Ekonomik bağımsızlığın ve de doğru ekonomik adımlar atmanın neler kazandırdığını Rusya örneğinde görebiliyoruz.2005 yılında Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli (MEM) ile tanışan, 2006 yılında da kalkınma planına alarak madde madde uygulamaya başlayan, uyguladıkça faydasını gören ve geçtiğimiz yıldan bu yana da MEM'i kanunlaştırmaya başlayan Rusya bugün dünyanın zirvesinde bulunuyor. Tabi, zirveye oturmak ve zirveyi korumak sadece ekonomide doğru adımları atmakla sağlanmaz; ekonomi işin temelidir ama idarecilerin yönetmekle mükellef oldukları halklarına karşı bakış açıları, adaleti gözetmeleri, vatandaşları arasında hiçbir ayrım yapmamaları, birlik ve beraberliği tesis etmeleri, haklıya hakkını vermeleri, haksıza haddini bildirmeleri, kuşatıcı olmaları, diğer devletler ve onların halklarıyla olan ilişkilerde karşılıklı çıkarların gözetilmesi, tek taraflı bir menfaat ilişkisi değil, karşılıklı menfaatler dikkate alınması ve daha birçok husus bir devleti zirvede tutabilecek unsurlardır.Bu manada, BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayınlanan dünkü makalesinde ifade ettiği gibi; Rusya Devlet Başkanı Putin'in danışmanlarıyla bir araya gelinip Rusya'nın sosyal meseleleri istişare edilmiş ve bu istişarelerin neticesinde Sayın Baş ve tecrübeli kadrosu tarafından Rusya'daki yüzde 20 oranında olan Müslüman nüfusun problemlerine ve genel olarak Rus halkının problemlerine yönelik bir yol haritası ortaya konulmuştu.Bu yol haritasının bazı maddeleri dünkü gazetemizin manşet haberinde verildi.Buna göre, Rusya barındırdığı farklı etnik kimliklere adil davranmalı ve haklarını sunmalıdır. Rusya, Rus üst kimliği içinde inanç ve ırk ayrımı gözetmeksizin içinde yaşayan tüm halkları tek bir millet yapmalıdır.Diğer taraftan Suriye örneğinde uyguladığı gibi diğer İslam ülkelerine bu hakları yaşaması konusunda yardımcı olmalıdır.Bunu kısaca ifade etmek gerekirse, milleti yaşat ki devlet yaşasın, diğer ülkeleri, milletleri yaşat ki karşılıklı ilişkiler, dostluklar baki kalsın.Rusya, Rus halkını hiçbir ayrımın olmayacağı şekilde birleştirerek yeni bir sistem oluşturmalıdır. Bu zaten Rus anayasasında vardır ve pratiğe geçirilmelidir.Rus anayasasında olduğu ve güvence verildiği şekliyle ülkedeki yüzde 20 Müslüman nüfusun inançlarını yaşaması ve yayması imkanı sunulmalıdır.Müslümanların inancı gereği asimile edilmeleri söz konusu edilemez. Rusya'nın bu nüfusa hak ettiklerini vermesi pek çok tehlikeyi bertaraf edecektir.Rusya ve İslam Birliği'nin çalışmaları ile farklı milletler karşılıklı saygı, can, mal, namus emniyeti, din ve vicdan hürriyeti içinde yaşatılmalı, oluşan bu özgürlük ortamında herkes birbirinin hakkını korumalıdır.Halklar bu imkanları sunan Rusya devletine sahip çıkacaktır. Bu, Rusya'nın bütünlüğü içindir. Millet için devlet tezi hayata geçmelidir.Sayın Baş'ın özelde Rusya için hazırlanan genelde ise esasen tüm ülkeler için birlik ve beraberliği temin edecek olan yol haritasında gerçek barışı, gerçek demokrasiyi ve gerçek insan haklarını görmekteyiz. Bu yol haritasıyla dünyanın kavgalarla, çatışmalarla değil barışla, kardeşlikle daha yaşanabilir bir hale geleceği muhakkaktır.Dikkat ederseniz, bu yol haritası Batı dünyasının İslam'ı kullanarak Rusya'yı oyalama ve yıpratma planlarını da alt üst etmektedir.Milli Ekonomi Modeli ile ekonomik bağımsızlığına kavuşan Rusya, Sayın Baş'ın bu yol haritasıyla hareket ederek daha cazibe merkezi haline gelmiştir.Kırım, Sivastopol'den sonra Ukrayna'nın doğusunda bulunan Donetsk, Harkov ve Luhansk bölgeleri ve Moldova'ya bağlı olan Transdinyester Cumhuriyeti de Rusya'ya bağlanmak için can atmaktadır.Kendi Müslüman nüfusuna Sayın Baş'ın tavsiyeleriyle her türlü vatandaşlık haklarını sunan, hatta Kırım'da Rusya'ya bağlanmaya karşı çıkan Tatarlara bile birçok haklar vermeye hazırlanan Rusya, Suriye'de gösterdiği barışçıl yaklaşım ve de Suriye halkının da çıkarlarını gözeten yaklaşımıyla da tüm İslam coğrafyasının gözdesi haline gelmiştir.Bu durum, tüm hesaplarını işgal, katliam ve sömürü üzerine yapan ABD ve AB ülkelerinin kirli plan ve projelerinin tamamen son bulması, dünya insanlığının gerçek barışa kavuşması demektir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Gazze’yi alacak, finansı da İslam ülkelerinden / 11.02.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025