Yani dinlerarası diyaloga, medeniyetler ittifakına, devlet ve milletimiz üzerinde oynanan maddi ve manevi oyunlara tek başına mücadele veren Merhum Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu tarafından.
O zamanın Başbakanı Erdoğan eleştirilere şöyle cevap veriyordu: "Yahu arkadaş ne oldu, geldiler ayinlerini yaptılar, gittiler. Kaç kişi bin 500, 2 bin kişi. Ne kaybettik? Biz kazanıyoruz aslında…
Ne kazanıyoruz, söyleyeyim size, inancına güvenen, inanç hürriyetinden korkmaz… Fikrine, düşüncesine güvenen fikir ve düşünce hürriyetinden korkmaz… Aç Osmanlı tarihini bir oku."
Açtım baktım. Bu kiliseyi 1915'te Osmanlı kapatmış.
Tabi bu süreçleri bizler adım adım milletimize anlattık. Bugün 'Gülşen' üzerinden iman gösterisi yapanların hiçbirisi oralı bile olmadı.
Geçen yıl yapılan 9. ayinde Türkiye Ermenileri Patriği Sahak Maşalyan şöyle diyordu: "Bu kilise, bu coğrafyanın bir şaheseri. Dünyanın göz bebeği, Anadolu'muzdaki zenginliklerimizden bir tanesi... Dünya için önemli bir miras. Böyle bir mekânda bulunmak bize gurur veriyor. Devletimizin sunduğu imkânlarla her sene burada ayin yapıyoruz."
O kilise bir şaheser mi?
Ermenileri Patriği o kiliseyi dünyanın gözbebeği, şaheser, olarak nitelendiriyor. Kendileri için olabilir!
Ya bizim için o kilise bir şaheser mi?
Cevabı canlı tanıkların anlattıklarından ve kaynaklarda yazılanlardan birkaç örnekle aktarayım: "Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı. İşte o anda Van ile Akdamar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti. Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu.
Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip, cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Akdamar'a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı."
"Van Gölü'nün ortalarında, vapurda pusuya yatan Ermeni çeteleri, insafsızca Türk çocuklarının tamamını keserler ve göle atarlar. Van Gölü'nün suları, Türk'ün kanı ile kırmızıya boyanır. 1723 masum Müslüman-Türk kadınına tecavüz edildikten sonra katledilerek, onlar da Van Gölü'nün sularına bırakılır ve tecavüz ettikleri kadın-kızlardan 106'sı intihar eder. Ayrıca; genç olanlardan 274'ü de 'sürekli tecavüz' maksadıyla bu hain kilisede tutulur." (Arzu Özok 'Tecavüz Adası' yazısından Erciyes Dergisi, Şubat 2012)
Canlı tanıklardan; "Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı."
İktidar partisini, CHP'yi filan geçtim! "Mora Ayaklanmasının rövanş sayfası henüz görülmemiş, bu hesap henüz kapanmamıştır" diyen Sayın Bahçeli, Akdamar'daki hesabı kapattınız mı?
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidar sanki hiç sandık gelmeyecekmiş gibi hareket ediyor / 01.04.2025
- İslam dünyasında bayram! / 31.03.2025
- ‘Cebrail dua etti, bende amin dedim’ / 30.03.2025
- Boykot, tehdit ve umut / 29.03.2025