Hürriyet uşaklık sayesinde
elde tutulmaz"
(Rousseau)
Bugün herkesçe kabul gören demokrasi anlayışı, liberal demokrasidir. Kapitalist iktisadi siyasi nizamlarda geçerli olan bu demokrasi, birçok illetlerle sakat olarak dünyaya gelir. Ne diyordu Hz. İsa'dan önce yaşamış Yunanlı politikacı rakibi için:
-Ben onu yenerim, ama o halkı yenilmediğine inandırır.
O günden bu güne bu anlayış değişmemiş olup, oy toplamak için şarlatanlık, demagoji, iftira ve asla tutulmayacak vaatlere, yalanlara açıktır demokrasi. Bundan olacak "paranızı bile güvenip bırakamayacağınız insanların eline ruhunuzu teslim ediyorsunuz" diyenler haklıdır.
İçinde yaşadığımız söylenen liberal demokratik sistemin ekonomik hürriyetini, düşünce ve inanç hürriyetini ve tam anlamıyla şahıs hürriyetini sağlayan bağımsızlık olmadan insanların ihtiyaçlarına cevap veriyor mu diye sorulursa:
- Hayır cevap vermiyor, denilecektir.
Çünkü dünyada Marksizm'in işe yaramayarak çöplüğe atıldığından bu yana, kapitalist batı demokrasisi adeta insanlığın biricik hayat düzeni olarak empoze edilmiş, fakat bu düzenin yukarıdaki belirttiğim hürriyet ve bağımsızlığı tam manası ile sağlamadığı için insanlığa cevap veremeyeceği apaçık ortaya çıkmıştır. Zira zaman içinde, hürriyet ve bağımsızlık kamilen sağlanmadıkça; siyasi yönden "demokrasi" kabul edilse bile, kapitalizmde güçlü insanın daha az güçlü insanı sömüreceği gerçeği vardır.
Kapitalizmin en gelişmiş ve en güçlü biçiminin hakim olduğu Batı'da dahi, hesaplar milletin hürriyetlerinin temini faydasına değil, büyük holdinglerden oluşan Tröst'lerin isteklerine göre yapılmakta olduğu herkesçe malumdur. Burada ölçü insanlara hizmet değil sadece kâr olunca, artık toplum da buna göre şekillenmiş olacak, insanların bağımsızlık ve hürriyetleri de bu kapitalin zararına dokunmayacak kadar tanınacaktır. İnsanın ruhi ve manevi gelişimini sağlayacak bağımsızlık, hak ve hürriyetler bir şekilde insanlardan alınmış olacaktır. Bugün modern hayatta bu kötü niyetli anlayış nedeniyle insana kıymet verilmediği gibi, insanın yaşadığı topluma da önem verilmemektedir.
Ne diyelim aynı Voltaire'in dediği gibi "..hürriyetlerine sahip olmayanların rahatlığı, düzenli bir biçimde sessizce kürek çeken kürek mahkumlarının rahatlığı gibidir."
elde tutulmaz"
(Rousseau)
Bugün herkesçe kabul gören demokrasi anlayışı, liberal demokrasidir. Kapitalist iktisadi siyasi nizamlarda geçerli olan bu demokrasi, birçok illetlerle sakat olarak dünyaya gelir. Ne diyordu Hz. İsa'dan önce yaşamış Yunanlı politikacı rakibi için:
-Ben onu yenerim, ama o halkı yenilmediğine inandırır.
O günden bu güne bu anlayış değişmemiş olup, oy toplamak için şarlatanlık, demagoji, iftira ve asla tutulmayacak vaatlere, yalanlara açıktır demokrasi. Bundan olacak "paranızı bile güvenip bırakamayacağınız insanların eline ruhunuzu teslim ediyorsunuz" diyenler haklıdır.
İçinde yaşadığımız söylenen liberal demokratik sistemin ekonomik hürriyetini, düşünce ve inanç hürriyetini ve tam anlamıyla şahıs hürriyetini sağlayan bağımsızlık olmadan insanların ihtiyaçlarına cevap veriyor mu diye sorulursa:
- Hayır cevap vermiyor, denilecektir.
Çünkü dünyada Marksizm'in işe yaramayarak çöplüğe atıldığından bu yana, kapitalist batı demokrasisi adeta insanlığın biricik hayat düzeni olarak empoze edilmiş, fakat bu düzenin yukarıdaki belirttiğim hürriyet ve bağımsızlığı tam manası ile sağlamadığı için insanlığa cevap veremeyeceği apaçık ortaya çıkmıştır. Zira zaman içinde, hürriyet ve bağımsızlık kamilen sağlanmadıkça; siyasi yönden "demokrasi" kabul edilse bile, kapitalizmde güçlü insanın daha az güçlü insanı sömüreceği gerçeği vardır.
Kapitalizmin en gelişmiş ve en güçlü biçiminin hakim olduğu Batı'da dahi, hesaplar milletin hürriyetlerinin temini faydasına değil, büyük holdinglerden oluşan Tröst'lerin isteklerine göre yapılmakta olduğu herkesçe malumdur. Burada ölçü insanlara hizmet değil sadece kâr olunca, artık toplum da buna göre şekillenmiş olacak, insanların bağımsızlık ve hürriyetleri de bu kapitalin zararına dokunmayacak kadar tanınacaktır. İnsanın ruhi ve manevi gelişimini sağlayacak bağımsızlık, hak ve hürriyetler bir şekilde insanlardan alınmış olacaktır. Bugün modern hayatta bu kötü niyetli anlayış nedeniyle insana kıymet verilmediği gibi, insanın yaşadığı topluma da önem verilmemektedir.
Ne diyelim aynı Voltaire'in dediği gibi "..hürriyetlerine sahip olmayanların rahatlığı, düzenli bir biçimde sessizce kürek çeken kürek mahkumlarının rahatlığı gibidir."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Adnan Ulutaş / diğer yazıları
- Bir medeniyetin iflası nedir bilir misin? / 23.07.2002
- Demokrasi kabusu / 17.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-II / 12.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-I / 11.07.2002
- Hangi zaman? / 10.07.2002
- Hangi ruh? / 09.07.2002
- Zulmün hukuku olmaz / 03.07.2002
- Batının ahlâksız hayatı! / 25.06.2002
- Avrupalaşma ihaneti / 19.06.2002
- Alçaklığın adı hukuk oldu! / 16.05.2002
- Demokrasi kabusu / 17.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-II / 12.07.2002
- Avrupalılaşmanın neresindeyiz'-I / 11.07.2002
- Hangi zaman? / 10.07.2002
- Hangi ruh? / 09.07.2002
- Zulmün hukuku olmaz / 03.07.2002
- Batının ahlâksız hayatı! / 25.06.2002
- Avrupalaşma ihaneti / 19.06.2002
- Alçaklığın adı hukuk oldu! / 16.05.2002