BTP 19 yaşında

Geçtiğimiz Cuma günü Bağımsız Türkiye Partisi'nin (BTP) 19'uncu yıldönümüydü.

Başta BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş olmak üzere tüm BTP camiasının, milletimizin ve dünya insanlığının bu güzel günü kutlu olsun. BTP'nin kurulduğundan bu yana "çözüm odaklı siyaset üstü" duruşu, Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın ortaya koyduğu çözümler ve projeler tüm dünya insanlığı için tek kurtuluş yolu olmuştur.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, 19. kuruluş yıldönümü ile ilgili yaptığı açıklamada şu önemli tespitleri ifade etti:

* "Prof. Dr. Haydar Baş'ın yaktığı meşalenin sönmesine asla müsaade etmeyeceğiz."

* "O'nun bize emaneti bu kutlu davayı Allah'ın izniyle iktidara taşıyacağız."

* "25 Eylül 2001 yılında yola çıkan BTP'nin fikir, kültür, bilgi ve birikim mirasını taşıma şerefine nail olan büyük ve güçlü bir kadroyuz."

* "Kutlu kaderler yaşayacağımız günlerin arifesinde Allah'ın izniyle bir yaşımıza daha girdik."

* "O kökleşmiş miras, o kökleşmiş fikir birliği bugün bir kez daha vücut buldu ve bir kez daha BTP'nin kadrolarının kenetlenmesini sağladı."

* "Bağımsız Türkiye Partisi denildiğinde akla güçlü Türkiye ve tam bağımsızlık gelmektedir."

* "Bağımsız Türkiye Partisi denildiğinde akla Bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk'ün bize emanet ettiği Türkiye'de demokratik, laik, hukuk devleti idealini kendine ideal edinmiş bir birliktelik hamuru akla gelmesi gerekiyor."

* "Bugüne kadar hiçbir şartta geri kalmamış Bağımsız Türkiye Partisi kadroları, inanıyorum ki bundan sonra da bu bayrağı aynı azim ve kararlılıkla taşımaya devam edeceklerdir."

* "3 Kasım 2002 yılında girdiğimiz ilk seçim siyasetteki ilk sınavımızdı. Biz bu sınavda BTP'nin teşkilatları olarak çok güzel çalışmalar gerçekleştirdik. 2020 yılında da aynı ruhla siyasi çalışmalarımıza hiç hız kesmeden devam ediyoruz."

* "Bu noktada tüm Türk milletini ve tüm Türk gençliğini bu hareketin içinde yer almaya davet ediyorum. Çünkü Türkiye'nin var olan tüm sorunlarının çözümü ve ülkemizin çıkarı BTP'dedir."

Gerçekten de BTP, 19 yıllık siyasi hayatında Türkiye'de çözümün tek adresi oldu. "Bir iktidar partisi ya da bir ana muhalefet partisi nasıl olmalıdır?" sorusunun tek cevabı oldu.

Prof. Dr. Haydar Baş hep "Siyaset millete hizmet etmektir" derdi, Türkiye'de millete hizmet için proje üreten tek parti BTP oldu. Diğerleri ise kayıkçı kavgalarıyla, koltuklarını koruma uğruna verdikleri tavizlerle, okyanus ötesinde ve Brüksel'de icazet peşinde koşmakla hep zaman harcadılar.

Prof. Dr. Baş, duruşunu şöyle özetlerdi: "Ben ulusalcıyım, mandacı değilim; milliyetçiyim, kafatasçı değilim; dindarım; dinci, dini siyasete alet eden değilim."

İşte kurduğu BTP'nin temel ilkesi de her zaman bu olmuştur. BTP, her zaman "tam bağımsız Türkiye" demiştir.

Tam bağımsızlık için tam bağımsız bir ekonomi politikası gerekmektedir. Bu sebeple BTP Lideri Baş, Milli Ekonomi Modeli'ni 2005 yılında kaleme alarak, başta Milli Para projesi olmak üzere ekonominin her sahasında milli projeler ortaya koymuştur.

