AKP’nin sıfır sorun politikasının zaman geçtikçe ne anlama geldiğini pratik olarak görüyoruz. Meğer kast edilen sıfır sorun politikası, İran’ı, Azerbaycan’ı, Irak’ı, Afganistan’ı, Pakistan’ı, Libya’yı, Suriye’yi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kaybetmek ve Barzani’ye mahkum olmak anlamına geliyormuş. Maalesef yaşadıklarımız bunu gösterdi.
Türkiye, PKK terörünü sıfır noktasına getirdiği yöntemleri bir kenara koydu ve yıllarca PKK’yı içinde barındıran, himaye eden, etkili PKK’lıları peşmerge ordusunda komutan yapan, hatta içişleri bakanı yapan Barzani’den akıl alma pozisyonuna geldi. O da önce Washintgton’a gidip talimatları aldı ardından da Ankara’ya gelip ahkam kesti.
PKK’nın Kuzey Irak’tan Türkiye’ye tasfiyesi
Yapılan görüşmelere ve basın açıklamalarına bakılırsa, Barzani’nin özellikle bir konuya odaklandığını görüyoruz: PKK’nın kalıntılarının Kuzey Irak’tan Türkiye’ye tasfiyesi…
Barzani, kendi çıkarlarına da hizmet etse, kendisinin kontrol edemediği, peşmerge ordusunun alternatifi olan bir silahlı oluşumu kendi topraklarında barındırmak istemiyor.
Ankara’dan istediği de, PKK için siyasal ve hukuki şartların oluşturularak kamplardakilerin Türkiye’ye aktarılması…
Başbakan Erdoğan Barzani’nin bu isteğine hayır demiyor, “terör örgütü PKK silah bırakırsa operasyonlar durdurulur” diyor. Yani PKK’nın siyasallaştırılmasına yeşil ışık yakıyor.
Federatif yapı ne anlama geliyor?
Fakat Türkiye’de siyasal PKK ve onun amacına hizmet eden federatif yapı ile ilgili anayasal çalışmaların ne gibi sonuçlar doğuracağını Barzani’nin Irak’la ilgili yaptığı açıklamalarda görmek mümkün.
Barzani, Saddam sonrası ABD’nin dayatmasıyla ortaya konulan Irak Anayasası’nın Kuzey Irak yönetimine geniş yetkiler veren maddelerinin harfiyen uygulanmasını istiyor.
Irak yönetimi ise bunda ayak diretiyor ve doğal olarak aralarında ciddi bir kriz yaşanıyor. Bu krizle alakalı olarak bakın Barzani neler söylüyor: “Irak’ta bir kriz yaşıyoruz. Çözüm, Bağdat’ın Irak anayasasına dönmesidir. Anayasadan uzaklaşmamasıdır. Ancak, kriz böyle çözülmezse o zaman biz de halkımıza sorarız, onun kararını uygularız.”
Barzani’ye, “Irak krizi çözülmezse halkınıza soracağınız, bağımsızlık ilanı mıdır?” diye soruluyor, şu yanıtı veriyor: “Her milletin devlet kurma hakkı vardır. Kriz çözülmezse biz de halkımıza soracağız. Çünkü başka seçenek kalmıyor. Bize de kararı halkımıza bırakmaktan başka yol kalmıyor.”
Ve her şeyden önemlisi Barzani bütün bu açıklamaları Ankara’da yapıyor, Türk basın ve medyası da bunu tüm Türkiye’ye en ücra köşeye kadar ulaştırıyor.
Kuzey Kürdistan için yol haritası
Barzani’nin bu açıklamaları bir taraftan federatif bir yapının eninde sonunda bağımsızlık ilanı anlamına geleceğini, bunun da bölünme parçalanma olacağını ifade ediyor, diğer taraftan da Türkiye’de oluşturulması planlanan “Kuzey Kürdistan” için yol haritası oluyor.
Ve bizim siyasiler de bu tehlike ve tehdit dolu açıklamaların yapılmasına müsaade ediyor ve daha da ötesi “Barzani ile düşüncelerimiz örtüşüyor” açıklamaları yapıyorlar.
Bakın Barzani siyasilerimizin hangi açıklamalarını takdir ediyor:
“Başbakan Erdoğan, geçen yıl Erbil’e geldiğinde artık Kürtlerin inkâr edilmesi döneminin geride kaldığını söylemişti. Bu bizim için çok önemliydi. Türkiye devletinin bu yeni bakışına PKK’nın ve BDP’nin daha çok destek vermelerinin iyi olacağına inanıyorum.”
Barzani PKK’ya silah bırakması tavsiyesinde bulunurken, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir akıl da veriyor: “PKK bana kulak verirse barışçıl yöntemler aramalıdır.”
Yani terör amacına ulaşmalı ama kendisine siyasal bir zemin bulmalı.
