logo
23 KASIM 2024

Demokrasi kabusu

17.07.2002 00:00:00
Demokrasi rüyası olduğu gibi, "demokrasi kabusu" da vardır. Demokrasi; yönetimi elinde bulunduran grupların, çoğunluğunu oluşturan halk kütlelerini yönetebilmek için 20. yüzyılın ikinci yarısında uydurulmuş bir hayal midir?

Eğer böyle ise bir kabustur ve insanlık büyük yanılgı içindedir. Çünkü ortaçağlardan bu yana pek bir şey değişmemiş demektir. Demokrasiye yapılan bu ağır itham, hükümet şekli demokratik olsa bile, esasen hiçbir zaman demokratik olamayacağı yönündedir.

Yani ne kadar demokratik olduğu söylense de,egemenliğin daima çoğunluğa karşı sorumlu olmayan bir yönetimin elinde olmasıdır. Çoğunluğu hakimiyeti altına alan bu oligarşik güç, her türlü yolla iktidarını korumaya, onu halkın rızasına değil, makyavelist anlayışla kuvvete dayandırmak ister.

Faşizm yani otoriter ve totaliter yönetimin birinci işareti "çoğunluğun iyiliği için", sorumsuz bir elit hakimiyetin zorunluluğuna inanmaktır. İkinci işareti ise; bu azınlığın yüce değer ve gayelerle haiz olduğunu kabul etmek ve bu değer ve gayeleri toplum içinde tayin etmek hakkına sahip olduklarına inanmaktır. Üçüncü işaret de; böyle bir aristokratik yapıyı her bakımdan uygun görmek, bu statükoyu korumak ve desteklemek için her şeyi yapmaktır.

İşte bunları savunan, aslında başlık olarak kendisine "demokrasi" adını takmış olsa bile, faşist bir yönetimi savunuyor demektir. Bu mahiyette bir yönetim ne kadar parlak olursa olsun sonuçta faşizandır, ahlak dışıdır, insanlık dışıdır. İnsanın şeref ve haysiyetini esas almayan, onun hürriyetini başka şeylerin ve başkalarının hürriyeti olarak gören sapık zihniyettir.

Demokrasi kabusu tam burada başlar... Çoğunlukla böylesine savunulması çok zor olan ahlak dışı rejimi savunanlar daima, şahsen demokrasiye inandıklarını, insan hak ve hürriyetlerine saygılı olduklarını fakat, demokrasinin özellikle de "din ve vicdan hürriyeti" düşünce ve ifade hürriyeti" gibi mühharısan insana ait evrensel kurallarının tatbikinin imkansızlığını öne sürerler. Ve bu temel hak ve hürriyetlerin tatbik istenilmeyen durumlara sebeb olacağını eklerler.

Aslında yönetimi elinde bulunduranların yaptığı bu itiraz mahiyeti demokrasi olmayan biçimsel demokrasilerine meşruiyet kazandırmak haklılığını göstermektedir. Burada temel düstur "sosyal realizm ve mantıksal bütünlüktür". Dayandıkları gerekçelerin ahlaki değil bilimsel ve mankıki veriler olması gerektiğini söyleyeceklerdir.

Bu bahaneyle, "demokrasi" adına çoğunluğa "demokrasi kabusu" yaşattırırlar.

Esasen toplumun, "idare edenler ile idare edilenler" olarak kesinkes ayrıldığına peşinen inanan, birincilerin kütlelere neyi, ne kadar verileceğini daima beliryenlerdir. Kendilerini birincilerden yani seçkinlerden kabul edince, ikinciler daima çoğunluğu teşkil eden pasif halk olacaktır ve bütün sistem boyunca iktidardan, kamusal imkanlardan mahrum bırakılmak zorunluluğu var olacaktır.

Sokaktaki adam, kendini temsil edenleri sandıktaki oyuyla tayin ettiğini sanır burada. Oysa sandıktaki oy, sadece bir elit tabakanın yerine başka bir elit tabakanın geçmesidir. Bu öylesine açıktır ki, oy sandığı halkın gerçek istediğini göstermez. Elitler liderdir, yol gösteren onlardır, toplumun eğilimlerini, gideceği yönü tayin edenler onlardır. Fakat elit tabaka hiçbir surette çoğunluğun kontrolüne tabi değildir. Nihai sonuçta halk çoğunluk olarak hep dışarıdadır, çünkü yönetilendir.

