Bir müddet önce üzerinde çok konuşulan, bir anda gündemden düşen ama bir bütün olarak düşünüldüğünde önemli bir yer tutan Milli Takım meselesi!
Sadece milli takım olarak düşünürsek baştan yanlış yapmış oluruz. Milli Takımımızı hep beraber izledik ki; hem ruhtan uzak, hem de taktik anlamında hiçbir varlık gösteremedi maalesef.
Gelin hep beraber bu soruya bir bütün içinde cevap arayalım: Türk Milli Takımımız niçin böyle?
İster Kulüpler Birliği'nin tutumunu veya Milli Takımın başındaki teknik direktörü ya da Futbol Federasyonu'nu eleştirebiliriz. Türkiye'de her kurum ve kuruluşu eleştirmek mümkün. Unuttuğum, adını yazmadığım Merkez Hakem Kurulu da buna dâhil, fakat bence iki sorumlu var bu işte: Gençlik ve Spor Bakanı ve onları oraya getiren irade yani biz.
Soru cevap gidelim, öyle çok soru sormaya da gerek yok: Neden, Türkiye'deki özel ve devlet okullarında yetenekli öğrenciler torpilsiz, hak ederek okullardan beden eğitimi veya daha başka kurumlar tarafından tespit edilip, takip edilmiyor ve milli takıma kazandırılmıyor? Ya da neden, Yusuf ve Abdülkadir dışında alt yapıdan çıkmış Trabzonlu yetenekli futbolcular yok?
Bu soruları çoğaltıp kafanızı karıştırmayayım. Bu işleri yapmak için bir niyetin hiç olmadığı kanaatindeyim.
Ortaya bir şey koyarsınız, gayret edersiniz Bakanlık olarak, biz de eleştiririz. Mesela deriz ki; Efendim, Trabzonspor dahi bütün Trabzon'daki okulların 4-4-2 sistemine göre yetiştirmemiz lazım çünkü Trabzon'un fırtınasına bu daha iyi gider. Ya da 4-2-3-1 sistemini Galatasaray'ın üstlenip uygulaması. Her iki takımın da bu taktiklerini uygun görebilir Spor Bakanlığı. Mesela Ajax bütün takımlarında belli bir sistemi oynatıyor veya Belçika Futbol Federasyonu 4-3-3 formasyonunu benimsiyor. Bu dediklerimi unutup Altınordu gibi kulüplere destek vererek niyetinizi ortaya koyun da biz de şurada faul oldu, şu ofsayt gibi basit tartışmalardan çıkıp gerçekten taktik konuşalım. Gerçi bunun için en baştakiler ne yapıyor? Cevap hiçbir şey!
Peki, kardeşim soralım. Türkiye'nin ekonomisinde, dış siyasetinde ya da iç siyasetindeki gibi birbirini tekrar eden yanlışlardan ne zaman vazgeçip bu işi bilenlere teslim edip devlet politikası haline getireceğiz?
Bu işleri dert edip, kafasında çoktan çözmüş o kadar çok spor adamımız var ki; mesela Sadi Tekelioğlu, Seyit Mehmet Özkan ve Yılmaz Vural vs. bu örnekler o kadar çok ki, bu isimler ve diğerleri Türkiye'nin futbol konusunda ne yapılması gerektiğini herkesten daha iyi biliyorlar.
Bu konuya gelmişken şunu söylemeden geçmeyelim! Bu ve benzeri isimler bu işi devletin gerçekten ve iyi niyetli yardımı, desteği olmadan asla bitiremezler. Onların kabiliyetleri Türkiye'deki her tarafa metastaz yapmış kanseri engellemeye yetmez. Sebebi açık, içinde o kadar done var ki, şimdi ayrıntıya girmek istemiyorum ve diyorum ki, balık baştan kokar. Eğer Milli Takımı bir yerlere getirmek istiyorsanız, milli olan, bizi biz yapan değerleri bilen kadroları başımıza getirin, her şey çorap söküğü gibi düzelir. Yoksa yine milli hüsranları yaşamaya devam ederiz.
Bu arada Ampute milli takımımızı tebrik ediyorum. Fakat bu başarı sizi yanıltmasın, bunun arkasında sadece ve sadece ruh var. Bunu, Spor Bakanımıza veya Futbol Federasyonu'na mal etmek, o yürekli takıma haksızlık olur. Bunu böyle tespit etmiş olalım.
Son olarak, bizim seçtiklerimiz işin ehli olacak ve bu işleri başaracak. Bu işler sadece ve sadece kimleri başımıza getirdiğimize bakar. Ne yani! Devlet imkânlarıyla bunları başarmak çok mu zor! Bir tek futbolda değil, sporun her alanında başarmak için artık ne yapılması gerektiğini bilelim.
Sadece milli takım olarak düşünürsek baştan yanlış yapmış oluruz. Milli Takımımızı hep beraber izledik ki; hem ruhtan uzak, hem de taktik anlamında hiçbir varlık gösteremedi maalesef.
