Demokrasi aşkıyla yanıp tutuşuyoruz. Aşk mektubu yazar gibi anayasamıza da taşımışız sevdamızı:
"Türk Milleti Tarafından, demokrasiye âşık Türk evlatlarının vatan ve millet sevgisine emanet ve tevdi olunur." (Anayasa/Başlangıç Bölümü, son cümle)
Evet bir aşk var… Ama vuslatı olmayan, bir türlü yaşayamadığımız bir aşk: Platonik olan! Ben sana hayran sen cama tırman.
Cama tırmanmaya gerek yok. Demokrasiye ulaşmak için aşk merdiveni değil ama hukuk merdiveni yeterlidir.
Hukuk merdivenini kuramıyorsak vuslatı unutalım ve anayasaya yazmakla yetinelim.
Asıl tehlike aşkın ihtirasa dönüşmesidir. Olsun varsın platonik aşkta kalalım ama sakın ha demokrasinin ırzına geçmeyelim.
Demokrasi getireceğiz diye diye kaç ülkeyi tuzağına düşüren küresel güçler var ya… Şimdi onlar da kendi ülkelerini yangın yerine çevirdi. Ve ettiklerini buluyorlar. Adaletin tecellisidir bu.
Demokrasi aşkını ihtirasa dönüştürmemenin yolu hukuku guguka çevirmemektir.
Hukukun üstünlüğü demokrasinin olmazsa olmasıdır. Hukuksuz demokrasiden bahsedilemez.
Hukukun üstünlüğü, insanın insan olarak sahip olduğu değerlerin tanınması, temel hak ve özgürlüklerine sahip olması, türlü saldırılardan ve sömürüden kurtulması hedefleri ile yakından ilgilidir.
Hukuk, Arapça kökenli bir sözcük olup, "haklar" anlamındadır. Geniş anlamda ele aldığımızda, "hak", "haklılık", "haksızlıkların her türlüsüne karşı olmak" tır.
Demokrasi, Latince bir deyimdir. "Halk" anlamına gelen "demos" ile "egemenlik-iktidar" anlamına gelen "kratos" sözcüklerinden oluşur. Kavramsal açıdan demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi, halk iktidarı demektir. Özgürlük, kendi kendini yönetme, başkası tarafından yönetilmeme olduğuna göre, demokrasi soyut olarak, toplum ve kişi yönünden özgürlük anlamına da gelir.
Oybirliğiyle halkın kendi kendini yönetmesi mümkün olmadığına, ideal özgürlüğe ulaşılamadığına göre, olabildiğince ideal özgürlüğe ulaşmak, demokrasinin amacı olmaktadır.
Demokratikleşme dediğimiz şey özünde, devleti yönetenlerle yönetilenler arasında daha saygılı, eşit ve koruma altında bir ilişki kurulmasıdır. Pratikte ise, bir ülkedeki rejimin demokrasi olup olmadığını belirleyen iki temel koşul vardır:
1-Devleti yöneten hükûmetler serbest ve âdil seçimlerle seçiliyor mu? Hükûmetlerin yine bu yolla değişmesi mümkün mü?
2-Seçimle iş başına gelen hükûmetler ülkeyi demokratik biçimde yönetiyor mu? Yani demokratik kurallara ve yöntemlere, "hak" ve "hukuka" uyarak yönetiyor mu?
Bu koşulları, uluslararası kabul görmüş kriterlere göre asgari ölçüde sağlayamayan ülkeler demokrasi içinde olduklarını iddia edemezler.
Demokrasinin temel belgesi demokratik bir anayasadır.
Gerek hükûmetlerin demokratik yollardan seçilmeleri, gerek demokratik biçimde yönetmeleri demokratik bir anayasanın varlığına, herkesin anayasada belirtilen kurallara ve yöntemlere saygılı olmasına bağlıdır. Yani hukukun üstünlüğüdür.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023