Bir insan hükümdar olabilir.
Padişah olabilir.
Kral olabilir.
Çok uzun süre ülke yönetiminde bulunabilir.
Ancak ne var ki, bu onun her şeyi bildiği ve her konuda kusursuz bilgiye sahip olduğu anlamına gelmez.
Bundan dolayıdır ki, hangi yönetim şekli olursa olsun, gelmiş geçmiş tüm idarelerde, bir bilene danışma veya sorunların tartışılıp ele alındığı istişare müesseselerin varlığı her daim söz konusu olmuştur. İnsanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur.
Kural açıktır.
Mutlaka en iyi bilene danışılır. Aksi takdirde, çöküş başlar. Osmanlı'da olduğu gibi…
Bir bilinmeyen denklemi illa da yöneticiler veya kadroları çözecek diye de bir kural yoktur. İsterse halktan %100 oy alsınlar, bilmiyorlarsa çözemezler! Tıpkı bugün olduğu gibi…
20 yıllık bir iktidar var yönetimde. Siz zannetmeyin ki, her konuyu en iyi onlar bildiği ve çözdüğü için sürekli oradalar.
Neyse o kısma girmeyelim, girersek de bundan sonra bir yararı olmayacağı kanaatindeyim.
Eldeki bilgi ve belgelere göre, 40 bin yıllık bir tarihe sahip olduğu bilinen Türkler, dünya uygarlığına kendi mührünü vurmaya muktedir olmuş, yeryüzünün en asil millet olma vasfına sahiptir.
Her bir buluşun öncülüğünü tarihte ilk kez, Türkler yapmıştır.
Yazının icadı gibi, kağıdın icadı gibi hep Türkler buluş yapmıştır.
Sadece bu konuyla ilgili Türklerin hangi alanlarda, neleri icat ettiğini saymaya kalksak, bir eserlik yazı çıkar.
Osmanlı'da Türklere karşı büyük bir ambargo uygulandığı için maalesef bu uzun dönemde hep yerinde sayılmıştır. Çöküşün nedeni de kim ne derse desin, Türklere karşı olan bu gaddarca boykottur.
İşte Atatürk bu karanlık tabloyu aydınlığa dönüştüren ve tamamen çökmüş bir imparatorluğun yerine yeni bir devlet inşa eden eşsiz bir Türk'tür.
Hiç kimse olmasaydı da Atatürk yine başarırdı.
Anlatmak istediğimi somutlaştırayım ki, kafanız karışmasın.
Bakınız, insanlık tarihinin en önemli meselesi olarak bilinen ekonomi sahasında Türkler yerine ecnebiler kural koyucu oldukları için, dünyanın anası ağlıyor.
Kendi inanç ve değer yargılarından hareketle oluşturdukları ve adına da 'kapitalist sistem' dedikleri bu vahşi çark, tüm insanlığı öğütmek için ayarlanmış bir makineden farksız olarak varlığını sürdürüyor.
Çarkların arasında kalan insanların ise hangi milletten olduğuna bakılmıyor! Yani tüm insanlık bu vahşi sistemden yüzyıllardır çekiyor ama bir başka sistem de bulunamayınca zulüm artık sıradanlaşmış oluyor.
Bir Türk çıkıyor 2001 yılında ve bu sisteme "HAYIR" diyor.
2005 yılında ise insanlık tarihinin en büyük devrimi olarak kayıtlara geçen bir Model doğuyor.
Milli Ekonomi Modeli…
Yazarı, Prof. Dr. Haydar Baş.
Yüzyıllar boyunca insanlığa adeta kan kusturmuş olan kapitalist sistem, 2005 yılı itibariyle rafa kaldırıldı. 2013 yılında ise, Rusya'da boy gösteren bu büyük devrim yani Milli Ekonomi Modeli, kapitalist sistemi tarihin çöplüğüne atarak, insanlık âleminin rahat bir nefes almasını sağladı. Bu eşsiz Model'de kapitalist sistemin tam zıddı olarak paraya getirilen tarif, tek başına 10 tane "Nobel ödülü" almayı hak ediyor.
Para hakkında günümüz iktisat modelleri yanlış ve eksik tarifler yapmışlardır.
Kapitalist anlayışa göre para sadece mübadele ve tasarruf aracıdır. Bu anlayışta, paranın tahrik unsuru olma özelliği ve emeğin devreye konması sonucu elde edilen üretimin karşılığı olma özelliği yok sayılmıştır.
Para hakkında bilgi sahibi olmak için, paranın hangi fonksiyonları yerine getirdiğini incelemek gerekir.
Para, bir mübadele (değişim) ve tasarruf (değer saklama) aracıdır, ekonomideki unsurları harekete geçiren bir tahrik unsurudur, ayrıca emeğin devreye girmesi sonucu elde edilen üretim ve hizmetin karşılığıdır.
Kısaca paranın tanımı; mübadele, tahrik unsuru olma, tasarruf ve üretilen mal ve hizmetlerin karşılığı olması özelliklerinden hareketle yapılabilir.
Emeği devreye koyan, atıl duran yeraltı ve yer üstü kaynaklarını harekete geçirerek ekonomik değer üreten, tüketicinin ihtiyaçlarını talebe dönüştüren, piyasalarda oluşan talebe cevap verecek üretimi devreye koyan, üretim faktörlerini tetikleyen, üretimde ve tüketimde tahrik unsuru olan, mal ve hizmetin karşılığı olan maliyetsiz para, ekonomide her şeydir.
Bir inat uğruna lütfen ülkeyi ateşe atmayınız.
Geliniz bir bilene danışınız.
Bir denklemi bazen 8 milyar insan da çözemeyebilir.
Buna istediğiniz kadar "olmaz böyle şey" deyin.
Bu bir kanun gibidir ve hiçbir zaman da değişmedi.
Aziz Türk milleti! Bu işi en iyi bilen tek isim, Hüseyin Baş'tır.
Hiç boşuna medya maymunlarıyla zaman öldürmeyin.
Hodri meydan!
Sayın Cumhurbaşkanı, Hüseyin Baş'ı davet etsin, (gelirse tabi) ekonomi konusunda tüm yetkileri ona ve kadrosuna versin, Türkiye en uzun 6 ay sonra, dünyanın en cazibe merkezi haline getirilir.
"Geliyor gelmekte olan" değil, "Geliyor bilmekte olan" demen lazım Sayın Kılıçdaroğlu.
- Para yok ki ‘BOYKOT’ olsun! / 06.04.2025
- “Kürt sorunu” ifadesi ‘SEVR’ in ürünüdür! / 02.04.2025
- TÜRK milletine ters kelepçe! / 01.04.2025
- Türkler Ehl-i Beyt ile akrabadır / 31.03.2025
- Türk’ler Ehl-i Beyt İslam’ını kabul etmiştir / 30.03.2025
- İktidar çok tehlikeli oynuyor! / 26.03.2025
- Suriye için tek çözüm: Atatürk modeli / 25.03.2025
- Ne ekersen onu biçersin! / 24.03.2025
- Muhalefete tarihi görev: TEK ÇATI altında birleşin / 23.03.2025