Vatandaşa soruyorum; Allah aşkına (!) Mesut Barzani'nin, PKK'nın hamisi olduğunu bilmeyeniniz var mı? Veya Mesut Barzani'yi nasıl bilirdiniz, diye sorsam ne cevap verirsiniz?
Belki birçoğunuz Barzani'nin tescilli MOSSAD ajanı olduğunu bilmeyebilirsiniz! Babası Mustafa Barzani'nin, 1. Dünya Savaşında, Osmanlı Devletine asker vermediğini de bilmeyebilirsiniz. Bu aşiretin Yahudi olduğunu da bilmeyebilirsiniz. Ama herkes çok iyi biliyor ki Barzanilerin hedefi Büyük Kürdistan'dır ve hedefin Türkiye ayağı PKK'dır. PKK'nın, Kuzey Irak'taki hamisidir. Peşmerge'nin, Türkiye'deki adıdır PKK.
Hadi bunların hiçbirini bilmiyorsunuz, diyelim. Bugünün Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan 10 yıl önce Başbakan sıfatıyla Barzani'yi terörist ilan etmişti.
Başbakan Erdoğan (29 Ekim 2007): "Barzani, bizim muhatabımız olamaz? Barzani'nin şunu çok açık net ortaya koyması lazım; terör örgütüyle ilgili olarak terör örgütüne o bölgede yataklık yapar durumdalar. Olay budur. Uluslararası hukuk noktasında ne anlama geldiği de bellidir."
Bugün kendisine 'ahmak' denilmesini isteyen dünün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 14 Nisan 2007 tarihinde; "Barzani'nin her sözü, Türkiye'nin egemenlik haklarına da bir tecavüzdür." diyordu. Sonra ne oldu, ne değişti veya kim değişti, diye sormak istiyorum.
Barzani dünkü çizgisini koruyor. Daha bir ay önce (15-16 Aralık) Duhok'ta yeni açılan Kürdistan Amerikan Üniversitesi'nde tarihlerinde düzenlenen, 'Geleceğin Bağımsız Kürdistan'ı' adlı konferansın ardından Monitor gazetesinin sorularını cevaplayan Barzani: "Irak Kürdistan'ının bağımsızlığını konuşmak İran için kırmızıçizgi ama Türkiye için değil. Iraklı Kürtler daima bağımsızlık hayaliyle yaşadı ve şimdi de bu hayali gerçekleştirmek için harekete geçti." diyordu.
2 yıl önce de çözüm süreci sonrası güçlenen PKK, katliamlara yeni başlamışken aynı Barzani şu sözleri sarf ediyordu;
"Hiç kimse Kürdistan Bölgesi'ni bölemez, parçalayamaz. Birlik ve bütünlükten rahatsız olanlar, hayatlarını tercih ettikleri herhangi bir yerde sürdürebilir. Başkalarının emri altında kalmak için onca şehit vermedik. Düşman elinden geleni ardına koymadı. Ancak milletimizin iradesini kıramadı. Artık böyle bir acı tecrübeyi yaşamak zorunda değiliz. Bağımsızlık veya bağımlı kalma seçenekleriyle karşı karşıyayız. Tercihimiz bağımsızlık." (19.07.2015 İhsan Dörtkardeş DHA)
Barzani değişmediğine göre değişen kim?
Erdoğan başbakanken Barzani'nin önüne kırımız halı serdirdi. AKP kongresinde alkışlatıldı. Davutoğlu başbakan oldu. Barzaniye, 'ağabeyim' deyip, sazlı sözlü eğlence yaptı.
Ve Binali Yıldırım. Hafta başı televizyonlarda izlediniz, Sayın Yıldırım, Barzani ile aynı siperde mevzilendi.
Yüz yıl önce Atatürk önderliğinde Türk Milletine karşı kaybeden Curzon, 'eğer doğuda bir Kürt devleti kurabilseydik işimiz çok daha kolay olacaktı' demişti. Şimdi Lord Curzon sevinç içindedir. Çünkü hayali gerçekleşiyor.
