Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Batılı Orkestranın çaldığı Bahar havasıyla! işbaşına geldi. Şimdi, Mısır Halkı “Karadır şu bahtım kara, sözüm geçmiyor Musri’ye” şarkısıyla kederleniyor.
Mısırlılar Hüsnü Mübarek’i devirdikten sonra, Askeri Konsey’den görevi alan Mursi’den umduğunu bulamadı. Yapılan anketlerde, halkın yüzde 50’den fazlası uygulanan sosyo-ekonomik politikalardan memnun değil.
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin ülkedeki güvenlik, trafik, yakıt, temizlik sorunlarını çözmek için vaat ettiği 100 günün dolmasına çok kısa bir zaman kaldı. Mursi göreve başladığında “100 gün projesini” ilan etmişti.
Müslüman Kardeşler gençliği de yeni cumhurbaşkanına destek olmak, daha gelişmiş bir Mısır! için bir kampanya başlattı. “Temiz vatan” adındaki kampanyanın amacı ülkedeki çöpleri toplamaktı. Bu kadar vatan sevgisi! Dolu kampanyanın mucidi acaba Mursi’nin Başdanışmanı Hıristiyan düşünür Absulmesih miydi?
Gerek gençlerin çabaları, gerekse yeni hükümet acil sorunların çözümünde ciddi bir ilerleme kaydedemedi.
Özellikle benzin ve mazotta yaşanan sıkıntılar, bazı bölgelerde ekmek bulunamaması, ülke içi güvenlik zafiyetinin devam etmesi basında en fazla şikayet edilen konuların başında geldi. Ancak sokaktaki çöpleri toplarken milleti ekmeksiz, mazotsuz ve güvenliksiz bırakan “Müslüman Kardeşler” e göre memlekette sorun yoktu, olsa olsa bunlar dış mihrakların uydurmasıydı.
Hükümeti başarısız bulan ve Mursi’nin seçim vaatlerini yerine getirmediğini savunan bazı siyasi gruplar ise bugünlerde, “100 günün hesabını sorma” şiarıyla gösterilere hazırlanıyor. “Mısır Öfke Devrimi” adlı hareketin başını çektiği gruplar 12 Ekim’de Tahrir Meydanı’nda ‘büyük gösteri’ çağrıları yapıyor.
Şu anda Hükümetin 193 milyar dolar iç, 34 milyar dolar da dış borcu nasıl bir süreçte eriteceği belirsiz durumda. Mısır Baharının bir sonucu olarak gösterilerin devam etmesi, güvenlik sorunu, grevler ve istikrarsızlık ülke ekonomisini derinden yaraladı.
Her Batı destekli Hükümet adamının yaptığını Mursi de ihmal etmedi. Ekonomiyi canlandırmak için kendi kaynaklarına yönelmek yerine dışarıdan borç isteme yolunu seçti. Çin, Suudi Arabistan, ABD ve Türkiye gibi ülkelerden yardım talep etti. Türkiye ile 2 milyar dolarlık yardım anlaşması imzaladı. Daha önce de ABD’nin Körfezdeki yakın dostu Katar, Mısır Merkez Bankası’na 2 milyar dolar para desteği sağlamış, diğer dostu Suudi Arabistan ise 1,5 milyar dolar tutarında doğrudan bütçe desteği vermişti.
Geçtiğimiz günlerde kalabalık bir Amerikan yatırım heyetinin ülkeyi ziyaret etmesi ABD’nin Mısır üzerinde ekonomik hâkimiyetini sağlamanın ilk adımları. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Thomas Nides başkanlığındaki 100’den fazla iş adamı Mısır’a doğrudan yatırım sözü verdi. Ülkede istikrarsızlığı fırsat bilen ABD’li yatırımcıların Mısır’a yönelik bu adımı hiç de hüsnü niyet taşımıyor.
Bu arada Batıdan gelecek yardım üzerine hesap yapanların arasında ekonomistler de var. Mısırlı ekonomi Profesörü Hamdi Abdülazim, hükümetin IMF’den almak istediği kredinin de ekonomi açısından önemli olduğunu söyleyerek Mısır’ın IMF’yle olan ilişkilerinin yabancı yatırımcıların bu ülkeye olan güvenine de etki edeceğine işaret etti.
Mısırlı ekonomistin görüşü, bu ziyaretlerin niyetini daha açıkça ortaya koyuyor.
Arap Baharı siyasi neticelerini açıkça gösterdi. ABD için artık şimdi Mısır’ı ekonomik olarak “sömürü zamanı” geldi. Siyasi kaynaklarını egemenlik altına aldığı Mısır’ın ekonomik kaynaklarını da denetim altında tutma amacını şimdiden açıkça ortaya koyuyorlar.
Mısırlılar Hüsnü Mübarek’i devirdikten sonra, Askeri Konsey’den görevi alan Mursi’den umduğunu bulamadı. Yapılan anketlerde, halkın yüzde 50’den fazlası uygulanan sosyo-ekonomik politikalardan memnun değil.