Prof. Dr. Baş, Modeli'nde, "para milletin emek ve üretimi ve de sahip olunan kaynaklar karşılığı basılırsa Milli olabilir, doların karşılığı basılan paraya Milli Para denmez, doların tercümesi" denir demiştir.

Yani paranın milliliğini üzerinde yazan değil, neyin karşılığı basıldığı belirler. Parası milli olmayanın, diğer konularda, ekonomide, siyasette, askeri ve hukuki sahada, eğitimde, sağlıkta milli olması asla mümkün değildir. Milli olmayan asla tam bağımsız da olamaz.

BTP, "güçlü devlet"ten yanadır. Bir devlet, emek ve üretim karşılığı senyorajını devreye koyabiliyor, kaynaklarını işletebiliyorsa güçlü olabilir. Prof. Dr. Baş bunun için Milli Devlet tezini yazmıştır. BTP, "baba devlet"ten yanadır. Yani vatandaşın sırtına binen değil, aldığından çok daha fazlasını vatandaşına veren bir devlet anlayışı… Prof. Dr. Baş, bunun için Sosyal Devlet tezini ortaya koymuştur.

BTP, birlik ve beraberlikten yanadır. Bunun için Prof. Dr. Baş, "Tevhidin Merkezi Ehl-i Beyt" tezini, "Türk-Kürt kardeştir" tezini ortaya koymuştur.

BTP, bir devletin lideriyle kaim olduğunu belirtir. Atatürk'süz bir Türkiye asla olamaz. Atatürk olmasaydı, Türkiye de olmazdı, bizler de olmazdık. Bu sebeple Prof. Dr. Baş, "Atatürk vatandır" tezini ortaya koymuştur ve Hoş Geldin Atatürk eserini kaleme almıştır.

Prof. Dr. Baş'ın sunduğu çözümler bugün kıtalar dolaşmaktadır. O'nun Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayan ülkeler bugün dünyada söz sahibi olan ülkelerdir, liderleri de dünya lideri olarak seçilmişlerdir.

Peki, bizler Türk milleti olarak her konuda çözüm üreten BTP'ye ve Liderine sırt dönerek kendimize ve devletimize iyilik mi yapmış olduk? Elbette ki hayır… Bu geçen 19 yıl içinde, tercih edip, seçtiklerimiz sebebiyle, 2001 yılıyla mukayese edildiğinde;

Daha fakiriz, borcumuz daha yüksek, satın alma gücümüz daha da azaldı.

Gelirdeki adaletsizlik daha da arttı.

1 terörümüz vardı, PKK; şimdi 3 terörümüz var, PKK, FETÖ, DEAŞ…

Ülkemizin sınırları daha güvenliydi; bugün dört bir tarafımızda gerginlik var, ulusal güvenliğimizi tehdit eden unsurlar daha da arttı.

Eskiden sınırlarımızda devletlerle komşuyduk, şimdi terör örgütleri komşumuz oldu.

Toplumda adi suçlar, boşanmalar, cinayetler, intiharlar daha fazla artıyor.

Çok madde sayılabilir ama kısaca ifade edersek, hiçbir konuda düne göre daha iyi değiliz. İşte bütün bunlar çözümün tek adresi olan "BTP"den sırt dönmemizin, "çözümsüzler"de ısrar ve inat etmemizin neticesidir.

Artık ayıkalım ve Prof. Dr. Baş'ın yaktığı Bağımsız Türkiye meşalesini bugün azim ve kararlılıkla taşıyan BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş'la beraber olalım, BTP'ye gönül verelim ve ülkemizi tüm badirelerden çok kısa zamanda kurtaralım.

Bu "kutlu kader"e ulaşmak için, elbette bu kutlu yolculukta yürümek şarttır.