Kısaca, adamlar gelip suratımıza tükürüyor, bizimkiler de “Ya Rabi şükür” diyorlar.
Türkiye, PKK terörünü sıfır noktasına getirdiği yöntemleri bir kenara koydu ve yıllarca PKK’yı içinde barındıran, himaye eden, etkili PKK’lıları peşmerge ordusunda komutan yapan, hatta içişleri bakanı yapan Barzani’den akıl alma pozisyonuna geldi. O da önce Washintgton’a gidip talimatları aldı ardından da Ankara’ya gelip ahkam kesti.
PKK’nın Kuzey Irak’tan Türkiye’ye tasfiyesi
Yapılan görüşmelere ve basın açıklamalarına bakılırsa, Barzani’nin özellikle bir konuya odaklandığını görüyoruz: PKK’nın kalıntılarının Kuzey Irak’tan Türkiye’ye tasfiyesi…
Barzani, kendi çıkarlarına da hizmet etse, kendisinin kontrol edemediği, peşmerge ordusunun alternatifi olan bir silahlı oluşumu kendi topraklarında barındırmak istemiyor.
Ankara’dan istediği de, PKK için siyasal ve hukuki şartların oluşturularak kamplardakilerin Türkiye’ye aktarılması…
Başbakan Erdoğan Barzani’nin bu isteğine hayır demiyor, “terör örgütü PKK silah bırakırsa operasyonlar durdurulur” diyor. Yani PKK’nın siyasallaştırılmasına yeşil ışık yakıyor.
Federatif yapı ne anlama geliyor?
Fakat Türkiye’de siyasal PKK ve onun amacına hizmet eden federatif yapı ile ilgili anayasal çalışmaların ne gibi sonuçlar doğuracağını Barzani’nin Irak’la ilgili yaptığı açıklamalarda görmek mümkün.
Barzani, Saddam sonrası ABD’nin dayatmasıyla ortaya konulan Irak Anayasası’nın Kuzey Irak yönetimine geniş yetkiler veren maddelerinin harfiyen uygulanmasını istiyor.
Irak yönetimi ise bunda ayak diretiyor ve doğal olarak aralarında ciddi bir kriz yaşanıyor. Bu krizle alakalı olarak bakın Barzani neler söylüyor: “Irak’ta bir kriz yaşıyoruz. Çözüm, Bağdat’ın Irak anayasasına dönmesidir. Anayasadan uzaklaşmamasıdır. Ancak, kriz böyle çözülmezse o zaman biz de halkımıza sorarız, onun kararını uygularız.”
Barzani’ye, “Irak krizi çözülmezse halkınıza soracağınız, bağımsızlık ilanı mıdır?” diye soruluyor, şu yanıtı veriyor: “Her milletin devlet kurma hakkı vardır. Kriz çözülmezse biz de halkımıza soracağız. Çünkü başka seçenek kalmıyor. Bize de kararı halkımıza bırakmaktan başka yol kalmıyor.”
Ve her şeyden önemlisi Barzani bütün bu açıklamaları Ankara’da yapıyor, Türk basın ve medyası da bunu tüm Türkiye’ye en ücra köşeye kadar ulaştırıyor.
Kuzey Kürdistan için yol haritası
Barzani’nin bu açıklamaları bir taraftan federatif bir yapının eninde sonunda bağımsızlık ilanı anlamına geleceğini, bunun da bölünme parçalanma olacağını ifade ediyor, diğer taraftan da Türkiye’de oluşturulması planlanan “Kuzey Kürdistan” için yol haritası oluyor.
Ve bizim siyasiler de bu tehlike ve tehdit dolu açıklamaların yapılmasına müsaade ediyor ve daha da ötesi “Barzani ile düşüncelerimiz örtüşüyor” açıklamaları yapıyorlar.
Bakın Barzani siyasilerimizin hangi açıklamalarını takdir ediyor:
“Başbakan Erdoğan, geçen yıl Erbil’e geldiğinde artık Kürtlerin inkâr edilmesi döneminin geride kaldığını söylemişti. Bu bizim için çok önemliydi. Türkiye devletinin bu yeni bakışına PKK’nın ve BDP’nin daha çok destek vermelerinin iyi olacağına inanıyorum.”
Barzani PKK’ya silah bırakması tavsiyesinde bulunurken, üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir akıl da veriyor: “PKK bana kulak verirse barışçıl yöntemler aramalıdır.”
Yani terör amacına ulaşmalı ama kendisine siyasal bir zemin bulmalı.
Kısaca, adamlar gelip suratımıza tükürüyor, bizimkiler de “Ya Rabi şükür” diyorlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- Din Allah’ın Kur’an’da anlattığı, Ehl-i Beyt’in yaşadığıdır / 27.03.2025