Belki birçoğunuz Barzani'nin tescilli MOSSAD ajanı olduğunu bilmeyebilirsiniz! Babası Mustafa Barzani'nin, 1. Dünya Savaşında, Osmanlı Devletine asker vermediğini de bilmeyebilirsiniz. Bu aşiretin Yahudi olduğunu da bilmeyebilirsiniz. Ama herkes çok iyi biliyor ki Barzanilerin hedefi Büyük Kürdistan'dır ve hedefin Türkiye ayağı PKK'dır. PKK'nın, Kuzey Irak'taki hamisidir. Peşmerge'nin, Türkiye'deki adıdır PKK.
Hadi bunların hiçbirini bilmiyorsunuz, diyelim. Bugünün Cumhurbaşkanı olan Sayın Erdoğan 10 yıl önce Başbakan sıfatıyla Barzani'yi terörist ilan etmişti.
Başbakan Erdoğan (29 Ekim 2007): "Barzani, bizim muhatabımız olamaz? Barzani'nin şunu çok açık net ortaya koyması lazım; terör örgütüyle ilgili olarak terör örgütüne o bölgede yataklık yapar durumdalar. Olay budur. Uluslararası hukuk noktasında ne anlama geldiği de bellidir."
Bugün kendisine 'ahmak' denilmesini isteyen dünün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 14 Nisan 2007 tarihinde; "Barzani'nin her sözü, Türkiye'nin egemenlik haklarına da bir tecavüzdür." diyordu. Sonra ne oldu, ne değişti veya kim değişti, diye sormak istiyorum.
Barzani dünkü çizgisini koruyor. Daha bir ay önce (15-16 Aralık) Duhok'ta yeni açılan Kürdistan Amerikan Üniversitesi'nde tarihlerinde düzenlenen, 'Geleceğin Bağımsız Kürdistan'ı' adlı konferansın ardından Monitor gazetesinin sorularını cevaplayan Barzani: "Irak Kürdistan'ının bağımsızlığını konuşmak İran için kırmızıçizgi ama Türkiye için değil. Iraklı Kürtler daima bağımsızlık hayaliyle yaşadı ve şimdi de bu hayali gerçekleştirmek için harekete geçti." diyordu.
2 yıl önce de çözüm süreci sonrası güçlenen PKK, katliamlara yeni başlamışken aynı Barzani şu sözleri sarf ediyordu;
"Hiç kimse Kürdistan Bölgesi'ni bölemez, parçalayamaz. Birlik ve bütünlükten rahatsız olanlar, hayatlarını tercih ettikleri herhangi bir yerde sürdürebilir. Başkalarının emri altında kalmak için onca şehit vermedik. Düşman elinden geleni ardına koymadı. Ancak milletimizin iradesini kıramadı. Artık böyle bir acı tecrübeyi yaşamak zorunda değiliz. Bağımsızlık veya bağımlı kalma seçenekleriyle karşı karşıyayız. Tercihimiz bağımsızlık." (19.07.2015 İhsan Dörtkardeş DHA)
Barzani değişmediğine göre değişen kim?
Erdoğan başbakanken Barzani'nin önüne kırımız halı serdirdi. AKP kongresinde alkışlatıldı. Davutoğlu başbakan oldu. Barzaniye, 'ağabeyim' deyip, sazlı sözlü eğlence yaptı.
Ve Binali Yıldırım. Hafta başı televizyonlarda izlediniz, Sayın Yıldırım, Barzani ile aynı siperde mevzilendi.
Yüz yıl önce Atatürk önderliğinde Türk Milletine karşı kaybeden Curzon, 'eğer doğuda bir Kürt devleti kurabilseydik işimiz çok daha kolay olacaktı' demişti. Şimdi Lord Curzon sevinç içindedir. Çünkü hayali gerçekleşiyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- İktidara karşı değilse istediğiniz kadar yürüyebilirsiniz / 10.04.2025
- Papazı nasıl aldık hatırlıyor musun? / 09.04.2025
- Siyasette üçüncü yol şart mı? / 08.04.2025
- Alparslan Türkeş’in vefat yıl dönümünden önce / 07.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -2- / 06.04.2025
- Sayın Erdoğan’ın nefretten doğan AB aşkı -1- / 05.04.2025
- Boykotun babasını yaptılar, yapıyorlar / 04.04.2025
- Erdoğan’ın ‘Filistin’ nöbeti / 03.04.2025