Böylece siyaset daima bir iktidar komplosudur (conspiracy of power) ve hukuk "adaletin kuvvetlinin hakkı olduğu" görüşünü benimsemektir. Hukuk sadece kaba gücün sahnelenmesine yarayan bir vasıtadır. Hala siyaseti çoğunluğa hizmet için sananlar varsa bu bir aldanmadır. Çünkü siyaset tam anlamıyla bir savaştır. Hem de bütün gayesi iktidar koltuğunu ele geçirmektir. Bu koltuğu kaptırmamak için ilk manevrada hasmını imha etmek mahir politikacıların işidir.

İktidar hırsı, hükümet etme aşkı siyasi tahlillerin mihverini teşkil eder. Yani bir tarafta atıl, pasif gruplar bir tarafta egemen, iktidar hırsına sahip hakim gruplar, iktidar hırsı taşıyanların bu hırsı taşımayanlara tahakkümü...

İşte demokrasinin kabusu budur.

Halbuki demokrasi rüyasında, toplumlar demokrasiyi çoğulculuk, hürriyet ve farklılık getirdiği için arzu etmişlerdir. Demokrasi anlayışı yöneten/yönetilen ayrımına karşı olduğunu söyler. Çünkü bu olgu "halkın halk tarafından yönetilmesi" olarak tanımlanan demokratik kuralıyla çelişir gözükür.

Acaba gerçek nasıldır?
 
Adnan Ulutaş / diğer yazıları
'Yeni silahlar geliştirdik'
Putin'in eli belinde!
Nedeni artan enflasyon
Kartlı ödemelerde bir rekor daha
Türkiye'deki en büyük alıcı
Merkez Bankası altın yığınağı yapıyor
İki kayyum kararı daha
Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden alındı
Türkiye'de kaç milyon Suriyeli var?
Göç İdaresi: Çocuklar dahil 2 milyon 935 bin 742
'Biden Trump'a kötü miras bırakmaya çalışıyor'
Rusya'dan dikkat çekici açıklama
Günleri var değerleri yok!
Öğretmenlerin umutları kalmadı
'Kantin solcuları'
Erdoğan'dan CHP'ye tepki
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
İfadesinde çarpıcı iddialarda bulundu
BTP’den Nasuh Mahruki’ye destek ziyareti
'Tutuklamalar bir sopa olarak kullanılıyor'
Kredi kartı borçları katlanarak artıyor
Kredi kartlı ödemeler yıllık yüzde 83 arttı
Utanç davası 5. gününde
Yenidoğan çetesi yargılanıyor
Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti
‘Erdoğan’a oy vermeyeceğim… Ahiretime zarar vermek istemiyorum’ demişti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği açıkladı
Kaç şirket kapandı?
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
Sebep: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymışlar!
'Yeni silahlar geliştirdik'
Putin'in eli belinde!
Nedeni artan enflasyon
Kartlı ödemelerde bir rekor daha
Türkiye'deki en büyük alıcı
Merkez Bankası altın yığınağı yapıyor
İki kayyum kararı daha
Tunceli ve Ovacık belediye başkanları görevden alındı
Türkiye'de kaç milyon Suriyeli var?
Göç İdaresi: Çocuklar dahil 2 milyon 935 bin 742
'Biden Trump'a kötü miras bırakmaya çalışıyor'
Rusya'dan dikkat çekici açıklama
Günleri var değerleri yok!
Öğretmenlerin umutları kalmadı
'Kantin solcuları'
Erdoğan'dan CHP'ye tepki
Kılıçdaroğlu hakim karşısında
İfadesinde çarpıcı iddialarda bulundu
BTP’den Nasuh Mahruki’ye destek ziyareti
'Tutuklamalar bir sopa olarak kullanılıyor'
Kredi kartı borçları katlanarak artıyor
Kredi kartlı ödemeler yıllık yüzde 83 arttı
Utanç davası 5. gününde
Yenidoğan çetesi yargılanıyor
Ali Rıza Demircan ahiretinden vazgeçti
‘Erdoğan’a oy vermeyeceğim… Ahiretime zarar vermek istemiyorum’ demişti
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği açıkladı
Kaç şirket kapandı?
Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
Sebep: Halka yanıltıcı bilgiyi alenen yaymışlar!
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.