İnsanın gönül zenginliği yanında fikir, kültür ve gelenek zenginliği de hayatını kuşatan, anlamlandırıp tatlandıran kıymetlerdendir.
Bu sebeple çocukluk dünyasında gelenek, örf, adet denilen kültürün silinmeyen izleri vardır.
Son 50 yıldır hızlı bir göçün yaşandığı ülkemizde şehir kültürüne karışan ve de kendi örf ve adetini de koruyamayan ailelerin çocukları bir boşlukta, bir taklitte yuvarlanıp gidiyorlar.
Şehir kültürü dediğimiz özümüzle, adetimizle bağdaşan bizi biz yapan değerler değildir. Lakin batı sarhoşluğunun kopuk iniltileri diyebileceğimiz yozlaşmış adetlerin tertemiz kültür pınarlarımızı kirletmesidir.
Bu vesileyle bugünlerde elime geçen bir eserden bahsetmek istiyorum.
Geyikli Belediyesi yeni neslin ibretle okuyacağı mükemmel bir eser hazırlamış...
Eserin hazırlanmasında emeği geçen Sayın Abdullah Gülay, Hakkı Bayraktar ve diğer çalışanları tebrik ediyorum. Bu çalışmanın tüm duyarlı kişilere örnek olmasını temenni ediyorum.
Eserin ilk kapak yazısına:
"Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça; daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" (K. Atatürk) veciz sözüyle başlanmış.
Takriz yazısında Hakkı Bayraktar; "Geçmişini bilmeyenler, geleceğe ümitle bakmazlar. "Tarih bir milletin hafızasıdır" tesbitine katılmamak mümkün mü? Öyleyse, tarihini bilmeyen, tarih şuurundan mahrum yetişen nesiller hafızasını kaybetmiş ve istikametini şaşırmış demektir...."
Hakkı Bey'in devam eden tesbitleri kitabın hazırlanış amacını gayet güzel ifade ederken, hedeflenen gayeyi ortaya koyması bakımından fevkalade önemli bir hususa dikkatleri çekiyor.
İçindekiler bölümü gerçekten insanı hayrette bırakıyor. Bu eserin sadece iki taş parçasını anlatıp sona ereceğini zannetmeyin. Bence ansiklopedik çapta ve dünyaca ünlü bir eser hazırlanmış.
Geyikli'nin tarihçesinden tutun dağları, dereleri, iklimi, göçleri, sosyal hizmetleri, ekonomik durumu, sağlık durumu, sanatlar, evler, kır, mera, orman bekçilikleri, hoca mektepleri, köprüler, değirmenler, okullar ve daha neler neler...
Eski ve yeni mekanlar, bunların hususiyetleri titizlikle hazırlanıp kelimelerle süslenip sevenlerin izanına sunulmuş...
İnsanı derinden ve en çok etkileyen tarafı ise tarihi vesikalarla geçmişte yaşanmış manevi zenginlikleri, tarihi güzellikleri, adet ve gelenekleri itina ile dokunan kadife çiçekli halılar gibi okuyanlara ibretle takdim edilmiş.
Yerel giysiler, yünlü dokumalar, önceden dedelerin kullandığı, ninelerin ördüğü aletler, yörenin yemyeşil ve rengarenk anlatımına ibret müzesi olarak sergilenmiş.
Bu beni bayağı duygulandırdı. Çamurdan yapılan kerpiç evlerin, ninemin teşileri, tarla yolları, unutulmayan Anadolu simaları, asıl adetler hep gözümün önünde canlandı. Hatta ben de kendi köyüm için böyle bir çalışma yapabilir miyim, diye düşünmeye başladım.
Geyikli beldesindeki adetler düğün, cenaze, asker uğurlama... o kadar güzel anlatılmış ki işte solmayan sımsıcak adetlerimiz yaylaların buram buram kokusu gibi içimizi ferahlatıyor...
(Tarkan'ın zıplayan kültürü bana göre sadece kara ve sisli bulutlardır...)
Eserin çapı o kadar geniş ki bu yazıda bile özetle anlatmakta, tanıtmakta zorlanıyorum. Yörenin nükteleri, şivesi, fıkraları, ibretli hadiseleri, kelimeleri, deyimleri, hatıraları, yaşlıların anlattıkları, manzarası kadar güzel ve hayranlık bırakıyor... Yazımı içinden seçtiğim bir fıkra ile bitiriyor, eseri hazırlayanlara şükranlarımı arz ediyorum.
İlçede, okuma yazma bilmediği halde kendini okur-yazar tanıtan ve her gelenin mektubunu okuyan, sözde cevap yazan ve bunun karşılığında da belli bir ücret alan uyanık adama birgün okuması için bir tapu getirilir. Adam başlar okumaya:
-Çok çok selam ederim, gözlerinden öperim! Çok zamandur mekdübünü alamiyum; bunun üçün çok üzgünüm...
Tapuyu veren adam sözünü keserek der ki:
-Yahu gardaşım; bu tapudur, tapu! Sen neler diyorsun?
Adam cevap verir:
-E gardaşım "dapu" desen de, dapu gibi okusam ya.
Bu sebeple çocukluk dünyasında gelenek, örf, adet denilen kültürün silinmeyen izleri vardır.