Gelin hep beraber bu soruya bir bütün içinde cevap arayalım: Türk Milli Takımımız niçin böyle?
İster Kulüpler Birliği'nin tutumunu veya Milli Takımın başındaki teknik direktörü ya da Futbol Federasyonu'nu eleştirebiliriz. Türkiye'de her kurum ve kuruluşu eleştirmek mümkün. Unuttuğum, adını yazmadığım Merkez Hakem Kurulu da buna dâhil, fakat bence iki sorumlu var bu işte: Gençlik ve Spor Bakanı ve onları oraya getiren irade yani biz.
Soru cevap gidelim, öyle çok soru sormaya da gerek yok: Neden, Türkiye'deki özel ve devlet okullarında yetenekli öğrenciler torpilsiz, hak ederek okullardan beden eğitimi veya daha başka kurumlar tarafından tespit edilip, takip edilmiyor ve milli takıma kazandırılmıyor? Ya da neden, Yusuf ve Abdülkadir dışında alt yapıdan çıkmış Trabzonlu yetenekli futbolcular yok?
Bu soruları çoğaltıp kafanızı karıştırmayayım. Bu işleri yapmak için bir niyetin hiç olmadığı kanaatindeyim.
Ortaya bir şey koyarsınız, gayret edersiniz Bakanlık olarak, biz de eleştiririz. Mesela deriz ki; Efendim, Trabzonspor dahi bütün Trabzon'daki okulların 4-4-2 sistemine göre yetiştirmemiz lazım çünkü Trabzon'un fırtınasına bu daha iyi gider. Ya da 4-2-3-1 sistemini Galatasaray'ın üstlenip uygulaması. Her iki takımın da bu taktiklerini uygun görebilir Spor Bakanlığı. Mesela Ajax bütün takımlarında belli bir sistemi oynatıyor veya Belçika Futbol Federasyonu 4-3-3 formasyonunu benimsiyor. Bu dediklerimi unutup Altınordu gibi kulüplere destek vererek niyetinizi ortaya koyun da biz de şurada faul oldu, şu ofsayt gibi basit tartışmalardan çıkıp gerçekten taktik konuşalım. Gerçi bunun için en baştakiler ne yapıyor? Cevap hiçbir şey!
Peki, kardeşim soralım. Türkiye'nin ekonomisinde, dış siyasetinde ya da iç siyasetindeki gibi birbirini tekrar eden yanlışlardan ne zaman vazgeçip bu işi bilenlere teslim edip devlet politikası haline getireceğiz?
Bu işleri dert edip, kafasında çoktan çözmüş o kadar çok spor adamımız var ki; mesela Sadi Tekelioğlu, Seyit Mehmet Özkan ve Yılmaz Vural vs. bu örnekler o kadar çok ki, bu isimler ve diğerleri Türkiye'nin futbol konusunda ne yapılması gerektiğini herkesten daha iyi biliyorlar.
Bu konuya gelmişken şunu söylemeden geçmeyelim! Bu ve benzeri isimler bu işi devletin gerçekten ve iyi niyetli yardımı, desteği olmadan asla bitiremezler. Onların kabiliyetleri Türkiye'deki her tarafa metastaz yapmış kanseri engellemeye yetmez. Sebebi açık, içinde o kadar done var ki, şimdi ayrıntıya girmek istemiyorum ve diyorum ki, balık baştan kokar. Eğer Milli Takımı bir yerlere getirmek istiyorsanız, milli olan, bizi biz yapan değerleri bilen kadroları başımıza getirin, her şey çorap söküğü gibi düzelir. Yoksa yine milli hüsranları yaşamaya devam ederiz.
Bu arada Ampute milli takımımızı tebrik ediyorum. Fakat bu başarı sizi yanıltmasın, bunun arkasında sadece ve sadece ruh var. Bunu, Spor Bakanımıza veya Futbol Federasyonu'na mal etmek, o yürekli takıma haksızlık olur. Bunu böyle tespit etmiş olalım.
Son olarak, bizim seçtiklerimiz işin ehli olacak ve bu işleri başaracak. Bu işler sadece ve sadece kimleri başımıza getirdiğimize bakar. Ne yani! Devlet imkânlarıyla bunları başarmak çok mu zor! Bir tek futbolda değil, sporun her alanında başarmak için artık ne yapılması gerektiğini bilelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Osman Baş / diğer yazıları
- EMPATİ (Buram buram merhamet) / 15.08.2020
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019
- Rusya ekonomik bağımsızlığını nasıl kazandı? / 16.01.2020
- ABD’li profesörün itirafı / 15.01.2020
- İslam ve Mevlana - 2 / 12.01.2020
- İslam ve Mevlana -1- / 11.01.2020
- Ehl-i Beyt’i sevenlerin özellikleri / 12.12.2019
- Vatan müdafaası / 10.12.2019
- İmam Seccad; Namaz / 05.12.2019
- İmam Zeynelabidin (a.s) / 04.12.2019
- Gadir-i Hum’u inkâr edemezsiniz / 26.11.2019