Barzanî'yi semirtenler

Rockefeller ve Rothschildler öncülüğünde Amerika ve İngiltere, Kürdistan kisveli Büyük İsrail projesini Sevr ile Osmanlı'ya kabul ettiriyor. Kurtuluş Savaşı sonrasında Lozan'da tekrar dayatmaya kalkışıyorlar. Ancak Gazi M. Kemal Atatürk, Lozan Antlaşması ile oyunu bozuyor.

Kürdistan projesi, Kurtuluş Savaşı ve Lozan Antlaşması ile çöpe atılan Sevr'in 62-64 madde projesidir.

Atatürk, Horasan erenleri ve Hacı Bektaş Veli nefesiyle oluşan Türk milleti kimliğini Lozan'a şöyle nakşettiriyor: Türkiye topraklarında Müslümanlar olarak yaşayan herkes Türk milletidir; azınlıklar, ancak gayr-ı müslim olanlardır (Lozan Antlaşması, 38-44 maddeler).

Atatürk'ün geçen yüzyılın başında tesis ettiği bu milli birlik ve Türk milleti kimliğinin, bu yüzyıldaki yegane adı ve adresi BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosudur.

Rockefeller ve Rothschildler öncülüğündeki Amerika ve Batı dünyası, Lozan'a rağmen o günden beri rahat durmamış, hedeflerine ulaşmak üzere din, siyaset ve aşiret eksenli her türlü yerel ağları örmüşlerdir.

Bu bağlamda Nakşi-Nurcu-Barzanî-MOSSAD ilişkilerini çözemeyenler, bağrımızdaki Kürdistan kisveli Büyük İsrail oluşumunu ve Barzanî'nin bağımsızlık çıkışlarını çözemezler. Cüppeli'nin FETÖ için kodeste gördüğü rüyayı yorumlayamadıkları gibi, İsrail'i sevindiren son dakika savaş rüyasını da yorumlayamazlar.

İngilizlerin Şark Projesi'nin güncel versiyonu olan Batı'nın Avrupa Birliği ve Amerika'nın Büyük Ortadoğu Projesi, ülkemizde ve bölgemizde almış başını gidiyor. Sarıklı-cüppeli Lawrencler, Efendi Miloşlar, İngilizler, Amerika ve Haçlı dünyası namına cirit atıyor.

Kurtuluş Savaşı yıllarında Said Nursi ve şürekası, İstanbul'un işgalinde Kürdistan oluşumu için işgalci İngiliz, Fransız ve Amerikan komiserleri ile özel görüşmeler yürütüyor, Milli Mücadele'de Yunan ve İngilizlere destek fetvaları uyduruyor, Atatürk'ü ise dinsiz-Deccal ilan ediyor (M. Bayraktar, Said Nursi'nin İstanbulun İşgalindeki Vahim Tavrı, Yenimesaj, 4 Nisan 2015 Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu, Ulusal Bağımsızlık Savaşında Milli Varlığa Düşman Cemiyetlerden Teali-i İslam'ın Bir Bildirisi, Tarih ve Toplum Dergisi., sy. 102, s. 19-22; Said Nursî, Şualar, Şualar s. 458?459, Sirac'un-Nur 247; Emirdağ Lahikası I /50-51, 278 ).

Nursî, Osmanlı'ya çullanan Hristiyan Haçlı dünyası ve Amerika ile bütünleşme namına Ehl-i Kitap ile ittifak bayrağı açıyor. Dinlerarası diyalog ve FETÖ fitnesinin ilk tohumlarını ekiyor (Emirdağ Lahikası,1/62, 150, 194; Tarihçe? Hayat , 88).

Türk siyasetinde etkisini gösteren İngiliz imalatı Nakşi oluşumu da aynı istikamette gidiyor. Hatta Nakşilik, Nurculuktan daha köklü ve derin iş görüyor.

1809 yılında Hindistan'a giderek Dehlevî ile 6 ay kalıp Nakşî post devşiren Halid Bağdadî (1777-1837) Hakkârili Nehrî ve Palulu Ali Septî (Şeyh Said'in dedesi) maharetiyle Halidîye'yi bölgede yayıyor.

Nakşi Nehrî, Barzan Kalesi'ni inşa eden Mesud'un torunu Şeyh Taceddin'e hilâfet veriyor.

Prof. Yona Sabar ve Ahmet Uçar, arşiv belgeleriyle, Barzani Ailesi'nin Yahudi olduğunu ortaya çıkartıyor (http://www.hurriyet.com.tr/barzani-ailesinin-yahudi-oldugu-ortaya-cikti-128488; M. Emin Koç-Emre Polat, Nakşibendilik, s.336-341, İcmal Yay., İstanbul 2014)

Taceddin Barzanî'den sonra başta oğlu I. Abdusselam olmak üzere kimisi kendini Tanrı, kimisi kendini Mehdi ilan edip post süren isimler posta oturuyor. Muhammed Barzani (Mesud'un dedesi) ise hem Mehdiliğini, hem de Osmanlıya karşı "Cihad-ı Mukaddes" ilan ediyor (Bkz.: M. Emin Koç-Emre Polat, Nakşibendilik, s.299-341).

Nakşi icazetli ve Yahudi meşrepli Barzani, dededen beri İsrail'in kurucu ve koruyucu gücü MOSSAD ile elele Büyük İsrail için Kürdistan kuruyor, işbirliği yapıyorlar. Barzani'nin ekibini İsrail eğitiyor.

Eylül 2012 AKP kongresinde ise, Barzani, AKP'lilere hitap ederken, salondan, Türkiye seninle gurur duyuyor nümayişi yükseliyor.

Barzani'nin son rüyasını ise cüppeli görüyor.

Bütün bu oyun içindeki İngiliz, Amerikan ve Avrupa oyunlarını, yıllardan beri sadece Prof. Dr. Haydar Baş görüyor, millet ve devlete göstermeye çalışıyor. Yaşanan ve görmezlikten gelinen olaylar, hep Prof. Dr. Baş'ı doğruluyor.

Türk milleti, göz göre göre başına belayı sarıyor.