Türk siyaseti tıkanmıştır. Doğru mu? Doğru? Hemen herkes bu kanaati paylaşıyor.Sadece iktidar değil, muhalefet de tıkanmıştır.Başta ekonomide? Ekonomideki batışımız sürüyor.Başbakan R. T. Erdoğan, hala "teğet geçmek"ten söz edebiliyor. Bu vaziyet "siyasi pişkinlik" denip geçilecek bir vaziyet değildir.Cehalet de olamaz. Reel "ekonomi tablosu" var ortada.Borca batmış bir Hazine. Vergi toplayacak esnaf bulamayan bir Maliye. Vatandaşına ilacını veremeyen çökmüş bir Sosyal Güvenlik yapı. Milyonlarca işsizler ordusuna her geçen gün binlercesi eklenen bir "çalışmama hayatı" ve işsizlik tablosu! Talebi daralmış ve bitmiş bir piyasa. Cebi ve cepkeni delik bir devlet ve millet! Ne tarım, ne sanayi, ne imalat, ne pazarlama ve hizmet sektöründe tat var!Millet kan ağlıyor, devlet dileniyor!Başbakan, hala teğet geçiyor diyor.Muhalefet de bir şey diyemiyor; diyecek bir şeyleri yok... Cin çarpmış gibi, hepsini kapitalizm ve liberalizm çarpmış!Erdoğan, Baykal ve Bahçeli'nin "günah galerisi"ne, Baykal ve Bahçeli'de Erdoğan'ın "günah galeri"sine sığınarak idare ediyorlar. Türkiye, bu kısır döngüden, bu "iktidar ve muhalefetin birbirine benzer günah galerileri"nin etrafında dolap beygiri gibi dönmekten kurtarılmalıdır. Başbakan, IMF ile anlaşma hususunda, muhalefete güya aba altından sopa gösteriyor. Bana ok atmayın, size döner, çünkü IMF ile siz de anlaşmalar yaptınız, imzalarınız var diyor. Kendi yanlış vaziyetini, muhalefetin yanlışıyla örtemeye kalkışıyor. Olan yine millete ve devlete oluyor.İktidar ve muhalefetin birbirinden farkı yok ki, birbirlerinin günah galerine sığınmasınlar!Aynı vahim vaziyet, sair iç politika meselelerinde gözlemleniyor? PKK belasında gelinen vaziyet malumdur: Bir yandan "demokratik açılımlar" adı altında millet bölünmeye devam ediyor, diğer taraftan milletin evladı rutin olarak can vermeye devam ediyor, buna paralel vaziyette devletin bu güne kadarki terörle mücadelede başarısızlığı konuşuluyor? Bölücü başlarına bayram yaptıracak "demokratik kılıflı etnik açılımlar" etkili ve yetkili devlet erkanı tarafından taahhüt ediliyor.İktidar bildiğini okuyor, muhalefet ne dediğini ve ne diyeceğini bilmiyor.Mayınlı arazi konusu da bundan farklı değildir.Devletler ve milletler, sınır güvenliklerini sağlamanın ötesinde, sınırlarını aşan alanlarda "güvenlik çemberleri" oluşturuyor. Ankara'dakiler ise, güneydoğu sınır boylarımızı, bugüne kadar Golan başta olmak üzere girdiği bölgelerden çıkmamakla nam salmış ve güneydoğu bölgemizi de içine alan Arz-ı Mev'ud idealiyle bütünleşmiş İsrail'e teslim etmek için ha gayret çabalıyor. ABD ve İsrail'i BOP ekseninde stratejik ortak edinen AKP hükümeti, "mayınlı arazi"de kafasına göre koşuşturup gidiyor; lakin devlet ve milletin güvenliğini temin etmekle vazifeli olanlar da "demokratik senfoni" bozulmasın diye aykırı ses dahi çıkartmıyor.Irak ve Kuzey Irak'taki gelişmeler farklı mı? Afganistan'daki ahvalimiz iç açıcı mı?! Ya yavru vatan KKTC'deki vaziyetimiz, anavatan Türkiye'den farklı mı?! Değil? Bileşik kaplar gibi! Cumhurbaşkanı M. A. Talat da, Rum'a toprak vermekten dem vuruyor! Ankara'dakiler ecnebiye vatanı satarsa, İsrail'e iki Kıbrıs kadarlık araziyi peşkeş çekerse, Talat da KKTC toprağını Rum'a da verir, İngiliz'e de? Başbakan Erdoğan, Lozan anlaşmasında "azınlıkların mübadelesi"ne dair yapılan düzenlemeyi bile, "faşizan"lıkla niteleyecek kadar "azınlıklara teşne" ve "devlet geleneği"nden kopuk ise, AKP siyasetinin ve karşısındaki muhalefetin Türkiye'yi hangi badirelere sürükleyeceğini varın düşünün!Bu vaziyet karşısında sivil-asker, devlet-millet hep beraber bu köksüz ve ecnebiye endeksli çözümsüz siyasetten kurtulmanın demokratik yollarını üretmekle mükellef olduğumuzu hatırlatmak artık abes olsa gerektir. Bu bağlamda BTP'nin ve Genel Başkan Prof. Dr. Haydar Baş beyin Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet-Milli Devlet projelerini hepimizin özümsemesi vakti gelip geçmek üzeredir? 70'i aşkın devlet başta olmak üzere tüm dünya, adeta bu model ve projeler ekseninde yeniden karılırken, Türkiye'nin kör ve kötürüm durmasının "makul bir izah"ını hiç kimse yapamaz. Yaparım diyebilen varsa, beri gelsin!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019