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin ülkedeki güvenlik, trafik, yakıt, temizlik sorunlarını çözmek için vaat ettiği 100 günün dolmasına çok kısa bir zaman kaldı. Mursi göreve başladığında “100 gün projesini” ilan etmişti.
Müslüman Kardeşler gençliği de yeni cumhurbaşkanına destek olmak, daha gelişmiş bir Mısır! için bir kampanya başlattı. “Temiz vatan” adındaki kampanyanın amacı ülkedeki çöpleri toplamaktı. Bu kadar vatan sevgisi! Dolu kampanyanın mucidi acaba Mursi’nin Başdanışmanı Hıristiyan düşünür Absulmesih miydi?
Gerek gençlerin çabaları, gerekse yeni hükümet acil sorunların çözümünde ciddi bir ilerleme kaydedemedi.
Özellikle benzin ve mazotta yaşanan sıkıntılar, bazı bölgelerde ekmek bulunamaması, ülke içi güvenlik zafiyetinin devam etmesi basında en fazla şikayet edilen konuların başında geldi. Ancak sokaktaki çöpleri toplarken milleti ekmeksiz, mazotsuz ve güvenliksiz bırakan “Müslüman Kardeşler” e göre memlekette sorun yoktu, olsa olsa bunlar dış mihrakların uydurmasıydı.
Hükümeti başarısız bulan ve Mursi’nin seçim vaatlerini yerine getirmediğini savunan bazı siyasi gruplar ise bugünlerde, “100 günün hesabını sorma” şiarıyla gösterilere hazırlanıyor. “Mısır Öfke Devrimi” adlı hareketin başını çektiği gruplar 12 Ekim’de Tahrir Meydanı’nda ‘büyük gösteri’ çağrıları yapıyor.
Şu anda Hükümetin 193 milyar dolar iç, 34 milyar dolar da dış borcu nasıl bir süreçte eriteceği belirsiz durumda. Mısır Baharının bir sonucu olarak gösterilerin devam etmesi, güvenlik sorunu, grevler ve istikrarsızlık ülke ekonomisini derinden yaraladı.
Her Batı destekli Hükümet adamının yaptığını Mursi de ihmal etmedi. Ekonomiyi canlandırmak için kendi kaynaklarına yönelmek yerine dışarıdan borç isteme yolunu seçti. Çin, Suudi Arabistan, ABD ve Türkiye gibi ülkelerden yardım talep etti. Türkiye ile 2 milyar dolarlık yardım anlaşması imzaladı. Daha önce de ABD’nin Körfezdeki yakın dostu Katar, Mısır Merkez Bankası’na 2 milyar dolar para desteği sağlamış, diğer dostu Suudi Arabistan ise 1,5 milyar dolar tutarında doğrudan bütçe desteği vermişti.
Geçtiğimiz günlerde kalabalık bir Amerikan yatırım heyetinin ülkeyi ziyaret etmesi ABD’nin Mısır üzerinde ekonomik hâkimiyetini sağlamanın ilk adımları. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Thomas Nides başkanlığındaki 100’den fazla iş adamı Mısır’a doğrudan yatırım sözü verdi. Ülkede istikrarsızlığı fırsat bilen ABD’li yatırımcıların Mısır’a yönelik bu adımı hiç de hüsnü niyet taşımıyor.
Bu arada Batıdan gelecek yardım üzerine hesap yapanların arasında ekonomistler de var. Mısırlı ekonomi Profesörü Hamdi Abdülazim, hükümetin IMF’den almak istediği kredinin de ekonomi açısından önemli olduğunu söyleyerek Mısır’ın IMF’yle olan ilişkilerinin yabancı yatırımcıların bu ülkeye olan güvenine de etki edeceğine işaret etti.
Mısırlı ekonomistin görüşü, bu ziyaretlerin niyetini daha açıkça ortaya koyuyor.
Arap Baharı siyasi neticelerini açıkça gösterdi. ABD için artık şimdi Mısır’ı ekonomik olarak “sömürü zamanı” geldi. Siyasi kaynaklarını egemenlik altına aldığı Mısır’ın ekonomik kaynaklarını da denetim altında tutma amacını şimdiden açıkça ortaya koyuyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hakan Rona / diğer yazıları
- Güneydoğu'ya huzur ancak MEM'le gelir / 09.04.2013
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012
- Kerry'nin ziyaretinin anlamı ne? / 06.04.2013
- Milli olmayan ekonomi, şirketleri iflasa sürüklüyor / 05.04.2013
- Milli çizgiden uzaklaşan Türk dış politikası / 07.03.2013
- Moskova'nın orta yerinde baharı yaşadık / 05.03.2013
- Milli Kahramanlarımız programlarına sosyal bir okuma / 19.02.2013
- Güneydoğu Asya ekonomileri ve Milli Ekonomi Modeli / 28.12.2012
- Tam bağımsız devlet, hür millet ve adalet / 27.12.2012
- Arap dünyasının Truva atı: “Müslüman Kardeşler” / 17.10.2012
- Amerikan askeri ne amaçla Türkiye’de / 14.10.2012