Son 50 yıldır hızlı bir göçün yaşandığı ülkemizde şehir kültürüne karışan ve de kendi örf ve adetini de koruyamayan ailelerin çocukları bir boşlukta, bir taklitte yuvarlanıp gidiyorlar.
Şehir kültürü dediğimiz özümüzle, adetimizle bağdaşan bizi biz yapan değerler değildir. Lakin batı sarhoşluğunun kopuk iniltileri diyebileceğimiz yozlaşmış adetlerin tertemiz kültür pınarlarımızı kirletmesidir.
Bu vesileyle bugünlerde elime geçen bir eserden bahsetmek istiyorum.
Geyikli Belediyesi yeni neslin ibretle okuyacağı mükemmel bir eser hazırlamış...
Eserin hazırlanmasında emeği geçen Sayın Abdullah Gülay, Hakkı Bayraktar ve diğer çalışanları tebrik ediyorum. Bu çalışmanın tüm duyarlı kişilere örnek olmasını temenni ediyorum.
Eserin ilk kapak yazısına:
"Türk çocuğu, ecdadını tanıdıkça; daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır" (K. Atatürk) veciz sözüyle başlanmış.
Takriz yazısında Hakkı Bayraktar; "Geçmişini bilmeyenler, geleceğe ümitle bakmazlar. "Tarih bir milletin hafızasıdır" tesbitine katılmamak mümkün mü? Öyleyse, tarihini bilmeyen, tarih şuurundan mahrum yetişen nesiller hafızasını kaybetmiş ve istikametini şaşırmış demektir...."
Hakkı Bey'in devam eden tesbitleri kitabın hazırlanış amacını gayet güzel ifade ederken, hedeflenen gayeyi ortaya koyması bakımından fevkalade önemli bir hususa dikkatleri çekiyor.
İçindekiler bölümü gerçekten insanı hayrette bırakıyor. Bu eserin sadece iki taş parçasını anlatıp sona ereceğini zannetmeyin. Bence ansiklopedik çapta ve dünyaca ünlü bir eser hazırlanmış.
Geyikli'nin tarihçesinden tutun dağları, dereleri, iklimi, göçleri, sosyal hizmetleri, ekonomik durumu, sağlık durumu, sanatlar, evler, kır, mera, orman bekçilikleri, hoca mektepleri, köprüler, değirmenler, okullar ve daha neler neler...
Eski ve yeni mekanlar, bunların hususiyetleri titizlikle hazırlanıp kelimelerle süslenip sevenlerin izanına sunulmuş...
İnsanı derinden ve en çok etkileyen tarafı ise tarihi vesikalarla geçmişte yaşanmış manevi zenginlikleri, tarihi güzellikleri, adet ve gelenekleri itina ile dokunan kadife çiçekli halılar gibi okuyanlara ibretle takdim edilmiş.
Yerel giysiler, yünlü dokumalar, önceden dedelerin kullandığı, ninelerin ördüğü aletler, yörenin yemyeşil ve rengarenk anlatımına ibret müzesi olarak sergilenmiş.
Bu beni bayağı duygulandırdı. Çamurdan yapılan kerpiç evlerin, ninemin teşileri, tarla yolları, unutulmayan Anadolu simaları, asıl adetler hep gözümün önünde canlandı. Hatta ben de kendi köyüm için böyle bir çalışma yapabilir miyim, diye düşünmeye başladım.
Geyikli beldesindeki adetler düğün, cenaze, asker uğurlama... o kadar güzel anlatılmış ki işte solmayan sımsıcak adetlerimiz yaylaların buram buram kokusu gibi içimizi ferahlatıyor...
(Tarkan'ın zıplayan kültürü bana göre sadece kara ve sisli bulutlardır...)
Eserin çapı o kadar geniş ki bu yazıda bile özetle anlatmakta, tanıtmakta zorlanıyorum. Yörenin nükteleri, şivesi, fıkraları, ibretli hadiseleri, kelimeleri, deyimleri, hatıraları, yaşlıların anlattıkları, manzarası kadar güzel ve hayranlık bırakıyor... Yazımı içinden seçtiğim bir fıkra ile bitiriyor, eseri hazırlayanlara şükranlarımı arz ediyorum.
İlçede, okuma yazma bilmediği halde kendini okur-yazar tanıtan ve her gelenin mektubunu okuyan, sözde cevap yazan ve bunun karşılığında da belli bir ücret alan uyanık adama birgün okuması için bir tapu getirilir. Adam başlar okumaya:
-Çok çok selam ederim, gözlerinden öperim! Çok zamandur mekdübünü alamiyum; bunun üçün çok üzgünüm...
Tapuyu veren adam sözünü keserek der ki:
-Yahu gardaşım; bu tapudur, tapu! Sen neler diyorsun?
Adam cevap verir:
-E gardaşım "dapu" desen de, dapu gibi okusam ya.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Feyyaz İnanç / diğer yazıları
- ‘Işıkları açın’ / 07.05.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021
- Kulluğun gerçek tarifi / 06.05.2021
- Asli ihtiyaçlar / 30.04.2021
- Mecnun’un Leylası / 29.04.2021
- Rahman Suresi-II / 21.04.2021
- Rahman Suresi / 19.04.2021
- 14 Nisan / 15.04.2021
- İmam Muhammed Et-Takî’nin (a.s) Öğütleri / 14.04.2021
- Sağlam kale Ehl-i Beyt / 12.04.2021
- Bizi deryaya salan / 08.04.2021