Sözlerime bir anektodla başlamak istiyorum. Yıllar önce tanıştığım esnaf bir annenin hikayesi Bu annemizin bir kızı var. Tedavisi zor ve çok maliyetli bir hastalıkla mücadele ediyor. Bu süreçte anne hem kızının sağlığı için endişeli hem de tedavinin maliyetini karşılama konusunda endişeli çünkü aile geçimini bir tek babanın kazancı ile sağlamaya çalışıyor ancak tedavi ücretini karşılamaya yetmiyor.
Ne yazık ki devlet de tedaviyi karşılamıyor. İşte bu zor durumda, anne kızının tedavisini yaptırabilmek için harekete geçer elinde bir kuruş olmadan. Banka Kredisi ile kapalı pazarda bir tuhafiye tezgâhı açmak ister. Tezgahına koyacağı ürünleri almak için gittiği toptancıda bir hayal kırıklığı daha yaşar. Çünkü toptancı dolar ve euro endeksli çalışıyordur. Anne "Burası Türkiye değil mi? Niçin Türk parası ile alamıyorum? Bu nasıl iş?" diye itiraz etse de çaresiz ürünleri dolar bazında alacaktır. Ve annemiz böyle zor bir süreçle mücadele etmek zorunda kalarak iş yerini açar ve evladının sağlığına kavuşmasını sağlar.
Ve bu hikâyeden yıllar sonra. Ben de bir karton bardak üreticisi olarak esnaflık yapmaya başladım. Aradan yıllar geçmesine rağmen sistemde hiç bir değişiklik olmamış ayyni akıbete ben de uğramıştım. Karton bardak hammaddesi ve yan ürünler olmak üzere hepsi dolar veya euro endeksli olarak satışa devam ediliyordu.
Peki niçin kendi ülkemizde milli paramız olan TL ile değil de dolar veya euro ile ticaret yapmak zorunda kalıyoruz?
Niçin esnafımız Kobi'lerimiz yabancı para karşısında eziliyor?
Nedenini şöyle izah edelim:
Çünkü bizim TL'miz milli para olma özelliğini uzun zaman önce yitirmiştir. Faiz ile borçlanılarak basılan para milli olamaz. Ülkemizde basılan para faizli (maliyetli) paradır.
Merkez Bankası para basmadan önce de IMF veya dünya bankasından faizli borç dolar alıp hazineye koyar ve bu para karşılığı TL olarak parayı basar.
Bu durum paramızı yerli ve milli olmaktan çıkarmaktadır. Yani üzerinde 20 TL 50 TL 100 TL yazan cebimizdeki paralar milli para değil doların tercümesi olan bir paradır.
Ebedi Genel Başkanımız Prof Dr. Haydar Baş Beyin "Milli! Ekonomi Modeli" kitabında paraya getirdiği yepyeni bir tarifle "para' emek ve üretimin karşılığıdır" ifadesi ekonomi litaratüründe yerini almıştır. Dolayısıyla Milli paranın da tanımı ortaya çıkmış olur.
Eğer milli paradan söz etmek istiyorsak; paranın o ülkenin GSMH' sı, yani vatandaşlarının bir yıllık emek ve üretimleri karşılığında, devletin senyoraj hakkını kullanarak bastığı para milli para olur.
Evet benim bir esnaf olarak beklentim Ülkemde Türk Lirasının esaretten kurtulup özgürleşmesini istiyorum. Kendi ülkemde yabancı para ile değil Türk Lirası ile ticaret yapmak istiyorum. Ülkemde 'Milli Ekonomi Modelinin' uygulanmasını ve bu modelin "Sosyal devlet milli devlet" projeleri kapsamında Esnaf ve kobilere yapacakları tüm desteklerden yararlanmak istiyorum.
Bütün esnaf kardeşlerimin huzur ve refah içinde yaşamasını ve yüzlerinin gülmesini istiyorum. Ülkemde, bu modeli uygulayıp hayata geçirecek olan Bağımsız Türkiye partisi ve Av. Hüseyin Baş'ın iktidar olmasını istiyorum. Ben bir esnafım ve onun için Bağımsız Türkiye Partiliyim. Sevgili Esnaf kardeşim! sende geleceğin için bir ışık Yak!
Sende "BTP" gönüllüsü ol!
- Bağımsız Türkiye Partiliyim, çünkü ben bir esnafım! / 17.02.2021
- Türk Lirasının esareti / 30.05.2015
- Niçin zengin olmayalım? / 21.04.2015
- Seçim derdi mi, geçim derdi mi? / 14.04.2015
- Musalar ve firavunlar / 14.02.2015