Bir vefatın ardından

Bir ömür daha tamamlandı!Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonraki 50 yılının her milimetre karesinde var olan ve var olduğu her milimetre kareye imzasını atmayı başaran bir ömür de bitti!Emr-i Hakk vâki oldu ve "Dünyada ölümden başkası yalan" gerçeği, bir daha ispat olundu!"Sultan Süleyman'a kalmayan dünya", Sami Süleyman Gündoğdu DEMİREL'e de kalmadı!Hakanları, sultanları, imparatorları, firavunları, neronları, nemrutları alan dünya, "Demir kıratlı Çoban Sülü"yü de aldı!..Doydu mu dünya? Doyar mı dünya?Belli bir süre; sevenleri övecek, sevmeyenleri sövecekler!Toplum psikolojisinde biliyoruz ki; sevenlerin de, sövenlerin de karşılarında muhatapları olmadığı için, sözlerinin ölçüsü olmayacaktır maalesef!Elimde, 06.03.2004 tarihinde "Ankara Adalet Gazetesi" sahibi ve başyazarı olarak yaptığımız görüşme gününün tanığı ve anısı olan; T.C. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in hediye ettiği; "21. Yüzyılın Yol Haritası: DEMOKRASİ VE KALKINMA" adlı kitap var...Kitabın özelliklerini ve neden bahsettiğini önsözünde; "16 mayıs 2000 tarihinde, Cumhurbaşkanlığı görevim sona erdi. O tarihten bu yana geçen 2,5 sene zarfında çeşitli etkinlikler yaptım. Halkın içinde oldum, ülkenin çeşitli köşelerini ziyaret ettim. Uluslararası etkinliklere katıldım. 23.397 kişi ile konuştum. 169.305 km. gezi yaptım. Çeşitli platformlarda 200'e yakın konuşma yaptım. Bu konuşmalardan seçilmiş 61 adedi, bu kitapta toplandı. ... Çeşitli zeminlerde ve değişik zamanlarda yaptığım konuşmaların bir özeti, bu kitapta verilmektedir. Bunları değerlendirirken, günün şartlarının etkisi altında kalındığı unutulmamalıdır. Bu konuşmaların dosyalarda kalmasına gönlüm razı olmadı. Bu kitap onun için hazırlandı. ... Ankara, Ocak 2003" diye özetleyerek kendileri anlatmışlar.Sahip olmakla sevindiğim bu kitap artık kitap olmaktan çıktı!"Söz uçar, yazı kalır" hükmünün ispatı olarak var artık!Yeri geldikçe, güncellenmesi gerektikçe olayları, Demirel'li dönemlerle mukayese ederek paylaşacağım inşaallah!Umarım ve dilerim ki, Allah hiçbirimizi dünümüzü özlemekle imtihân etmesin...Fakîri tanıyanlar, olaylara tersten bakmaya gayret ettiğimi bilirler!Kitabı da tersten yani sondan başa doğru okumaya ve -yeri geldikçe- paylaşmaya gayret edeceğim!14 Kasım 2000'de İstanbul'da düzenlenen "Liderlik 2000 Konferansı"nda, dünyaca ünlü pek çok kişinin izlediği, dinlediği konuşmasından alıntılar yapacağım:"Birinci soru: Lider kimdir?Basit bir cevap: Halkı ve insanları, olayları, kavramları göğüsleyebilen, onları etkileyebilen önder, baş, rehber, kılavuz, yol gösteren kişidir.İkinci soru: Liderlik nedir?Cevap: Önderlik, yönlendirme, yön verme, sürükleme, sanat ve yeteneğidir.Üçüncü soru: Liderlik ne zaman lazımdır?Cevap: Liderlik, rutin olmayan görevlerin ifasında lazımdır.Dördüncü soru: Etkin bir liderlik için, kişide bulunması gereken çekirdek meziyet ve yetenekler nelerdir?Bunun cevabı da şöyle olacaktır: Moral, spirütüel (ruhçu), mental (akılcı) ve fiziki meziyetler ile birikim, deneyim ve bilgi gereklidir."Aynı konuşmadan bir başka alıntı: "Ben, 'zengin ve mutlu bir Büyük Türkiye' peşinde idim. Benim ülkem de, 'ileri ve çağdaş bir ülke' olmalı idi. ... Benim devletim, zorba değil, âdil ve müşfik bir devlet olmalı idi. Millet devlet için değil, devlet millet için var olmalı idi. Benim milletim, bir takım insanlar onu yönetsin diye değil, bir takım insanlara görev versin diye varolmalı idi. ... Bir zamanlar hükmetmiş, büyük rüzgarlar estirmiş nice kişiler vardır ki, bunlar hayırla anılmaz. ... Ben, Büyük Atatürk'ün gösterdiği bu hedefi, şöyle yorumladım: "Büyük Türkiye; Ülkemizin bir uçtan bir uca imar ve inşası, milletimizin refah ve saadeti, işsizlik, fukaralık, cahillik ve çaresizliğin yenilmesi kalkınma hamlemizin hedefidir. ... Büyük Türkiye hayatiyet demektir. Büyük Türkiye'nin ilham kaynağı Büyük Atatürk ve Türk Milliyetçiliğidir. Milli ve manevi değerlerimize, ülkemiz ve milletimizin bölünmez bütünlüğüne, Cumhuriyete sadâkat, geleceğimizin teminatıdır. Allah yardımcımızdır."Ve aynı konuşmanın son bölümü: "Meşru bir mücadele, meşru yollardan gidilerek yapılırsa, çok kere başarıya ulaşır. Hayat hakkı, mücadele gücü karadır. Dava sağlam, hedef doğru, irade sağlam olmak gerek. Siyasette liderlik, eşitlerden birisi olarak mümkün değildir. Kişinin kendisini lider görmesi yetmez. Olaylar ve şartlar, kişiyi bir sınavdan geçirecektir. Bu sınavdan başarı ile geçen, 'Ne yaptın?' sorusuna, 'İşte yaptım' diye cevap verebilen, liderdir. Siyaset çok güzel bir şeydir. Sabır ister, metanet ister. Olayların altında kalmamayı gerektirir. Tükenmemek ister. Kişiyi çok çabuk tüketir siyaset. Sabrını da, sağlığını da, varlığını da tüketir."Allah rahmet eylesin.Şahsen razıyım, Allah'ım da razı olsun."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...